ABD'nin Libya'daki çatışmanın taraftarlar üzerindeki etkisi barış sürecinin başlamasına katkı sağlayabilir. Çevrimiçi yöntemiyle düzenlenen Rusya-ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) özel oturumunda konuşan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ABD'ye yaptığı “Libya krizinin çözümünde daha aktif rol oynama çağrısını” değerlendirdi.
Rusya Dışişleri Bakanı SergeyLavrov, ABD'nin Libya'daki nüfuzunu bu ülkede derhal ateşkes sağlanmasını isteyen Rusya ve diğer ülkelerin çabalarına destek vermek için kullanmasını memnuniyetle karşılayacaklarının altını çizdi. Sergey Lavrov, “Eğer ABD, Libya'daki nüfuzunu bu ülkede derhal ateşkes sağlanmasını isteyen Rusya ve diğer ülkelerin çabalarına destek vermek için kullanırsa, bunun son derece olumlu olacağını düşünüyorum. Libya, Suriye ya da herhangi bir ülkede krizi aşmaya yönelik her türlü yapıcı katkıdan yalnızca memnuniyet duyarız" ifadelerini kullandı. ABD'nin Libya'da çözümü teşvik etmek için hangi adımları atabileceği konusunda bir fikri olmadığının altını çizen Lavrov, "ABD'liler, Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından temsil edildiği Berlin Konferansı'na katıldılar. Konferansta alınan kararı onaylayan BM Güvenlik Konseyi kararının altına imza attılar. Trablus'ta bulunan ve çatışmanın taraflarından biri olan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni tanıdıklarının altını çiziyorlar" dedi.
ABD Dış Politika Konseyi Türkiye uzmanı Svante Cornell’e göre, “Amerika’nın bu temada kendini sorunun iki tarafında da bulduğunu ifade etti. Washington’un bir yandan Libya konusunda net bir politikasının olmadığını söyleyen Cornell diğer yandan da Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Kıbrıs işbirliğini güçlü biçimde desteklediğine” dikkat çekti.
Mayıs ayının sonunda Amerika’nın Afrika Kuvvetler Komutanlığı, Rusya’nın Libya’da kalıcı bir üs sahibi olmasının NATO ve Avrupa açısından güvenlik tehdidi oluşturacağının altını çizmişti. Rusya, General Halife Hafter’i destekliyor. ABD, Rusya’nın bu destek kapsamında Libya’ya çok sayıda savaş uçağı gönderdiğini söylemişti. Svante Cornell'e göre,“Amerika Birleşik Devletleri'nin Libya’da gelişmelere ilişkin izlediği tutumla, Türk - Rus eksenini kırma ve bir şekilde ayırmak fırsatı olarak görüyor” ifadesini kullanmıştı. Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgesinde güç mücadelesi belirgin bir seviyede giderek artmaktadır. Rusya’nın yüzyıllardır hayali olan Akdeniz’e Suriye krizinin fırsat bilerek inmiştir. Bu gelişmelere bakınca, Küresel güç olan ABD’nin Akdeniz’de aktif rol almaması düşünülemez. ABD müttefiklerini realist kararlar ile seçmektedir. Özellikle son yıllarda çok konuşulan “Mavi Vatan”konsepti açısından Türkiye, Doğu Akdeniz’de olup biten gelişmelere kayıtsız sessiz kalmayacağını ve devletin bekası için uygun görülen hareketlerin yapılacağını göstermişti. Doğu Akdeniz’in kaderi bölgeye kıyıdaş ülkeler tarafından konsensüs sağlanarak belirlenerek bir anlaşmaya gelinmesi şarttır. Diğer türlü büyük güçlerin aktif rol oynamaya devam ederse sulh ve istikrara kavuşması mümkün olmayacaktır.
