LÜBNAN DİPLOMASİSİNDE REVİZYON


LÜBNAN DİPLOMASİSİNDE REVİZYON

Yazan  01 Mart 2010
Yeni kabinenin oluşmasından sonra seçimlerden önceki söylemlerin aksine başta 8 Mart İttifakı olmak üzere Lübnan’ın çıkarları için herkesle birlikte çalışmaya söz veren Saad Hariri, bakanlık dağılımlarında da bunu ispatlamış ve ulusal kabine anlaşmas

Lübnan çeşitli dinsel-etnik grupların hakim ve çatışmasına sahne olan ülke durumunda olması sebebiyle sürekli kaos halinde olan, iç meseleleriyle uğraşmaktan dış politikada hiçbir zaman aktif olamamış hatta sadece dış güçler tarafından verilen kararları uygulamak zorunda kalmıştır.
Böylesine bir tarihi süreçten geçen Lübnan için Hariri'nin neden 8 Mart İttifakı ile ortak hareket edeceğini anlamak mümkündür. Hariri geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada İsrail ile aralarında yeni bir savaş çıkması ihtimalinden endişe duyduğunu ve Lübnan hükümetinin birlik içinde olduğunu belirterek, hükümetin Hizbullah'ın yanında olduğunu ve olacağını, İsrail'in Lübnan'da bölünmeler olabileceğini düşünmesi ile ilgili olarak da İsrail'e karşı duracaklarını belirtmiştir [1].
Bu açıklamalar ve Suriye ile İsrail arasındaki gerginlik olayın yönünü değiştirmiş, gerilimli olan Suriye-Lübnan ilişkilerinde dönüm noktası haline gelmiştir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Beyrut hükümetini BM kararlarını çiğner şekilde Hizbullah'ın ülkeye silah sokmasına göz yummakla suçlamasına karşılık, Suriye lideri Beşar Esad da tüm bu atmosferde ülkesinin Lübnan'ı hedef alan bir saldırı halinde Beyrut'a destek olacağını sözünü vermiştir. Geçtiğimiz günlerde Ahmedinejad'ı ülkesinde ağırlayan Esad, verdiği yemekte Hizbullah lideri Nasrallah'ı da konuk etmiş ve üç lider bir süre toplantı yapma imkanı yakalamıştı.
Hariri, İtalyan Corriere della Sera'ya verdiği röportajda Suriye ile kalıcı bir güven sürecinin oluşturulmasına karar verildiğini[2] ifade ederken ilişkilerin giderek artan bir şekilde ilerleyeceğini belirtmesi ile Ortadoğu'da Lübnan için yeni bir Diplomasinin oluştuğunu ortaya koymaktadır.
Saad Hariri yeni kabine ile eski hükümetlerin ülke içindeki bölünmelere ve İsrail'in saldırılarına karşı sessiz tavrının aksine istikrarlı dış politika geliştirmeye çalışması ve terör örgütü olarak kabul edilmesine rağmen Hizbullah'ın siyasi kanadını ortağı olarak görmesiyle İsrail'in politikalarına uymayan ve belki de İran ile Suriye'nin dışarıdan müdahale etmekte zorlanacağı bir ülke profili ortaya koymaktadır. Bağımsızlığının ilanından itibaren hiçbir döneminde bu kadar çok diplomatik ilişkilerde bulunmayan Lübnan son dönemlerde Suriye, Katar, Mısır, Türkiye ve dikkat çeken en önemli ülke olan Rusya ile diplomatik temasları yeni bir siyasetin izlerini barındırmaktadır.
Ortadoğu'daki görüşmelerine Mısır'ı da ekleyen Lübnan, özellikle şimdiki kabine ile başlayan süreçte Mısır ve Lübnan ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığı her iki ülke başbakanları tarafından geçtiğimiz günlerde düzenlenen ortak basın toplantısında vurgulandı. Hariri bu görüşmeyi de muhtemel yeni bir ekonomik ve askeri işbirliği olarak yorumlamış ve Hizbullah'ın hükümetin ortağı olduğunu yeniden tekrarlamıştır.
2009 Nisan ayında da Türkiye'ye ziyarette bulunulmuştur. Lübnan'dan, 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın 1955 yılında Lübnan'ı ziyaretinden bu yana devlet başkanı düzeyinde Türkiye'ye ilk ikili resmi ziyaret Mişel Süleyman tarafından olmuştur.
Lübnan diplomatik görüşmelerini sadece Ortadoğu ülkeleri ile sınırlandırmamış, Rusya ile de tarihi görüşmeyi gerçekleştirmiştir. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Medvedev ile bir araya gelmiş ve Rusya'nın Lübnan'a desteği vurgulanırken Rusya'nın askeri-teknik işbirliği kurumunun başkanı Mikhail Dimitriyev'in müzakere edilenin bir çerçeve anlaşması olduğunu ve yakın gelecekte imzalanacağını söylemesi bununla beraber Medvedev'in ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerde "dönüm noktası" olarak nitelendirmesi, iki ülke arasında uzun dönemli askeri işbirliği anlaşması imzalanmasının müzakere edildiğinin göstergesi olmuştur. Rusya, geçmişte Lübnan ordusuna 10 adet MiG-29 taarruz uçağı vermeyi taahhüt etmişti. Bu konu iki ülkenin savunma bakanları arasında 2008 Aralık ayında görüşülmüştü.[3]

