Cumhurbaşkanlığı Seçiminden Açılıma Doğru

Yazan  14 Ağustos 2014

Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra yaptığı klasikleşen balkon konuşmasında seçilmenin verdiği mutlulukla kardeşlik, eşitlik mesajları verdiğini duydu kulaklarımız. Balkon konuşmalarında ifade edilenlerin zıttı icraatlar yapıldığını, birlikten ziyade ayrıştırılmaya yönelik söylemlerin, eylemlerin temelini oluşturduğunu, oy veren de vermeyen de her vatandaş bizatihi yaşadı. Zaten seçimlere kadar yürütülen çalışmaların felsefesinin, sonuca ulaştıran her yolun mubah olduğu mantığı üzerine kurgulandığını artık herkes anlamıştır. Seçim sonrasında da bu felsefenin sürdürüldüğü de ayrıca görülmektedir.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak ne tarz icraatlar planladığının ilk sinyallerini balkon konuşmasında verdi. Bu mesajın en önemlilerinden birisi; “Milletimiz bize yeni anayasayı uzlaşmayla, anlaşmayla yapma mesajı verdi. AKP’nin 330 milletvekilinin altında kalması, yeni anayasa projesinden vazgeçme gibi bir sonuç doğurmayacaktır. Yeni anayasa bütün kimlik taleplerini karşılayacaktır. Milli birlik ve kardeşlik sürecine hız vererek annelerin gözyaşlarını dindireceğiz” sözleriyle iletildi bizlere. Buradan anlamamız gereken önemli emarelerden bir tanesi, “demokratik açılım” adı altında yürütülen proje kapsamında, Abdullah Öcalan’ın “yol haritasında” ifade ettiği hususların hayata geçirileceğidir. Bunu anlamak için balkon konuşmasını irdelememize de gerek yoktur. Zaten gerek Erdoğan, Ceylanpınar’da PKK tarafından gerçekleştirilen eylemi PYD’yi PKK’dan ayrı tutarak, PKK’yı aklama çabasını göstermesiyle gerekse de İçişleri Bakanı Efkan Ala, PKK’nın ayrılma gibi bir niyeti olmadığını vurgulayarak bize bunun sinyallerini çoktan vermiştir.  

“Bize oy vermeyenlerin yaşam tarzlarını korumayı şerefimiz sayacağız” şeklindeki sözleri de ister istemez Dolmabahçe Sarayı’ndaki çalışma ofisinden, vapurdan inen vatandaşlara bakarken düşündüklerine ilişkin, TBMM’de grubuna hitaben yaptığı konuşmasını akıllara getiriyor.

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının tüm bölgeye istikrar ve barış getirmesi yönündeki temennisi de dış politikadaki sıfır sorun hedefinin, Türkiye açısından nelere yol açtığını hatırlatınca insanın tüylerini ürpertiyor. Ayrıca yoksulun, memurun, çiftçinin kendisinin seçilmesiyle kazançlı olduğunu söylemesi de devlet kadrolarında gerçekleştirilen parti kadrolaşmasını, çiftçinin yeri geldiğinde anasını da alarak gitmesi gerektiğini, yoksulun da gerektiği zaman sessiz sedasız zamanından önce ölmesini hatırlatıyor nedense. Seçim sürecinde mezhepçi, ayrılıkçı bulanık zihniyetten oy alabilmek için Türkiye’yi parçalara bölerken balkon konuşmasında, 74 milyonun kazandığını ifade etmesi de çelişkiler dünyamızı renklendiriyor adeta. “Birinci olduk çünkü kimseyi dışlamadık, ayırmadık” derken Gezi Olayları esnasında kendi dinci gençliğinden olmayan; okuyan, eleştiren, sorgulayan gençliği, çapulcu olarak nitelemesini, hayatını kaybeden gençlerimizin annelerine yönelik yaptığı konuşmaları nasıl unutabiliriz. Ya da eğitim de kadın-erkek eşitliğini temelden sarsacak kız-erkek öğrencilerinin ayrı ayrı eğitilmesi konusunda oğlu Bilal’in, zihni sinir projeleri hangi eşitlik sorusunu sordurtuyor bizlere. 

“Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır, milletimizden aldığımız yetkiyle milletimiz daha ileri standartlara kavuşacak” sözlerinin altında, “seçildiğim için meşruyum bu nedenle de beni seçtiğiniz için otomatik olarak yapacaklarım, alacağım kararlar, toplumun her kesimince kabul edilmese de meşru olacaktır.” dayatmasını net bir şekilde okuyabiliriz.   “Kibirden her zaman sakındık, daha mütevazı olmanın gayreti içerisinde olacağız” derken Soma’ya gittiğinde yanında bulunan koruma ordusunu mu yoksa hızlı trene eşlik eden kobraları mı hatırlatsak kendisine acaba? Ya da protesto etti diye Osmanlı tokadını çok görmediği Somalı vatandaşı mı, 21. yüzyılda gerekli önlemlerin alınması halinde gerçekleşmeyecek Soma’daki maden kazasını, 18. yüzyıl Amerika’sından verdiği örnekle ve maden işçisinin kaderinde ölmenin fıtratının olduğu felsefi düşüncesini mi hatırlatsak kendisine?

Demokrasi kelimesinin dünyada birçok ülkede mutasyona uğradığını açıkça görmekteyiz. Bunun en güzel örneklerinden birisi de ne yazık ki Türkiye’dir. Dayatmaların demokrasi adı altında servis edildiği, bir kesimin de afiyetle yediği bir süreç… 

Merve Önenli Güven

merveonenli@yahoo.com

 

Uzmanlık Alanları

Uluslar Arası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü, Politik PsikolojiTerörizm

 

Biyografi

Orta ve lise eğitimini Bilim Koleji’nde tamamladı. Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslar Arası İlişkiler Bölümü’nden aldıktan sonra, Sabancı Üniversitesi Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini, “Terör Olaylarının Haberlerdeki Yansımaları: Haber Yorumu ve Çatışmalara Yönelik Problem Çözümü” konulu teziyle tamamladı. Halen ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde doktorasına devam etmektedir.

 

Yabancı Diller

İngilizce (İleri Düzey)

Almanca (Orta Düzey)

   

Burs ve Başarılar

  • Bilim Koleji’ni ikincilikle bitirdi. Ayrıca Bilim Koleji tarafından verilen bursla, lise eğitim ve öğretimimin iki senesini burslu okudu.
  • Bilim Koleji’nin düzenlediği farklı kompozisyon konulu yarışmalarda yedi kez birinci oldu.
  • Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’nın, “Kadın Hakları” ile ilgili düzenlediği kompozisyon yarışmasında Türkiye üçüncüsü oldu.
  • Bilkent Üniversitesi Şeref Öğrencisi (3.32)
  • Sabancı Üniversitesi Şeref Öğrencisi (3.47)
  • Sabancı Üniversitesi tarafından verilen bursla yüksek lisansını yaptı.
  • “Unboxing Turkish Society” tarafından, Sabancı Üniversitesi bünyesinde yaptığı yüksek lisans eğitimi dâhilinde araştırma bursu verildi.  
  • Açık Toplum Enstitüsü tarafından verilen ulaşım bursu ile Mısır/Sharm el Sheikh’de 29 Mart-01 Nisan 2004 tarihleri arasında düzenlenen Model Birleşmiş Milletler Konferansı’na katıldı.
  • British Council tarafından, “Gelecekleri Bağlamak” adlı proje dâhilinde verilen bursla Bulgaristan’da 10-23 Temmuz 2004 tarihleri arasında düzenlenen “Avrupa’da Toplumsal Cinsiyet” konulu projeye katıldı.
  • Sabancı Üniversitesi tarafından verilen ulaşım bursu ile Amerika/Ohio’da, Kent State Üniversitesi tarafından verilen davetle Kültürler Arasında Çatışma, Müzakere ve Arabuluculuk Konferansı’nda “Uyuşmazlıkların Önlenmesi: Sri Lanka Etnik Uyuşmazlığı” konulu çalışmasını sundu.

 

PROJELER/SUNUMLAR

  • Model Birleşmiş Milletler Konferansı/Mısır-Sharm El Sheikh-“Uluslar Arası Terörizmin Engellenmesinde Avrupa Ülkelerinin Rolü” (29 Mart-1Nisan 2004)
  • “Toplumsal Cinsiyet” konulu Bosporus Projesi/Bulgaristan (10-23 Temmuz 2004)
  • Kültürler Arasında Çatışma, Müzakere ve Arabuluculuk Konferansı-“Uyuşmazlıkların Önlenmesi: Sri Lanka Etnik Uyuşmazlığı”-Kent State Üniversitesi/Amerika-Ohio (04-07 Mayıs 2005)
  • Siyasal İlimler Türk Derneği III. Lisansüstü Konferansı-“Terör Olaylarının Haberlerdeki Yansımaları: Haber Yorumu ve Çatışmalara Yönelik Problem Çözümü”/Hacettepe Üniversitesi (12 Kasım 2005)

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display