2004 yılından beri iktidarda olan Yeni Demokrasi Partisi Lideri, 02 Eylül günü tüm televizyon kanallarından canlı olarak yayınlanan açıklamasında, ''Ülkemiz ekonomik açıdan kritik bir dönemden geçiyor. Bu güç kararların derhal alınması gerek, çünkü tehlike büyük. Maalesef kolay bir çıkış yolu yok. Bu kararları derhal almak ve ülkemizin geleceği için uygulamak zorundayız. Bu nedenle, halktan yetki almak gereğinin doğduğu kanısındayım'' diye konuştu.
Konuşmasında, ana muhalefet PASOK partisinin Şubat ayında görev süresi dolacak Cumhurbaşkanı Papulyas'ın yeniden seçimiyle ilgili sorun çıkardığını da kaydeden Karamanlis, ''Önümüzdeki son derece değerli zamanı seçim tartışmaları ile harcayamayız. Ekonomimiz için gerekli kararların zaman geçirmeden alınması gerek. Bu kararlar sevimsiz, çözüme ancak böyle gidebiliriz'' ifadesini kullandı.
Başbakan Karamanlis partisinin, ülkenin içinde bulunduğu mali darboğazdan çıkarabilecek yegane güç olduğunu ve halkın desteğini istediklerini belirtti. Yunanistan anayasasına göre, parlamentonun feshinden 21 gün sonra genel seçimlere gidilebiliyor.
2011 yılında yapılacak seçimleri Başbakan tarafından 2009 tarihine çekilmesinin altında yatan nedenler, görünürde dünya ekonomik krizi olarak gösterilse de gerçekte 2006 yılında yarımadayı kasıp kavuran yangınlarla başlayan, 2007 sonlarında da 16 yaşında Aleksandros Grigoropılos adında bir gencin polis kurşunuyla öldürülmesinden sonra ülkede yaşanan olayların etkileri yattığı bir gerçektir.
Son yıllarda yaşanan olayların temeli ekonomik olduğu kadar, halkın yöneticilere karşı hissettikleri güven eksikliği, şimdiye kadar görülmedik bir kurumlar krizi, İki partili sistem, PASOK sosyalistleri ile muhafazakârlarının değişimi ve her iktidara gelenin, halkın sırtına dayanarak zenginleşmeleri olarak ta görülebilir. Son birkaç yıl öncesine kadar toplumda sarsılmaz bir mercii olarak algılanan Kilise, finans skandalları nedeniyle bu konumunu yitirmesi, eğitim sisteminin acilen ve temelden reforma ihtiyacının olması, okullardan yeni mezun olanlar için ayda 600 ile 700 Euro arasında değişen temel maaşlar ile gelecek için yaratılan ümitsizliği de bu sebeplere ekleyebiliriz.
Bu olumsuzluklara ek olarak yarım adanın 2006 yazından sonra çıkan yangınlarla kavrulması, hükümetin bu yangınları önlemede ki beceriksizliği eklenince, halkın ve aydın kesimin Yunan Hükümetine karşı güveni kaybolmaya başlamıştı. Aydınlar bunu her platformda "beceriksizlik" olarak nitelendirerek suçlamaya başladılar.
Atina Üniversitesi Tarih Profesörlerinden Bay Antonis Liakos `un, Yunanistan`da meydana gelen yangınlar konusunda eleştirel makalesi, bu yangınlar karşısında Yunan Hükümetinin beceriksizliği, toplumsal kaygıları yansıtması bakımdan önemli olduğuna dikkat çekiyor.
"Yunanistan`da geçmiş yıllardan beri meydana gelen korkunç, yıkıcı orta ve büyük boyuttaki yangınlar; atmosfer üzerinde uzun vadeli büyük çevresel etkiler bırakarak, bitki örtüsünün fiziksel imhasıyla, yaşam kalitesi düşürmektedir. Bu ağır ihmallerin faturasının şimdi peşin ödüyoruz, sonra da çocuklarımız ödemeye devam edeceklerdir."
Ege`nin her iki yakasında, özellikle yaz aylarında meydana gelen bu felaketlerin, doğal bitki örtüsüne verdikleri zararın telafisi olmayan sonuçlarına dikkati çeken Prof. Liakos, bitiki örtüsünün azalmasıyla, betonlaşmanın hızla artışının paralel yürümesine tepki gösteriyor.
" Ülke, sürekli betonlaşarak bozulmaktadır. Bir hükümetin öncelikli görevi ülkeyi korumaktır. Bu sadece savunma harcamalarını artırmakla olmaz. Tekrarlana bu tehditte karşı kullanılabilecek yeteri kadar uçak, helikopter ve önleyici ekipman alınamaz mıydı?"
2007 sonbaharında yüzünü gösteren ve bütün dünyayı bir şekilde felce uğratan küresel krizin etkileri, Yunan Hükümeti`nin bir diğer erken seçim sebebi olarak yerini almıştır. % 6`ya varan küçülme, işsizlik, gençlerin gelecek beklentisinde ki kaygı, önüne geçilemeyen pahallık ekonomik krizle körüklenerek büyümüştür.
Avrupa Birliğinin, hiçbir istikrar programını uygulayamayan Yunanistan Hükümeti Başkanı Karamanlis, bu ağır sorumluluğu daha fazla taşıyamayacağını kamuoyuna açıklamak zorunda kalmış olması bir talihsizlikten çok, gelecekte doğabilecek daha fazla sorunun sorumluğundan kaçması anlamına gelen "erken seçim" açıklaması, beş yıl içinde kendisine iki kere emanet edilen Yunanistan hakını refaha çıkarmak için sağlam programlar ve hedefler koyma becerisini gösteremediği ve ülkeyi belirsiz bir gelecek ortamına sürüklediğinin bilincini taşıyor.