Yıllardır Lübnan siyasetinde hakim olan istikrarsızlık, özellikle Fuat Sinyora dönemindeki aciz politikaların aksine son zamanlarda bölge ülkeleri ve Rusya ile olan diplomatik ilişkiler Lübnan'ın da yakın gelecekte Ortadoğu'nun yer değiştiren taşlarından birine sahip olacağını göstermektedir.

_______________________________________

[*] 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu Araştırmaları Bölümü Lübnan Araştırmacısı

--------------------------------------------------------------------------------

[1] http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2010/02/100209_lebanon.shtml
[2] http://www.lebanonews.net/mainhl.asp?hlid=5700
[3] http://www.cnnturk.com/2010/dunya/02/26/ilk.kez.bir.lubnan.lideri.rusyada/565370.0/index.html

Aygül Muran

 2007 yılında Sakarya üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur. 2010'da Beykent üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 

Akademik Çalışmaları:

 Hüseyin Fadlallah'ın Ardından Hizbullah ve Lübnan Şiileri , 21.Yüzyıl Dergisi

3rd  International Strategy and Security Studies Symposium-The Energy Security / Reporter

Humeyni ve Ahmedinejad Dönemi İran Dış Politikasının Karşılaştırmalı Analizi,BÜSAM Stratejik Araştırmalar Dergisi 

Siyaset ve Devlet Yönetimi Sertifikası - 2009

2nd International Strategy and Security Studies Symposium-The National Defense in the 21st Century / (Türkiye’nin Ulusal Güvenlik Kaygıları ve Alınacak Önlemler-Irak 2025) Konuşmacı (2009)

12.Sosyoloji Öğrencileri Kongresi/Antalya – ( Türkiye’de Tarikat ve Cemaatler) Konuşmacı

İnternet Sitesi yazıları :

Hizbullah 2009 Seçimini Gerçekten Kaybetti Mi? - BÜSAM

 

21.yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde yayınlanan yazılar;

 

   Türkiye’nin Olası Arabuluculuk Rolünün Düşündürdükleri

   Suriye-Ürdün İlişkilerinde Mecburi İttifak

   İran Askeri Güç Şovuyla İsrail Sessizliğiyle Korkutuyor

   İsrail-Hizbullah Gerginliğinin Ortasında Hariri Suikasti

   İsrail Lübnan’da İntikam Peşinde Mi?

   Ortadoğu’da Lübnan Zirvesi

   ABD Ve İsrail İle Hizbullah Arasında Füze Karmaşası

   Lübnan’da İki Farklı Diplomasi

   Mişel Süleyman’dan Brezilya Ziyareti

   Dünden Bugüne Lübnan-Suriye İlişkisi

   2009 Sonrasında Toparlanan Lübnan

   Hizbullaha Ödetilen Bedel : Hariri Suikasti

   Hamas Ve Hizbullah

   Lübnan’da Yeni Bir İşgale Doğru

   ABD’nin Lübnan’da Anlaşmazlığı

   Mossad Suikastleri Hizbullah’ın Tedbirleri Arttırmasına Neden Oldu

   Lübnan Diplomasisinde Revizyon

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display