< < Türkiye'nin Petrol Güvenliği, İran'a Sadakatle Bağlı Maliki'nin Eline mi Bırakılıyor?


Türkiye'nin Petrol Güvenliği, İran'a Sadakatle Bağlı Maliki'nin Eline mi Bırakılıyor?

Yazan  22 Temmuz 2013

2012 yılı başı itibariyle ABD’nin İran enerji sektörünü hedef alan yeni kararlar alması ve Türkiye dâhil çeşitli ülkeleri İran’dan aldıkları petrolde indirime gitmemeleri halinde yaptırıma uğrayacakları konusu neticesinde Türkiye, İran’dan aldığı petrol miktarını azaltmak zorunda kalmış ve oluşan boşluğu da Irak petrolü doldurmuştur. Türkiye’nin enerji güvenliği ve enerji politikaları açısından Irak’a karşı olan petrol bağımlılığının artması aynı zamanda beraberinde bazı riskleri getirmektedir. Bu nedenle ABD yaptırım tehdidi nedeniyle Türkiye’nin son bir buçuk yıldır artan Irak petrol bağılılığına bakmak gerekmektedir.

Öncelikle 2011 yılı sonu ve 2012 yılı başlarına İran, Türkiye’nin bir numaralı petrol tedarikçisi ülke konumundaydı. İran’dan alınan toplam ham petrol miktarı 2011 yılında 9.315 m/t (milyon ton) ve 2012 yılında ise 7.555 m/t olarak gerçekleştirmiştir. 2013 yılının ilk beş ayında ise İran’dan alınan ham petrol miktarı sadece 2.378 m/t olmuştur. Karşılaştırmak için 2012 yılının ilk beş ayındaki rakam ise toplam olarak 4.139 m/t’dur. Buna ilave olarak Irak ile ham petrol ticaretine baktığımızda 2011 yılında toplam 3.038 m/t ve 2012 yılında ise 3.733 m/t olduğu görülmektedir. 2013 yılının ilk beş ayındaki rakamlar ise Irak’tan 1.948 m/t ham petrol ithalatı yapıldığını göstermektedir. Dolayısıyla bu rakamlar açık bir şekilde Türkiye’nin İran’dan aldığı petrolü kademe kademe azaltırken, ortaya çıkan arz açığını Irak petrolü almaya başladığını açıkça ortaya koymaktadır.

Türkiye’de ki rafineriler açısından baktığımızda ise mevcut dört rafinerinin 2010, 2011 ve 2012 yıllarında İran’dan sırasıyla 7.261 (%43), 9.287 (%51) ve 7.561 (%39) m/t petrol ithal ederken, Irak’tan ise 2.001 (%12), 3.071 (%17) ve 3.739 (%19) m/t petrol ithal ettiği EPDK tarafından belirtilmektedir. Bunun yanı sıra 2010 yılında Türkiye’nin petrol ihtiyacının %20’sini karşılayan Rusya’nın payının %11 seviyesine düştüğü, bunun da sebebi olarak Rusya’nın Asya’dan gelen talep üzerine batıdaki ilave petrol taleplerine karşı yüksek fiyat verdiği iddia edilmektedir. Buradan ortaya çıkan açıkta Suudi Arabistan’ın %12’den %15’e çıkan payı ve Libya’nın %0’dan %5’e çıkan payı ile kapatılmaya çalışılmaktadır. Bilindiği üzere Türkiye’nin İran’dan aldığı petrolde azaltmaya gitmesi durumunda ABD tarafından önüne Libya petrolü seçeneği getirilmiştir. Kaddafi sonrası Libya petrol sektörüne giriş yapan ABD ve Batılı şirketler nedeniyle de bu %5’lik pay aslında ABD ve Batı’nın payı olarak da düşünülebilir.

