Hatay Yanıyor mu Yakılıyor mu?

Yazan  10 Ekim 2020

9 Ekim 2020 sabah saatlerinde Hatay’ın Belen ilçesinin farklı noktalarında çıkan yangınla ilgili başta trafo patladığı yönünde haberler çıksa da daha sonra 8 farklı yerde çıkan 8 ayrı yangın yaşananların kasıtlı olup olmadığı sorusunu akıllara getirdi.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş[1]da konuyla ilgili yaptığı açıklamasında Sarımazı mevkiinden İskenderun’a inerken sağ tarafta çıkan bir yangının 3-5 dakika içerisinde yayılarak okullara kadar geldiğini ve ardından söz konusu bölgeye kuş uçuşu 60-70 km uzaklıkta bulunan Samandağ ilçesinde, Dörtyol ilçesinde ve daha birçok hiç umulmayan ilçeye sıçradığını belirtti. Birbiriyle bağımsız birçok noktaya sıçrayan ve yangının ilk çıktığı noktayla alakası olmayan yangınlar beraberinde sabotaj ihtimalini akıllara getirdi. Lütfü Savaş da söz konusu yangınları normal bir durum olarak düşünme ihtimallerinin olmadığını belirtirken Hatay Valiliği de yangına ilişkin yaptığı basın açıklamasında yangında sabotaj ihtimaliyle ilgili gözaltına alınan şahıslar olduğunu, konuyla ilgili soruşturmaların devam ettiğini ve bölgede görev yapan İHA’larla kapsamlı araştırmaların gerçekleştiğini bildirdi.[2] Zamanlama, rüzgar ve çıkış noktaları da hesaba katıldığında ortaya çıkan görüntü akıllara başka seçenek gelmemesine sebep oluyor. Arazi ve hava şartları sebebiyle itfaiye ekipleri yangını kontrol altına almakta zorlanırken yangının ilk çıktığı bölgede iki gündür devam eden şiddetli rüzgâr mevcut durumu daha da zorlaştırdı. Merkeze kadar inen yangınlar Sarımazı ilçesinde evlere sıçrarken ve itfaiye çalışanları dahil insanlarda da hafif yaralanmalar gerçekleşti. Yangından zarar görenler arasında sadece binalar ve insanlar yer almazken ormanlık alandaki birçok canlı da durumdan etkilendi.

 

İnternette ortaya çıkan ve birkaç kişinin ormanlık alanları ateşe verirken çekilmiş görüntüler yangınların bilinçli gerçekleştirildiği şüphesini de beraberinde getirdi. Dün yangının ardından atılmış birkaç Tweet aynı şüphenin desteklenmesine sebep oldu ardından Twitter’da“ Hatayı PKK Yaktı” ve “Hatay Yakılıyor” hashtagleri en çok konuşulanlar arasında yer alırken ardı arkası kesilmeyen yangınların özel günlerde terör eylemleri gerçekleştirmesiyle meşhur PKK’nın “10 kim Dünya Öcalan'a Özgürlük Günü” olarak kabul ettiği tarihe denk gelmiş olması da konuyla ilgili bir diğer tesadüf olarak yer aldı.

 

 

Türkiye’de yasadışı faaliyetler yürüten bazı komünist ve Marksist-Leninist silahlı örgütlerin ortak eylemlilik yaratma amacıyla birleşerek 2016 yılında kurdukları Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin 6 Ekim Salı günü yayınlamış olduğu “Halkımıza Yönelik Saldırıyı Affetmeyecek ve Hesabını Soracağız” başlıklı yazısında, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ'da yaşanan çatışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştu. Açıklamada yer alan “Ermeni halkımıza karşı geliştirilen ırkçı faşist saldırılara karşı harekete geçmek ve bu saldırılara karşı barikat olmak önceliklidir. Ermeni halkımızın yoğunluklu yaşadıkları mahallelere, Ermeni halkımızın değerlerine yönelik saldırıların hesabı mahşere kalmayacak!Biz Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak Ermeni halkımıza yönelik hem tarihsel hem de güncel hiçbir saldırıyı affetmeyecek ve hesabını soracağız.” ifadeleri terör örgütü PKK altında HBDH adıyla kurulmuş  bu terör örgütünün yangınlarla bir ilişkisi olup olmadığı sorusunu akıllara getirdi.[3]  Ardından, kendilerine “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” adını veren veterör örgütü PKK’nın orman yakma timi olarak bilinen, 2019 yılının ağustos ayında 27 farklı yerde çıkan yangını üstlenen tim “Hatay’daki kutsal ateşi selamlıyoruz” başlıklı açıklamalarıyla 9 Ekim tarihinde çıkan yangınları üstlendiler. Açıklamada yer alan ifadelerin bir kısmı şu yöndeydi[4]“Kürdistan’ı yüzyıldır her tarafını işgal eden ve vahşet uygulayanların kasaba ve şehirleri de bu ateşte yanacaklardır. Artık hiçbir söz ve yalan intikam ateşinin evlerinize, fabrika ve askeri alanlarınıza ulaşmasına engel olamayacaktır. Kürt düşmanlığını zirveye taşıyan Akp – Mhp kalesi olarak da bilinen Hatay Belen’de intikam ateşini yakan inisiyatifimizin doğal üyelerini selamlıyoruz. Bu selam binlerce yıllık bir öfkeden, Cizre’de ki annelerimizin çığlığından, yakılan bombalanan dağlarımızdan gelen bir selamdır. Kürtlerin inisiyatif alarak vahşi düşmandan her koşulda hesap soracağının müjdesidir. En güvenli zannedilen yerlerin nasıl bir çakmak kıvılcımıyla küle döneceğinin ispatıdır.”

