Türkiye ve Katar Doğu Akdeniz’de Libya’da Ortak Üs mü Kuruyor?

Yazan  18 Ağustos 2020

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Katarlı mevkidaşı Halid bin Muhammed el Atiye’nin Trablus’u ziyaret ettiği bildirilmişti.

Savunma Bakanı Hulusi Akar ziyaretten önce yapılan açıklamada, “Libyalı kardeşlerimize haklı davalarında verdiğimiz desteklerde beklediğimiz sonuçları alacağımıza inanıyoruz” dedi.

Akar, heyetin Libyalı yetkililerle görüşmesinin sonra yaptığı açıklamada ise, “Libya’nın birliği, bütünlüğü, huzuru ve barışı için kalıcı bir ateşkesin gerçekleşmesi için çaba harcıyoruz. Katarlı kardeşlerimiz de bu yolda bizimle birlikteler” diye konuştu.

Ziyarete ilişkin olarak Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Savunma Bakan Yardımcısı Salah en-Nemruş ise yaptığı açıklamada, Türkiye ve Katar ile UMH güçlerinin yeteneklerini artırmaya yardımcı olmak için Trablus’a askeri danışmanlar gönderilmesini öngören bir anlaşmaya varıldığı bildirildi.

Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan UMH ile Katar arasında askeri düzeyde ilk anlaşma olması ve Doğu Akdeniz’de bir üs kurulması bakımından önem kazanmaktadır.

Bilindiği üzere Aralık 2019 ayında Fayiz es-Serrac başkanlığındaki UMH ile Türkiye Cumhuriyeti arasında askeri işbirliği çerçevesinde ‘Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası’ imzalanmıştı.

Türk ve Katarlı heyetlerle görüşmesinin ardından açıklama yapan Nemruş, anlaşmanın Türkiye ve Katar'ın Libya'ya askeri danışman göndermesini ve iki kardeş ülkedeki askeri akademilerde Libyalı subaylara eğitim verilmesini içerdiğini söyledi. Nemruş, Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Katar Savunma Bakanı Halid bin Muhammed el-Atiyye ile Trablus’ta gerçekleştirilen görüşmelerde, eğitim ve danışmanlık amacıyla bir askeri enstitü oluşturulmasında üçlü işbirliğini öngören bir anlaşmaya vardıklarını da açıkladı. Görüşme hakkında UMH Medya Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre UMH Başkanı es-Serrac’ın, Akar ve Atiyye ile dün yaptığı görüşmede, Libya’daki son gelişmelerin yanı sıra Sirte’nin doğusu ve Cufra bölgesindeki askeri durumunda ele alındığı ifade edilmiştir.

Konuya ilişkin olarak alınan bilgilere göre Katar savunma bakanı ve Türk mevkidaşının Trablus'a ziyareti sırasında yapılan resmi anlaşmada UMH, Türkiye ve Katar'ın doğu Akdeniz'e görev yapan Türk deniz sektörlerinin üssü olarak Mısrata limanının etkin hale getirilmesi, Genelkurmay başkanları düzeyinde aylık olarak toplanacak üçlü koordinasyon (Katar, Türkiye, Libya) merkezinin kurulması ve Mısrata'da merkez karargahında üç ülkeden danışmanların bulunması üzerinde resmi olarak anlaştıklarına yönelik bilgiler de bulunmaktadır.

Bu anlaşmada diğer dikkati çeken en önemli hususların başında Mısrata Limanının etkin hale getirilmesi çekmektedir. Türkiye’nin, Libya’da stratejik önemdeki Vatiyye Hava Üssü ile Misrata Deniz Üssünün kullanımı için Ulusal Mutabakat Hükümeti ile görüşmeler yürüttüğü uzun süredir bilinmektedir.

Misrata deniz üssünün kullanımı Türkiye'nin Akdeniz'in güneyinde kalıcı varlık göstermesi yolunda önemli bir aşama ve stratejik kazanım olacağı açıktır. Robert Bosch Akademisi'nden Galip Dalay da bu konuda "Libya'da özellikle de bir deniz üssünün, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki nüfuzunu 'kurumsallaştıracağı' ve Arap ve Avrupalı rakipler karşısında önemli avantaj kazandıracağı" yorumunda bulunmaktadır.