Bir başka önemli nokta da Türkiye’de inşa edilmesi planlanan iki yeni rafineri projesidir. Birincisi Azeri SOCAR şirketi tarafından inşa edilecek olan STAR rafinerisidir. 2015 yılında tamamlanması planlanan rafinerinin en büyük özelliklerinden birisi olarak üç farklı türdeki petrolü de işleyebilecek olmasıdır. STAR rafinerisinin işleyeceği üç petrol türünden birisinin de Kerkük petrolü olması ilgi çekicidir. Bu durumda STAR rafinerisinin de Irak petrolünü beklediği anlaşılmaktadır. İkinci rafinerisi ise Çalık grubu tarafından Adana’da yapılması planlanan rafineridir. Adana’ya yapılması planlanan rafinerinin daha önce Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projesinin de tamamlayıcı bir rolü olması ve Rus ve Kazak petrollerini işlemesi planlanırken, Samsun-Ceyhan projesinde dikkate değer bir ilerleme gerçekleşememesi nedeniyle Çalık grubunu da Irak’a yöneltmiştir. Yine Çalık grubuna ait olan İkideniz Petrol ve Gaz Sanayi Şirketi 2012 yılının başında Şırnak’tan başlayıp, Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay ve Adana’da (Yumurtalık) son bulacak bir petrol boru hattı inşa etmek için Enerji Bakanlığına resmi olarak müracaatta bulunmuştur. Aynı tarihlerde Kuzey Iraklı yetkililerden de Ağustos 2012 tarihinde tamamlanacak olan Kuzey Irak’ı Türkiye ile bağlayacak olan petrol boru hattından söz edilmeye başlanmıştır. Geçtiğimiz aylarda Türkiye sınırına 20 km kadar yaklaşan Kuzey Irak petrol boru hattının resimleri basında da yer almıştır. İkideniz şirketi Şırnak’ta sınırda bilinmedik bir kaynaktan petrol bulup taşıyamayacağına göre büyük ihtimalle Kuzey Irak’ın petrolünü taşımayı ve Adana’da inşa edeceği rafineride bu petrolü işlemeyi öngörmektedir.

Tüm bunların sonucunda çeşitli firmaların petrol boru hattı projeleri, rafinerilerin piyasaya sürdürdükleri benzinin kesintisiz hammaddesinin sağlanmasının (petrol alabilecek dünyada çok fazla kaynak vardır) yanında Türkiye’nin petrol açısından enerji güvenliğinin de son 1.5 yıldır nasıl bir değişikliğe uğradığına bakmak gerekmektedir. Öncelikle Türkiye’nin bugün artan Irak petrol ithalatının büyük bölümü Bağdat üzerinden alınan petroldür. Bu noktanın altını çizdikten sonra Türkiye açısından azalan İran petrol bağımlılığı karşısında Irak petrol bağımlılığı da ortaya çıkmıştır. Irak petrolüne olan bağımlılık İran petrolünün yerini almamış, en az onun kadar önemli bir hale gelmiştir. Bütün bunlara ilave olarak Ankara-Erbil enerji ilişkisi karşısında bir de Bağdat petrolü kozu ortaya çıkmıştır Türkiye’nin ve Türk enerji şirketlerinin yeni işbirliği kurmaya başladıkları Erbil karşısında Bağdat faktörünü artık daha fazla göz önünde tutmaları gerekmektedir. Diğer yandan eğer Bağdat petrolünün yüzdesi Bağdat’ın Türkiye ile diplomatik ve ticari ilişkileri kesmesi durumunda Erbil ve Kerkük petrolü ile telafi edilir düşüncesi az da olsa akıllardaysa, bu stratejinin Türkiye’nin geleceği açısından atılacak olan en yanlış adım olacağını belirtmek isterim.

*Makaledeki rakamlar EPDK petrol sektörü raporlarından alıntılanmıştır.

Tablo: Irak-İran 2011-213 yılları arası ham petrol ithalat rakamları (Ton)

 

Irak

İran

Irak

İran

Irak

İran

 

2013

2012

 

2011

Ocak

405.273

621.458

178.428

865.482

693.163

1.185.159

Şubat

354.390

427.001

244.714

401.349

Mart

146.210

414.857

145.186

1.173.503

Nisan

468.762

465.462

175.209

1.108.534

271.731

800.709

Mayıs

575.629

446.895

156.694

682.157

304.369

1.042.713

Haziran

 

 

289.842

683.596

339.695

889.673

Temmuz

 

 

238.562

203.228

340.869

1.304.104

Ağustos

 

 

311.140

937.463

291.923

821.283

Eylül

 

 

472.499

451.467

192.263

743.871

Ekim

 

 

442.878

318.377

228.964

742.686

Kasım

 

 

634.301

474.784

184.870

727.751

Aralık

 

 

449.722

350.385

196.438

432.689

Toplam

1.950.264

2.375.673

3.739.175

7.650.325

3.044.258

8.690.638

Kaynak: EPDK, Petrol Piyasası Sektör Raporu 2012, Ankara 2013, s.14, http://www.epdk.gov.tr//documents/petrol/rapor_yayin/Ppd_Rapor_Yayin_Sektor_Raporu_2012.pdf

Dr. Tuğçe Varol

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display