Doğu Akdeniz doğal gaz sahasında, diğer ülkeler gibi Filistin’in de Gazze açıklarında bulunan karasularında doğalgaz bulunmaktadır. Üstelik Gazze’nin doğalgazını çıkarmak üzere British Gas Group (BG) ile imzaladığı bir de anlaşma bulunmaktadır. Bunun dışında yine Filistin Yönetiminin Rus Gazprom ile de devam eden görüşmeleri bulunmaktadır. 23 Ocak 2014 tarihinde Filistin lideri Mahmut Abbas, Moskova’ya gelerek Rus lider Vladimir Putin ile bir araya gelmiştir. Görüşmenin sonunda ise taraflar Gazze gaz sahalarının geliştirilmesi için bir anlaşma imzalamıştır.[1]Eğer Filistin, Gazze’deki doğalgaz kaynaklarını üretmeye başlayabilirse, hem ülkesi için yıllık 4 milyar dolarlık bir gelir sağlayabilmeyi, hem de elektrik satın alarak bağımlı olduğu İsrail’e yıllık 560 milyon dolardan kurtulmayı öngörmektedir.[2] Bunun yerine ise Filistin, İsrail’e doğalgaz satarak, İsrail’in gaz ihtiyacının %10’ununu karşılamayı ummaktadır. İsrail’in Filistin’e elektrik satması ne kadar normalse Filistin’in de İsrail’e doğalgaz satması bir o kadar normal diye düşünülmesi gerekirken; İsrail, Filistin’in doğalgazını üretmesi için askeri saldırı dahil her türlü önlemeyi yapmaya çalışmakta ve Filistin’in doğalgaz gelirlerini ileride terör hareketleri için kullanmakla suçlamaktadır.

Harita: Gazze Gaz Sahaları

Kaynak: http://www.globalresearch.ca/war-and-natural-gas-the-israeli-invasion-and-gaza-s-offshore-gas-fields/11680

Kısaca İsrail tarafından Gazze’ye karşı başlatılan ablukaların tarihçesine bir baktığımızda, Filistin’in doğalgaz anlaşmaları ile paralellik çizdiği görülmektedir. Gazze açıklarındaki doğalgaz kaynakları 1999 yılında resmen keşfedilmiştir. Daha sonra ise 2000 yılında Yaser Arafat ile BG arasında Filistin gaz sahalarının geliştirilmesi için anlaşmalar imzalanmıştır. Hemen ardından da zamanın İsrail Devlet Başkanı Ehud Barak, İsrail’in Gazze sahalarındaki iddialarından vazgeçtiğini açıklamıştır. Fakat anlaşmanın hemen ardından İsrail, Gazzeli balıkçıkların Gazze sularında avlanmasını engellemeye başlamıştır. Daha sonra anlaşılmıştır ki esas amaç BG şirketinin Gazze sularında çalışmalar yapmasını engellemek olmuştur. 2006 yılında ise bir zamanlar İsrail’in oluşumunda yardımcı olduğu Hamas, Gazze’de kontrolü ele geçirmiştir ve hemen ardından da İsrail, Hamas’ın bir terör devleti olarak tanınması için çağrıda bulunmuştur. Bu arada Sharon’un rahatsızlanmasından sonra göreve gelen Olmert de Filistin ile gaz alım müzakereleri sürdürse de İsrail Kabinesine bir türlü Filistin’e ödeme yapılacağı gerçeğini kabul ettirememiştir. 2007 yılından itibaren ise, İsrail tarafından Gazze ablukaları ve operasyonları başlatılmıştır. Böylelikle Gazze doğalgaz üretimini gerçekleştiremediği gibi, bir de İsrail Filistin’in doğalgaz kaynaklarını tartışmalı hale getirmiştir. 2008 yılında da BG, İsrail’deki ofisini kapatmak zorunda kalmıştır.[3]

2013 yılının Ekim ayında BG’nin tekrar Gazze sahalarına dönmesi görüşmeleri başlamıştır. 2013 yılında yapılan açıklamalara göre ise Gazze gaz sahalarına yapılacak 1 milyar dolarlık yatırım ile 4 yıl içerisinde gaz üretimine başlanabileceği ve toplamda yıllık 6-7 milyar dolarlık bir gelir sağlanabileceği belirtilmiştir. BG, Filistin Yönetimi ve İsrail Hükümeti arasındaki görüşmelerin baş aktörleri ise Tony Blair ve John Kerry’dir. Özellikle Mursi’nin Mısır’da yönetimi ele geçirmesi ile İsrail’e giden Mısır gazı kesildiğinden, İsrail o dönemde Gazze gazının çıkarılması için olumlu sinyaller vermiştir.[4] Fakat anlaşılan o ki, İsrail açısından Mursi’nin Mısır’da askeri darbe ile devrilmesi ve kısa bir süre önce Kürdistan’ın da bağımsızlığını ilan etme hazırlıkları yaptığını açıklamasının ardından, Filistin’in de “alması gereken bir ders” vardır.

Kısa bir süre önce ise uzun yıllardır Gazze’nin gazını çıkarmak için görüşmeler yapan BG şirketi, İsrail’in gazını alarak Mısır’ın LNG (Likit Doğalgaz) terminaline taşımak için İsrail ile görüşmeler yapmaya başladıklarını duyurmuştur. Böylece İsrail hem BG’nin Gazze’de çalışmalar yapmasının önünü kesmiş, hem de kendi gazını da satmak için bir yol bulmuş oldu. İsrail gazının Türkiye üzerinden satılması için boru hattı görüşmeleri yapılırken; SOCAR, Zorlu ve Turkas gibi şirketler görüşmelerin nihayetleneceğini ve İsrail’in gazının belki de Kıbrıs gazını da taşıyarak Türkiye’ye geleceğini düşünürken, İsrail ise çıkacak gaz için İngilizler aracılığıyla Mısır üzerinden Avrupa’ya gönderebilme şansına sahip oldu. Bundan sonra Gazze’nin doğalgaz çalışmalarını engellemek ve sessizlik araları sırasında Filistin’de oluşan bağımsızlık havasını karatmak için Gazze’ye saldırma fırsatını bir kez daha yakalamıştır. Kürdistan’ı dünyada ilk tanıyacak ülke olacağını ilan eden İsrail, yakınlarda Kürt petrolünün de ilk kez satın alındığı ülkelerden birisi olmuştur. Madem Kürdistan’ın bağımsızlığı için Tel-Aviv’in özel bir merakı var, aynı merakı acaba Filistin için neden göstermiyorlar?