11 Mart 2025
21YYTE.ORG Terörizm Ve Terörizmle Mücadele Seçim Sonuçları BDP Açısından Ne Anlatıyor?

Seçim Sonuçları BDP Açısından Ne Anlatıyor?

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Seçim sonuçlarında çıkan oy oranlarının, siyasi partilerin konumlarını belirleyici bir durum olduğu aşikârdır. Ancak bu somut ve niceliksel verilerin alındığı bölge bazında niteliksel değerlendirmesi de bir o kadar siyasi partilerin mevcudiyetleri ve oy oranlarındaki artışın ve azalışın da anlaşılması noktasında önem arz etmektedir.

30 Mart 2014 yerel seçim sonuçlarına göre Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nin, 2009 yılındaki yerel seçimlerde kazandığı il belediye sayısını 8’den 10’a çıkardığı görülmektedir. 2009 seçimlerinde kazanılan; Batman, Diyarbakır, Hakkâri, Iğdır, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van illerine, 2014 yerel seçimleriyle birlikte Ağrı ve Bitlis illeri de eklenmiştir. Bu bağlamda bakıldığı zaman, BDP’nin sahip olduğu illeri muhafazasıyla birlikte 2 yeni ili de mevcuduna eklemesi bir başarı olarak değerlendirilebilir.

Diğer taraftan bu durum, 2011 yılındaki genel seçimler öznesinde incelendiği zaman, BDP’nin bu seçimlerde aldığı %51.4 oranını, 2014 yerel seçimleriyle birlikte %51.6’ya çıkardığı görülmektedir. Yerel seçimlerde aslında partilerin ideolojik yaklaşımlarının ve izledikleri siyasetin yanı sıra siyasi partilerin hangi bölgede kim tarafından temsil edildikleri de siyasi partilere yönelik bakış açısını belirleyici etkenlerdendir.  

 Bu bağlamda örneğin BDP’nin kalesi olarak ifade edilen ve algılanan Diyarbakır’ın, 2009 yerel seçimlerindeki %65.6’lık oy oranının, %56.53’e düşmesinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nden aday gösterilen Mehmet Galip Ensarioğlu’nun etkili olduğu rahatlıkla söylenebilecektir. Mehmet Galip Ensarioğlu’nun Diyarbakır’ın önde gelen isimlerinden birisi olması ve bu çerçevede Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Derneği (GÜNSİAD), Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği (DİSİAD), Doğu ve Güneydoğu İş Adamları Federasyonu (DOĞUGÜNSİFED), Diyarbakır Kültür ve Sanat Vakfı (DKVS) ile Diyarbakır Sosyal ve Siyasal Araştırma Akademisi’nin (DİSSA) kuruculuğunu yapan bir kişi olarak bölgedeki gerek siyasi ve sosyal gerekse de ekonomik anlamdaki etkin ağının, seçimi kazanamasa dahi BDP’nin oy kaybında etkili olduğu görülmektedir.  

 Yerel seçimlerin BDP açısından şaşırtıcı olan bir sonucu, Hakkâri özelinde yaşanan oy düşüşüdür. 2009 yerel seçimlerinde %80.2 oranında oy alan BDP’nin, 2014 yerel seçimlerinde oy oranının %63.30’a düştüğü görülmektedir. Bu düşüşte erkek egemen zihniyetin hâkim olduğu Hakkâri ilinin yönetim anlayışının etkin olduğu anlaşılmaktadır. BDP’nin, seçim stratejilerinden birisi de kadınların ön plana çıkartılmasıydı. Bu çerçevede Hakkâri’de aday gösterilen Dilek Hatipoğlu’nun bir kadın olarak aday gösterilmesinden dolayı BDP’nin oy oranının düştüğü görülmekle birlikte, bir kadın olarak dini ve aşiretsel etkenlere rağmen, söz konusu alanda BDP’nin belediyeyi kazanmış olması da önemli bir gelişmedir.

BDP, 2005 yerel seçimlerinde kazandığı 57 olan belediye sayısını 2009’da 98’e yükseltmiştir. 2014 yerel seçimlerinde ise %96’lık oranda açılan sandıklar bazında hâlihazırda BDP’nin 67 ilçe belediyesi ile 10 il belediyesi bağlamında toplam 77[1] belediye kazandığı görülmektedir. Bu noktada BDP tarafından 2014 yerel seçimleri için hedeflenen 150 belediyenin kazanılamadığı ortaya çıkmaktadır.

Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın söylemlerinden BDP’nin de kendi nezdinde bu yerel seçimleri bir başarı olarak algılamadığı anlaşılmaktadır. Selahattin Demirtaş açıklamasında; “Çok daha büyük başarılar elde etme potansiyelimiz vardı. Medya desteği asla BDP’den yana değildi. Bariz bir ayrımcılık yaşadık. Anadolu Ajansı ve TRT özellikle ambargo uyguladı. Sosyal medya ağır bir darbe aldı. Çok sayıda arkadaşımız da tutukluydu. Bizler eksik kaldığımız, düşük oy aldığımız yerel yönetimleri kaybettiğimiz yerler için araştırmamızı yapacağız. Halkın organik bir aklı vardır. Herkesin halkın iradesine saygı göstermesi lazımdır. Başarı var ama daha büyük başarı elde edebilirdik.  Seçim sonuçlarından sonra çözüm sürecinin pozitif ilerlemesi, AKP’nin atacağı pratik adımlara bağlıdır. Koşullar çözüm sürecini ilerletmek için uygun tabii şu anda.”[2] hususlarını ifade etmiştir. Ayrıca yerel seçimler nezdinde AKP’nin oy oranındaki artışın diyalog sürecinin yürütülmesinde etkin bir faktör olarak algılandığı, Selahattin Demirtaş’ın seçime yönelik açıklamasından anlaşılmaktadır.  

 Bu noktadan hareketle BDP’nin, 2014 yerel seçimlerinde hedeflediği ve yarattığı beklenti çerçevesindeki başarısını sağlayamadığı görülmektedir. Bu çerçevede AKP’nin gücünü muhafaza etmesi ve iktidarın sağladığı hareket kabiliyetinden, BDP ve PKK’nın çıkarları doğrultusunda kazanım elde etmeyi sürdüreceği değerlendirilmektedir. Diğer taraftan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat kod tarafından, Abdullah Öcalan’ın 21 Mart Nevruz’una ilişkin gönderdiği mesajlarına ilişkin PKK’nın yorumunun; “AKP Hükümeti ile Abdullah Öcalan arasında herhangi bir uzlaşının söz konusu olmadığı, uzlaşmanın sağlanması halinde müzakerelerin başlamış olacağı, ancak müzakerelere başlanılmamasının en önemli nedeninin AKP Hükümeti’nin dayatmacı tutumundan kaynaklandığı, müzakere sürecine geçilmemesi halinde de çözümü kendilerinin (PKK) yaratacağı” şeklinde olduğunu ifade etmiş olması da PKK’nın, kendisinin uygun gördüğü zaman eylemsellik sürecini başlatabileceğinin ve yine duruma göre durdurabileceğinin sinyallerini vermektedir.[3]

 


[1] http://www.hurriyet.com.tr/yerel-secim-2014/

[2] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26123187.asp

[3] http://rojevakurdistan.org/index.php/roeportaj-hevpeyvin/13436-bese-hozat-tuerkiyedeki-kaos-muethi-bir-frsat-sunuyor-

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *