Yunanistan'ın Cami Açılımı!

Yazan  19 Ekim 2010
"Fethiye Camiinin restorasyonu, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreou’nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir hediyesi"

Yunanistan'ın Cami Açılımı!

Son dönemlerde ülkesinin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan Papandreou hükümeti, dikkat çekici açılımlara imza atmaktadır. Bu çerçevede, Yunan hükümeti, Atina'nın Plaka semtinde bulunan tarihi Fethiye Camiinin restorasyonunu gündemine almıştır. Bunun yanısıra, Atina'da yaşayan Müslümanların cami sorununu çözmek için de girişimlere başlamış bulunmaktadır.

Yunan basınında yer alan haberlere göre, Fethiye Caminin restorasyonu, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreou'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir hediyesidir[1]. Caminin restorasyonuna en kısa zamanda başlanacağı belirtilse de henüz kesinleşmiş bir tarih sözkonusu değil.Restorasyonun 2013 yılına kadar AB'den Yunanistan'a gelecek olan yardım paketlerine dahil edilmesi beklenmektedir.Ancak bu durum ekonomik kriz içinde bulunan Yunanistan'da çeşitli çevrelerce eleştirilmektedir.

Sözkonusu caminin restorasyonu 1998 yılında gündeme gelmiş olsa da 12 yıldır herhangi bir çalışma yapılmış değildir. Günümüzde arkeolojik eserler deposu olarak kullanılan ve şu an harap bir halde bulunan Fethiye Caminin, restorasyon sonrasında da cami olarak değil, müze olarak kullanılması planlanmaktadır.

Atina Fethiye Cami, 1458 yılında kenti fetheden Fatih Sultan Mehmet adına inşa edilmiştir. Sağ eğilimli Yunan basını ve internet siteleri bu durumu sert bir dille eleştirerek, "Atina'nın fethini gösteren bir eserin restore edilerek Türklere hediye edilmesinin mantıklı ve ahlaklı hiçbir yönü yoktur" demektedirler. Ayrıca, bu caminin Türklerin korkunç şiddetinin ve Hellenizm açısından kölelik, eziyet ve çile dolu bir dönemin göstergesi olduğu" ifade edilmektedir.

Öte yandan Yunanistan Savunma Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait Votanikos semtinde bulunan 17 dönümlük bir araziyi ülkede yaşayan ve sayıları yaklaşık olarak 600 bini bulan Müslümanların uzun yıllardır yaşadığı ibadet sorununu sona erdirmek için tahsis etmiş bulunmaktadır.[2].

Atina'ya cami inşa edilmesine ilişkin ilk yasa tasarısı 1939 yılında ele alınmış olup, PASOK hükümeti tarafından 2004 Olimpiyatları çerçevesinde 2000 yılında yeniden gündeme getirilmiş ve buna ilişkin yasa çıkartılmıştır. Ancak o dönem Kilisenin tepkisi nedeniyle cami inşaatı askıya alınmıştır. 2006 yılında dönemin Yeni Demokrasi hükümeti Atina'ya cami yapılmasına ilişkin son kararı kabul etmiş olup, buna göre caminin 2009 yılında tamamlanması öngörülmüştür. Ancak, cami inşasına bir türlü başlanamamıştır.

Yunan medyasının Atina'ya cami inşa edilmesine daha ılımlı yaklaşan çevreleri ise, bunca yıldır Atina'ya cami yapılamamış olmasını sık sık eleştirmekte ve 88 yıl sonra Sümela Manastırı'nda ayin yapılmasına atıfta bulunmaktadırlar. Eleftherotipiya gazetesi 2010 yılında tekrar gündeme gelen cami konusunu, Türkiye'nin son dönemde yaptığı açılımların bir neticesi olarak değerlendirmektedir. Dışişleri Bakanı Dimitris Droutsas geçtiğimiz hafta Yunan hükümetinin bu konudaki tavrını dile getirerek, Atina'ya cami yapılması için bakanlar kurulunda karar verildiğini, bu kararı uygulama aşamasında olduklarını ve zamana ihtiyaçları olduğunu ifade etmiştir. Droutsas ayrıca, bu kararın Türkiye'nin Sümela Manastırı'nda ayin yapılmasına izin vermesi yolundaki olumlu adımıyla alakası olmadığını özellikle vurgulamıştır[3].

