Çoğunluk olarak Irak’ın güney illerinde yaşayan Şii Arapların gerçekleştirdiği bu gösteriler neticesinde, Şii hükümete karşı, Şii vatandaş ayaklanması başladı. Bu ayaklanmada ilk önce belirtmek istediğim birkaç şey var.
İlk olarak, Şiilerin kendi içlerinde, fetvalarını aldıkları, “Mercii” olarak adlandırdıkları birkaç oluşumları bulunmaktadır. En büyük mercii ve Şiilerin kırmızı çizgisi olan, verdiği fetva ve hutbeleri ile hareket edilen Sistani Dini Mercii’ne artık inanış çok az bir seviyeye indi. Sadece belirli bir kesim tarafından itibar edilen Sistani Dini Mercii’ne, Şii gençler tarafından gösteriler sırasında hakaretler edildi.
İkinci olarak ise, diğer dini merciilere, şu anda hükümet içinde bulunan siyasi partilerin bir koludur diyebiliriz. Örneğin, (Hekim Mercii ve Sadır Mercii) Necef şehrinde bulunan Hekim’in makamı göstericiler tarafından üç kez ard arda ateşe verildi. Ateşe verilmesinden sonra ise, o makamı koruyan kişiler tarafından göstericilere ateş açıldı ve çok fazla sayıda ölü ve yaralılar oldu. Şii ile Şii çatışmasını fitilleyen ve gösterilerde bir sembol olan Dişdaşeli (Entari) saldırganlar. Çevik kuvvetin yanında halka ateş açtılar. (FOTO-1)
Dinî karmaşanın ve mezhep ayrılıklarının olduğu, Orta Doğu ülkesi Irak’taki gösterileri fırsat bilen ve çok katı düşüncelere sahip olan bir diğer dini mercii “Sarhi” ise inanışları gereği, kıyametin yaklaştığı ve şu anda yaşayan bütün din adamlarının öldürülmesi gerektiğni savunan bir öngürüye sahiptirler. Sistani gibi bir kişiyi öldürmek isteyen Sarhiler, Sistani’nin öldüğü sırada Hz. Mehdi’nin belireceği kanısına varmışlardır.
Bunun üzerine Iraklı güvenlik yetkilileri ordu birimlerini Necef’te Sistani’nin konakladığı bölgeye doğru yöneltti. Orayı savunmak uğruna, tek bir gecede 60 kişi öldü 200 kişi de o bölgede yaralandı. (FOTO-2)