Kırgızistan Arıyor

Yazan  09 Nisan 2010
Kırgızistan’da hafta başından itibaren başlayan gösteriler olaylara dönüştü. Nihayet 7 Nisan 2010’da yönetime el konarak değişiklik yapıldı.

Çıkan olaylarla, ölü sayısıyla, yağmalamalarla ilgili değişik haberler geliyor. Bir şekilde olaylar sona erecek ve ülkede huzur sağlanacak.

Türkistan'da ve Kafkaslarda gerçekleşen renkli devrimlerden bir tanesi de 2005'de Kırgızistan'da gerçekleşmişti. Lale devrimiyle ABD tarafından desteklenen Kurmanbek Bakiyev iktidara getirilmişti. Fakat daha sonra Rusya ile ABD arasında kalan Bakiyev tercih yapmakta zorlandı. Kırgızistan'da gerçekleşen son iktidar değişikliğinde Rusya'nın ve ABD'nin ne kadar etkili olduğunu anlayabilmek biraz zor görünüyor. Ancak Asker Akayev ile Bakeyev'i iktidardan eden sebepler çok açık ve birbirinin aynısı.

Kırgızistan Rusya'dan ayrılan 15 cumhuriyetten farklı olarak devlet başkanlığı yetkilerini anayasal olarak başbakanla paylaşan tek ülke. Bu ve başka olaylar bize Kırgızistan'ın demokrasiye meyilli olduğuna dair sinyaller vermektedir. Buna rağmen Bakiyev'den önceki dönemlerde özellikle seçim dönemlerinde muhalefete yapılan baskılar artmış ve medyaya gözdağı verilmiştir. Ayrıca potansiyel başkan adayları da tutuklanmıştı. İşin ilginç tarafı bu adayların görevli olandan daha demokratik olacağına inanmak için hiçbir neden yok.

Bakiyev'de iktidara geldikten sonra hükümeti eleştiren gazetelere ve internet sitelerine yasaklar koydu. Hatta kendi aleyhinde Rusya'da yapılan yayınlar bile Bakiyev'i rahatsız ettiği için bu ülkeye dışişleri bakanlığı aracılığıyla nota verdirdi.

Akayev ile ilgili "yolsuzluk yaptığı, devlet malını çocuklarının ve yakınlarının zimmetine geçirdiği" şeklinde suçlamalar bulunmaktaydı. Ancak Bakiyev iktidara geldikten sonra Akayev ile ilgili yaptığı/yapılan bütün eleştirileri kendisi de fazlasıyla yapmıştır.23 Temmuz 2009 tarihinde yapılan seçimlerde devletin imkânlarını kullanıp kolayca başkanlığı kazanmıştır.

Akayev ve Bakiyev'in aynı nedenlerle iktidardan düşürülmesi Kırgızistan'daki sorunların çözülmediğinin göstergesidir. İç sorunların fazlalığı ve devam etmesi bu sefer ki iktidar değişikliğinde de etkili olmuştur.

Kırgızistan diğer Türk cumhuriyetleri gibi zengin doğal kaynaklara sahip değil. Ülkede ekonomik sıkıntılar, artan işsizlik, Rusya'dan geri gönderilen kaçak işçiler, yolsuzluk Akayev'in sonunu hazırladığı gibi Bakayev'in de sonunu hazırladı. Demek ki 2005'den bu yana yönetim dışında hiçbir şey değişmemiş.

Bakiyev elinde ekonomik güç olmadığı için bulunduğu stratejik konumunu kullanarak ABD ve Rusya arasında bir denge kurmaya çalışmıştır. Başlangıçta hem Rusya hem de ABD üssünü barındıran Kırgızistan geçen yıl ŞİÖ üyelerinin baskısıyla ABD üssünü çıkarma kararı almış fakat ABD üssüne yeniden izin vermiştir. Bakiyev ABD üssünü çıkarma karşılığı Rusya'dan 2 milyar dolar kredi almıştı. Bunun karşılığında Rusya'ya ikinci bir üs vermişti. Önceki üssü kapatmaktan vazgeçen Bakiyev ABD'ye Batken yakınlarında yeni bir üs daha vermiştir. Rusya'nın kendisinden 2 milyar dolar alıp ardından ABD'ye ikinci bir üs verdiği için Bakiyev'i cezalandırdığını düşünenler bulunmaktadır. Bakeyev'in kaçmak için Rusya'yı tercih etmemiş olması bu şekilde düşünenlerin çok haksız olmadığının bir ölçüde göstergesi sayılabilir. Bakiyev'in geri dönme ihtimalinden de söz edenlerde var ancak bu zayıf bir ihtimal gibi görünüyor. Alınan sert tedbirlere rağmen kalabalığın önlenemeyen öfkesiyle karşı karşıya kalmaya cesaret edebileceğini düşünmek hayli uzak görünüyor.

Yeni hükümet komisyonlar kurup çalışmalarına başladı. Şu ana kadar olan ve olabilecek olaylar bir şekilde bastırılacaktır. Ama esas olan bundan sonra nelerin yaşanacağıdır. Türkistan'ın temel sorunlarından birisi olan demokratikleşememe sorunu mutlaka çözülmelidir. Yolsuzluklar ortadan kaldırılmalıdır. Özellikle genç nüfus için istihdam alanları yaratılmalıdır. Kırgızistan'ın ağır ekonomik sorunları ülkenin kıt imkânlarından olduğu kadar yönetime gelenlerin ülkeyi "saltanat" gibi görerek kendi yakınlarına çıkar elde etmeyi ön planda tutmalarından kaynaklanmaktadır. Kırgızistan şimdiye kadar gösterdiği tepkilerle demokratikleşme eğilimi en yüksek olan cumhuriyetlerden biri olarak görünüyor. Kırgız halkı eşitlik, özgürlük ve adalet arıyor, yani demokrasiyi arıyor. Ama yolunu bir türlü bulamıyor. 2005 ve 2010'da yaşanan bu olaylar aslında demokrasinin doğum sancılarıdır. Ancak doğum dışında marazi durumlar olduğu için tablo ağırlaşmaktadır. Üstelik doğumlarda normal değil sezaryen şeklinde gerçekleşmektedir. Kırgızistan bundan sonra gideceği ilk seçimlerde özgür bir seçim ortamı yakalayabilirse sorunun önemli bir kısmını aşmış olacaktır.

Sergei Kovalev "kaybedecek savaşlara girmeye devam etmeliyiz" diyor. George Soros'da bu sözü "bu çelişkili olarak nihai zaferin kazanılmasını sağlayabilir, çünkü kaybedilecek savaşlara girmeye istekli insanlar özgürlük ateşini canlı tutarlar. İnsanlar açık toplum kavramına, sadece kendi öz çıkarları peşinde koştukları durumda daha çok yaklaşırlar. Diğerleri ne yaparsa yapsın, doğru olanı yapmayı haklı çıkaran budur" yorumunu yapıyor. Soros'un renkli devrimlerin arkasındaki kişi olduğu bilinmekle birlikte O'nun bu yorumu kendisi açısından nasıl başarıya ulaştığının da bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display