Aşırı milliyetçi LAOS (Halkın Ortodoks Cephesi) Partisi yetkilileri ise, Atina'ya cami yapılmasına karşı olduklarını bir kez daha yinelerek, Sümela Manastırı'nda ayine izin verilmesine karşılık olarak, "o zaman biz de yılda bir kere Osmanlıdan kalan camide (Fethiye Camii kastedilmektedir) ibadet edilmesine izin verelim" şeklinde bir öneride bulunmuşlardır. Bunun yanısıra LAOS yetkilileri, Türkler, Atina'da bir caminin faaliyet göstermesini istiyorlarsa, Ayasofya'nın gerçek amacına uygun olarak, yani kilise olarak, faailiyet göstermesine izin versinler yolunda açıklamalar yapmaktadırlar[4].


Atina'da yaşayan binlerce Müslüman, apartmanların bodrum katlarını cami haline getirmiş olup, sağlıksız ve kötü koşullar altında ibadet etmektedirler. Yunanistan Müslümanlar Birliği Başkanı Naim Elghandour, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, cami yapılacak olmasından memnuniyet duyduklarını ancak, 500 kişilik olması planlanan bu caminin cemaatlerinin ihtiyacını karşılayamayacağını ifade etmiştir.[5]

Votanikos semtinde inşa edilmesi planlanan caminin 15 milyon Euro'ya malolması ve sözkonusu masrafların kamu kaynakları tarafından karşılanması öngörülmektedir. Minaresinin olup olmayacağı yolunda tartışmalar yaşanan caminin yanında Müslüman Kültür Merkezi açılıp açılmayacağı konusu da henüz netlik kazanmış değildir.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösterecek cami 2 Müslüman ve 5 Hristiyandan oluşacak 7 kişilik bir heyet tarafından idare edilecek olup, caminin imamı yine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçilecektir. Cami sorunun çözüme kavuşmasını isteyen Başbakan Papandreou, cami inşaatının gidişatını kontrol etmesi için Başbakan Yardımcısı Theodoros Pangolos başkanlığında bir heyet tahsis etmiş bulunmaktadır. Ancak, bürokrasi engeliyle karşılaşılmaktadır. Zira, cami inşasınaMilli Eğitim, İçişleri, Dışişlerive Savunma Bakanlıklarıile Atina Belediyesi müdahil olmuş durumdadırlar.

Yunanistan'da Batı Trakya sınırları dışında faaliyet gösteren cami bulunmamaktadır. Bu bölgede bulunan camilerin durumu da zaten pek iç açıcı değildir. Yunanistan'ın bu konudaki önemli bir çelişkisi de bir yandan cami restorasyonu yaparken, diğer yandan Batı Trakya'da ve diğer bölgelerde bulunan Osmanlı eserlerinin tahrip edilmesi ve bu eserlerin yıkılmasına göz yummasıdır. Tüm bunlara rağmen Avrupa'nın cami bulunmayan tek başkenti olan Atina'ya gecikmeli de olsa bir cami inşa edilecek olması önemli bir adımdır. Yunan hükümeti, Kilise ve aşırı sağ örgütlerden gelebilecek tepkilere kulak tıkayarak Atina'da yaşayan Müslümanların ibadet sorununa çözüm bulmakta daha fazla gecikmemelidir.



[1]Kontarou Rasia, Eleftherotipia Gazetesi, 4Ekim 2010

[2] Hristos Zervas, Eleftherotipia Gazetesi, 5 Ekim 2010

[3] www.mfa.gr, 26 Ağustos 2010

[4] www.elkosmos.gr, 27 Mayıs 2010

[5] M. Alevizopoulou, To Vima Gazetesi, 21 Ağustos 2010

Yeliz Karadaş

Doğum Yeri: Ankara

 Eğitim Durumu

 İlk-Orta-Lise Eğitim: Kırklareli, Erzurum ve Ankara  

Üniversite: Ankara Üniversitesi DTCF Çağdaş Yunan Dili ve Edebiyatı Bölümü

Yüksek Lisans:  2000-2001 döneminde Yunanistan Patra Üniversitesi’nde burslu olarak tezsiz master programına katılmıştır.

Tez Konusu:   “Etnik Yapının Siyasi Hayata Etkileri”       

 Uzmanlık Alanı: Türk-Yunan İlişkileri, Karadeniz Araştırmaları

Bildiği Diller:

Yunanca 

İngilizce

Bugüne Kadar Çalıştığı Yerler:

2000-2005 yıllarında T.C. Dışişleri Bakanlığı Gümülcine Başkonsolosluğu’nda tercüman olarak görev yapmış, 2005-2008 yılları arasında İsrail’de yaşamıştır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display