< < Amerika ile Çin Arasındaki İşlemci Savaşları


Amerika ile Çin Arasındaki İşlemci Savaşları

Yazan  24 Aralık 2018

Huawei CFO'su ve kurucunun kızı olan Meng Wanzhou aralık başında tutuklandığında, ülkemizde neden böyle bir olay meydana geldiği iyi anlaşılamadı. Bu nedenle Huawei olayının ne olduğunu özetleyen bir analiz yazısı yayınlamıştık [1].

Aynı günlerde Economist Dergisi (1 aralık 2018 tarihli sayısında), yıllarca işlemci pazarını Intel ile yöneten Amerika'nın son yıllarda yükselen Çin işlemci teknolojisine karşı duygularını "Amerika, Çin'in yarı iletken hırslarını görmezden gelemez" ifadesiyle tanımladı [2].

1968 yılında Gordon E.Moore tarafından kurulan Intel 2010'lara yani yakın zamana kadar bilgisayar pazarını tek başına yönlendiriyordu. ÜnlüMoore kanunu [3] da, kurucusunun sözlerinden ortaya çıkmıştı. Ancak Steve Jobs ile tetiklenen mobil devrim ve Intel'in yanlış teknolojilere (Wimax) oynaması [4], ABD'nin bu konudaki üstünlüğüne hayli ket vurdu. Şimdilerde Arm mimarisine dayanan ve dayanmayan çok sayıda işlemci firması var. Ama ABD hala bu alandaki liderliği elinde tutma hırsına sahip.

Çinlilerin süper bilgisayar alanındaki ilerlemeleri üzerine Intel'in onlara işlemci satışını engelleyen ABD, Çinlilerin kendi işlemcilerini geliştirmelerini hızlandırdı[5]. Yanısıra Çinliler dünyadan işlemci firması satın almaya ve ABD önlemeye çalışıyor [6][7]. Ama Çin yılmıyor, satın alacak şirket buluyor [8]. Trump başka bir tarafta da ülkenin işlemci firmalarının astronomik fiyatla bile olsa yabancı ülkelere satışını engelliyor [9].

İşlemciler bildiğiniz gibi bilgisayarların (ve de diğer her türlü elektronik cihazın) en önemli parçası. Economist de "işlemci"lerin ne kadar önemli olduğunu "ordular çelik kadar, silikonla da savaşır" diyerek ifade ediyor.

İşlemciler eskiden sadece bilgisayarlar ve az sayıdaki cihaz için önemliydi. Günümüzün hızlı teknolojik gelişmeleri, robotlar, uydular, IoT, otonom araçlar, yapay zekavs bu konudaki yarışmayı başka bir platforma taşıdı. Anlayacağınız uzun zamandır "Silikon" olarak tanımlanan "İşlemci" konusunda üstünlüğü ele geçiren, aynı zamanda dünya üstünlüğünü de ele geçirecek. İşlemci savaşı denilen konu bunu ifade ediyor.

Economist Dergisindeki "İşlemci Savaşları" adını taşıyan makaleyi okuyucularımız için tercüme ettik. Kendi yorumumuz yerine, bu sefer bizzat Amerikalıların kendi ifadelerini okuyacaksınız. Böylece Huawei CFO tutuklamasının arka planını daha da iyi anlayacaksınız. Ancak okurken --ki "biz yapamayız ki" modundaki Türk basının aksine, çoğu batılı dergide bu bakış açısı var-- Amerikalı "ben liderim" bakış açısıyla yazıldığını ve bazı noktaların farklı gösterilebilmiş olduğunu hatırlayarak okuyun lütfen.

Başkan Donald Trump, Ticaret anlaşmazlıkları konusunda, eski modaya göre davranıyor. Eski dönemde tarifeler başlıca silahlardı. Otomobillerden çeliğe, eski ekonomi pazarları ana savaş alanlarıydı. Şimdiler başkanı, çiftçiler ve fabrikalar meşgul ediyor. Güçlü kişisel kimyası diğer güçlü insanlarla anlaşabilir veya çatışabilir. Bu nedenle, The Economist'in basıma gittiği günlerde Buenos Aires'te gerçekleşen bu haftaki G20 zirvesinde, Bay Trump ve XiJinping arasındaki toplantıya odaklanıldı .

Yine de, Amerika ve Çin arasındaki en önemli ticaret çatışması, 21. yüzyılın teknoloji konusundaki mücadelesi. Yapay zekadan, ağ donanımına kadar her şeyi kapsıyor . Temel savaş alanı yarı iletkenlerde. İşlemci endüstrisi, Amerika'nın bu endüstrideki liderliğinin ve Çin'in süper güç olma hırslarının en doğrudan çatıştığı alan. Ve G20'de Trump ve Xi ne söylerse söylesin, bu çatışma her ikisi görevlerinden ayrıldıktan sonra bile sürecektir.

Çünkü bilgisayar çipleri dijital ekonominin ve ulusal güvenliğin temelleridir. Arabalar tekerlekli bilgisayarlar haline geldi. Bankalar para hareketini sağlayan bilgisayarlardır. Ordular çelik kadar silikonla da savaşır.  Amerika ile müttefikleri olan Güney Kore ve Tayvan'dan gelen firmalar, endüstrinin en gelişmiş bölgelerine hükmediyor. Buna karşılık Çin, yüksek kaliteli  işlemciler tedarik etmek için dış dünyaya muhtaç kalmaya devam ediyor. Yarı iletken ithalatına petrolden daha fazla para harcıyor. Satış yapan ilk 15 yarıiletken firmanın listesinde tek bir Çin firması yok.

Bay Trump sahneye çıkmadan önce, Çin ABD'yi bu alanda yakalama niyetini açıkça ortaya koymuştu. 2014 yılında Pekin hükümeti, yerli işlemci sanayisini geliştirmek için 1 trilyon yuan (150 milyar dolar) yatırım fonu açıkladı. Yarı iletkenler, 2015 yılında yayınlanan ulusal kalkınma planı “Made in China 2025” de dikkat çeken bir özellikti.

Çin'in işlemci endüstrisinde yüksek teknoloji yaratma iddiası, Barack Obama'yı da endişelendirmiş ve Intel'in 2015 yılında önemli işlemcilerini Çin'e satmasını ve 2016 yılında bir Alman işlemci firmasının Çinlilerce satın alınmasını engellemişti. Beyaz Saray'dan ayrılmadan önce yayınlanan bir rapor, Çin sübvansiyonlarına ve teknoloji transferine karşı harekete geçilmesini tavsiye etmişti. Diğer ülkeler de bu konuda dikkatli. Tayvan ve Güney Kore, Çinli çip firmalarının, kendi yerel çip firmalarını satın almalarının ve fikri mülkiyetin akışının durdurulması yönünde kararlar almıştı.

Trump gelmeden İşlemci savaşı başlamıştı ama Trump başkan olunca savaşı yoğunlaştırdı. Singapurlu Broadcom firmasının Qualcomm'u almasınıengelledi.  Bu yılın başlarında Çinli telekom devi ZTE'ye Amerikan çiplerinin ve yazılımlarının ihraç edilmesini yasakladı ve ZTE bir kaç gün içinde iflasın eşiğine geldi. Zarar üzerine, Bay Xi'nin tepkisi ile hızla aynı noktaya dönüldü.

İki şey değişti. Birincisi, Amerika kendi teknolojisinin Çin'e güç verdiğini fark etti. Bu ticari sırları çalmakla suçlanan bir başka Çinli firma olan Fujian Jinhua üzerine konulan ihracat kontrollerini getirdi ve Beyaz Saray yeni çıkan teknolojilere daha geniş çapta yasaklamalar koymaya başladı. İkincisi, Çin'in yarı iletkenlerde kendi ürününü geliştirme teşvikleri fırladı. ZTE'den sonra , BayXi temel teknoloji firmalarıyla konuştu. Danışmanları arasındaki teknolojik devleri: Alibaba, Baidu ve Huawei çip üretimine yönelik fon oluşturuyorlar.  Ve Çin de, Amerikan firmalarını engelleyebileceğini gösterdi. Bu yılın başlarında Qualcomm, Çinli regülatörler tarafından engellenmesinin ardından Hollandalı bir firma olan NXP için bir teklif vermeyi bıraktı.

İki ülkenin de çıkarları konusunda bir değişiklik yok. Amerika, Çin işlemcilerine bağımlı olmanın ve dolayısıyla Çin hacklerine karşı savunmasız kalmanın, ulusal güvenliği etkileyeceği endişesini taşıyor. Çin'in süper güç olma iddiası, Amerika'nın kendi istekleri doğrultusunda Çinli firmaların boğazını sıkması durumunda,  içi boş bir iddia olarak görünecektir. Çin'in kaderi yetişmeye çalışacak; Ama Amerika ileride kalmaya kararlı.

Amerika'nın ne kadar ileri gitmesi gerektiği konusu zor bir soru. Beyaz Saray'daki korumacılar tabi ki, yarı iletken tedarik zincirini Amerika'ya taşımak isteyeceklerdir. Ama ne denir; "iyi şanslar". Endüstri, artık küreselleşmiş durumda. Mesela nir Amerikan firması, yarısından fazlası yurtdışında olan 16.000 tedarikçiye sahip. Çin, birçok firma için büyük bir pazar. Qualcomm, satışlarının üçte ikisini burada yapıyor. Endüstrinin ikiye bölünmeye çalışılması, Amerika'daki üreticilere ve tüketicilere zarar verecektir. Ve, bu haksız ile gerçek rekabet arasında fark bırakmayacak açık bir ters hareket olurdu.

Uzun vadede bu hareket boşuna da olabilir. Bugün Amerika, üst düzey çipler tasarlama ve üretme konusunda Çin'e nazaran üstünlüğe sahiptir. Şüphesiz rakibini yavaşlatabilir. Fakat Çin’in ilerlemesini durdurması zor olacaktır. Silikon Vadisi'nin yükselişi Amerikan hükümetinin desteğine dayanırken, Çin hedeflerine ulaşmak için, devlet ve şirket kaynaklarını tamamen kullanıyor. Diğer ülkelerden --özellikle Tayvan'dan-- mühendislik yeteneklerini çekmek için teşvik programları var. Huawei gibi firmalar ARGE gücünü kanıtlanmış bir yeteneğe sahip. 2015 yılında Intel işlemcilerinin satışını engellemek, sadece Çin'i kendi süper bilgisayar endüstrisini geliştirmesi için teşvik etmeye yaradı.

Üstelik, Çin'in küresel bir yarı iletken güç merkezi olma hedefi, zamana göre planlandı. Onlarca yıldır işlemci endüstrisi, Moore yasasına uygun davrandı ve her iki yılda bir belirli bir büyüklükteki işlemcinin yetenekleri 2'ye katlandı.  Fakat Moore yasası artık fiziksel sınırlarına ulaşıyor. Kuantum hesaplamadan özel yapay zeka işlemcilerine kadar değişen bir yelpazedeki yeni teknolojilere atlandıkça, Çin'in yetişmesi mümkün.

Amerika için doğru yaklaşım, bu nedenle, üç adımdadır. Birincisi, Avrupa ve Asya'daki müttefikleriyle birlikte, Dünya Ticaret Örgütü'nün haksız Çin uygulamalarına (zorla teknoloji transferi ve fikri mülkiyet hırsızlığı gibi) karşı engellemeyi sürdürmek ve güvenlik elverdikçe Çin'in yatırımlarını dışarı atmaktır.

İkincisi ise iç yeniliği teşvik etmektir. Zaten işlemci araştırmalarına daha fazla hükümet fonu  giriyor; Yeteneğe daha fazla açık olmak gereklidir.

Üçüncüsü, Çin işlemcilerinin daha güçlü ve yaygın olduğu bir dünyaya hazırlanmak. Bu, diğer şeylerin yanı sıra, Çin yapımı ürünlerin güvenliğini sağlamak için uygun test prosedürleri geliştirmek anlamına gelir; ve bilgi işleme standartlarına sıkı sıkıya uymak, böylece bilgi dikkatsizce etrafa saçılmaz. Bu tür konular G20'de geçmez. Fakat önümüzdeki yıllarda dünyayı şekillendiren bu tür gelişmeler olacak.

 

[1] HuaweiOlayı; Artık Siber Savaş Dönemindeyiz

[2] Chip Wars China America and Silicon Supremacy

[3] MooreKanunu : Bir tümleşik devre üzerine yerleştirilebilecek bileşen sayısı, her 18 ayda iki katına çıkarken, üretim maliyetleri aynı kalır, hatta düşme eğilimi gösterir.

[4] Intel Yönetim Kurulu Başkanı’ndan İtiraf: Yolumuzu Şaşırdık

[5] ABD, Çin’li Firmanın Alman İşlemci Firmasını Satın Almasını Engelledi

[6] Süper Bilgisayar Listesinde Çin, İlk defa ABD’yi Geçti – Listede Türkiye YOK !

[7] Trump, Çin’in Amerikalı Yarı İletken Üreticisini Satın Almasını Engelledi

[8] Çin Bu Sefer de İngiliz İşlemci (Chip) Tasarım Firması Satın Aldı

[9] Qualcomm 128 Milyar $’lık Teklifi Reddetti

Füsun Sarp Nebil

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display