Türkiye Düşmanlığı mı? Bölgesel Güç Mücadelesi mi?

Yazan  25 Haziran 2020

Libya’daki iç savaşta Halife Hafter’e verdiği destekle adını sıkça duyduğumuz Birleşik Arap Emirlikleri, Ortadoğu’da hemen her konuda Türkiye karşıtı eylem ve söylemleri ile dikkat çekmektedir.

1980’li yıllardan itibaren genel hatlarıyla ticari ilişkilerin geliştiği ancak karşılıklı siyasi adımların sınırlı ölçüde kaldığı Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasındaki ilişkiler Ortadoğu’da adına Arap Baharı denilen sürecin başlaması ile birlikte farklı bir boyuta taşınmıştır. Türkiye, Arap Baharı sonrası Mısır’da İhvan Hareketi’ni desteklerken diğer Körfez ülkeleri ile birlikte BAE’nin bu hareketi kendisi için tehdit olarak görmesi ve Mursi’ye karşı Sisi askeri darbesini desteklemesi iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesindeki ilk aşama olmuştur. Bu süreçten sonra BAE ve Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika’daki çıkarlarının hemen hemen hiçbir konuda örtüşmediğini ve bu iki ülkenin sürekli karşı saflarda yer aldığını söylemek mümkün. Suriye ve Libya iç savaşında, Katar ve Al Jazeera krizinde, Sudan’da, Yemen’deve bölgedeki birçok meselede yine iki ülkeyi hep karşı karşıya görmekteyiz. En son Irak’ın kuzey bölgesine Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlatmış olduğu Pençe-Kaplan Operasyonlarını kınaması ile yine BAE Türkiye karşısındaki yerini almış oldu. Operasyonların başlamasının ardından BAE Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada kullandığı “Kardeş Irak”, “Kardeş Arap ülkesinin egemenliğinin ihlali” şeklindeki ifadeler Arap birliğine vurgu yaparak Türkiye’yi Ortadoğu’da ötekileştirme çabasına örnek teşkil etmektedir.

Peki, tüm bu karşıtlıkları yalnızca Türk düşmanlığı olarak açıklamak mümkün müdür? Elbette hayır. BAE’nin Ortadoğu ve Afrika’da bölgesel bir güç mücadelesine girdiğini, bu konuda da kendisine en büyük rakip olarak Türkiye’yi gördüğünü söyleyebiliriz. Arap Baharı sürecinin başlaması ile birlikte BAE’nin silah ithalatı ve üretimi için ciddi miktarda para harcadığını veson yıllarda Ortadoğu’da birçok ülkeye ve/veya çeşitli silahlı gruplara büyük ölçekli finansal ve askeri yardımlarda bulunarak bölgedeki siyasi ağırlığını arttırmaya çalıştığını görmekteyiz. Ayrıca BAE bu dönemde, Afrika’da askeri üs kurma konusunda yoğun bir çaba ve arayışa girmiştir ve şu an hâlihazırda Libya, Somali ve Eritre’de toplamda altı adet askeri üssü bulunmaktadır. Altı yıldır Libya iç savaşına Hafter saflarında müdahil olan BAE, Libya’yı Sahra altı Afrika’ya açılan bir kapı olarak görmekte ve bu yolla Afrika’da askeri ve siyasi ağırlığını artırmayı hedeflemektedir. Ayrıca, bölgenin en büyük petrol ihracatçılarından biri olan BAE, gerçekleştirdiği petrol ticaretine gelebilecek zararlara karşı deniz yolunu güvenceye almak istemektedir.

BAE’nin izlemiş olduğu saldırgan ve silahlı müdahale yanlısı politikaların uzun vadede sürdürülebilirliği olmamakla birlikte ülkenin çıkarları ve uluslararası prestiji açısından da tehlike arz etmektedir.

 

Yazan: Şule ABBAK

 

 

REFERANS

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bae-bolgedeki-basarisiz-askeri-planlari-icin-milyarlarca-dolar-harciyor/1848900

https://www.dailysabah.com/op-ed/2018/03/12/military-bases-in-uae-foreign-policy

https://www.gercekgundem.com/dunya/190018/birlesik-arap-emirlikleri-pence-kaplani-operasyonunu-kinadi

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display