Biz tüm dikkatleri Hatay’da gerçekleşen yangınlara vermişken, yine 9 Ekim tarihinde Suriye’nin yine Hatay sınırına yakınTartus, Humus ve Lazkiye kentlerinde, Lübnan’ın kuzey ve güneyindeki çeşitli bölgelerde ortaya çıkan[5]ve yine çıkış nedeni tespit edilememiş bu “eş zamanlı” yangınlar hepsinin arkasında ortak bir güç olduğunu düşündürdü.[6]

 

 

 

Bu bilgiler doğrultusunda gerçekleştirilmiş araştırmalarda 3 detay ön plana çıktı:

İlk olarak, özellikle Doğu Akdeniz ve Azerbaycan sürecinde Türkiye’nin karşısında yer alan Fransa şüphesini akıllara getirdi. Lübnan ziyaretinde protesto ile karşılanan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da bu planalrın bir parçası olabileceği detayı ön plana çıktı.

İkinci olarak, Suriye Ermenilerinden oluşan ve PKK’nın Suriye’deki kolu olarak bilinen YPG terör örgütünün işgal altındaki Karabağ’da Ermeniler ile işbirliğinde bulunup destek verdikleri detayından yola çıkarak Ermeni Devleti ile YPG arasındaki bağ ön plana çıktı.

Ve son olarak PKK terörünün artık dağlarda değil yerleşim alanlarında ortaya çıktığı detayı göze çarptı. Örgütün yeni stratejisinin artık turistik bölgelerde, ormanlarda, sanayi sahalarında ve şehir merkezlerinde yangınlar çıkarmak olduğu gözle görülür bir gerçektir.

 

Sonuç olarak birbirinden çok farklı ve çok uzak bölgelerde gerçekleştirilmiş bu eş zamanlı yangınların çok planlı, hava muhalefetleri de hesaba katılmış, Ermeni ve Fransız desteğiyle gerçekleştirilme ihtimali yüksek bir terör eylemi olduğu ihtimali göze çarpmaktadır.Bütün bu yaşananlar, bundan tam 1 ay önce 5 Eylül tarihinde yine Hatay’da gerçekleşen ve günlerce söndürülemeyen yangınların da bilinçli birer eylem olduğu ve bunun 9 Ekim tarihinde gerçekleştirilecek eylemler için devlete bir prova niteliğinde düzenlenmiş birer sabotaj olması ihtimalini akıllara getirdi.

 

[1]https://twitter.com/DocDrLutfuSavas/status/1314914898518790145?s=20

[2]http://www.hatay.gov.tr/basin-aciklamasi10102020

[3]http://www.etha15.com/haberdetay/hbdh-ermeni-halkimiza-yonelik-saldiriyi-affetmeyecek-ve-hesabini-soracagiz-129835

[4]https://www.nuceciwan55.com/2020/10/09/atesin-cocuklari-insiyatifi-hataydaki-kutsal-atesi-selamliyoruz/

[5]https://www.haberturk.com/lubnan-in-kuzey-ve-guneyindeki-cesitli-bolgelerde-yanginlar-cikti-2830777

[6]https://www.aa.com.tr/tr/dunya/suriyedeki-orman-yanginlari-kontrol-altina-alinamiyor/2001617

Yasemin Çirkin

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Stajyer

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display