Anlaşma çerçevesinde ayrıca üç tarafın Katar'ın son savaş sırasında tahrip olan Trablus'ta ki tüm eğitim karargahları ve güvenlik merkezlerinin yeniden rehabilite edilmesi sorumluluğunu üzerine alması üzerinde de anlaştıkları duyulmuştur.

Bahse konu bu husus UMH’ne uzun süredir mali ve siyasi desteğini  sağlayan Katar’ın bunlara ek olarak yumuşak diplomasiden resmi askeri işbirliğine geçiş olarak nitelendirilebilecek desteği açısından da önem kazanmıştır.

Anlaşma kapsamında yer alan Mısrata Limanının etkinliğinin artırılmasının gerçekleşmesi halinde Türk Deniz sektörü açısından bölgede büyük bir kuvvet çarpanı olarak büyük bir güç kazanılacağı değerlendirilmektedir. Bölgenin ilerde “Bir kuşak bir yol projesi” kapsamında Afrika’yı, Avrupa ve Asya’ya bağlayan bir stratejik bir konumu olduğu düşünüldüğünde bir kez daha önemi ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca gelecekte hem Libya deniz yetki alanlarından  petrol çıkarma ve  sondaj faaliyetleri yapılması hem de Doğu Akdeniz enerji ve ulaştırma yollarının güneyden kontrolünün sağlanması birlikte düşünüldüğünde, bu bölgenin stratejik önemi nedeniyle Türk Donanması'nın varlığının devamı için bölgede bir üs elde edilmesi zorunlu olarak ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda Misrata Limanı’nın daimi Türk Deniz kuvvetleri açısından konuşlanma için deniz üssüne çevrilmesi Doğu Akdeniz’in kontrolünün sağlanması ve nüfuzunun kurumsallaşması açısından coğrafi olarak elzemdir.

Hâlihazırda Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan ve Türkiye'nin askeri destek verdiği UMH, Türkiye’nin de desteğiyle Halife Hafter’in liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) Nisan 2019’da Trablus’a düzenlediği saldırıyı püskürttü ve Haziran ayında ülkenin kuzeybatısında kontrolü yeniden ele geçirmişti. 14 ay süren şiddetli çatışmanın ardından, Hafter’e bağlı güçler, Trablus’un 450 kilometre doğusundaki liman kenti Sirte’ye doğru çekilmişti. Son dönemde Halife Hafter birliklerine karşı önemli askeri başarılar kazanmış, Mayıs ayında stratejik öneme sahip Vatiyye Hava Üssünde de kontrolü ele geçirmişti.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da dün konuya  ilişkin olarak Trablus'ta  Libyalı mevkidaşı Taha Siala ile bir araya gelmiş ve Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu'nun (UNSMIL) Sirte kenti etrafında asker ve silahtan arındırılmış bölge oluşturulması önerisini desteklediklerini vurgulamıştı. UMH, Türkiye'nin yanı sıra Katar ve kısmen İtalya tarafından desteklenirken Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa ve Rusya Hafter'e destek vermektedir.

Libya'da "aldatıcı bir sessizlik" ortamı olduğunu belirten Maas, çatışan tarafların ve onları destekleyen ülkelerin Libya'yı silahlandırmaya devam ettiği uyarısı yapmıştır.

 

KAYNAK:

https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiye-katar-ve-libya-aras%C4%B1nda-%C3%BC%C3%A7l%C3%BC-askeri-anla%C5%9Fma/a-54610584

https://turkish.aawsat.com/home/article/2455451/libya%E2%80%99da-umh-t%C3%BCrkiye-ve-katar-aras%C4%B1nda-%C3%BC%C3%A7l%C3%BC-bir-askeri-anla%C5%9Fmaya-var%C4%B1ld%C4%B1

https://www.218tv.net/218-%D8%AA%D9%86%D9%81%D8%B1%D8%AF-%D8%A8%D9%86%D8%B4%D8%B1-%D9%86%D8%AA%D8%A7%D8%A6%D8%AC-%D8%A7%D9%84%D8%B2%D9%8A%D8%A7%D8%B1%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%AA%D8%B1%D9%83%D9%8A%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D9%82/

https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiye-ile-libya-aras%C4%B1nda-askeri-%C3%BCs-m%C3%BCzakereleri/a-53815116

Mehmet Zeki Bodur

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Enstitü Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display