Tehlikenin Farkında mıyız?

Yazan  03 Mayıs 2007
Tehlikenin farkında mıyız? Sorusu son aylarda popüler olmuş ve Türk toplumunun büyük bir kısmını etrafında toplamış bir sorudur.

Aslında çok daha önceden tehlikenin farkında olan vatansever Türk aydınlarının bu konuda kiuyarıları, Avrupa Birliği sevdalılarının basın yayın organlarında yaptıkları propaganda ve toplumun üzerinde oynanan büyük bir psikolojik harekat neticesi toplumun tepkisizleştirilmesi sağlanmış bu durum da tehlikenin boyutunu büyütmüştür. Ancak son altı ayda meydana gelen olaylarla Türk milliyetçiliğine yapılan saldırıların zirveye çıkması, Türk Halkının güven unsuru kabul ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerini belirli çevrelerin planlı yıpratma faaliyetleri, geçmişi Cumhuriyet karşıtlığı söylemler ile dolu kişilerin Cumhurbaşkanlığını da ele geçirme girişimleri tehlikenin büyüklüğü karşısında toplumu uyandırmıştır.

TÜRK Milleti Cumhuriyet döneminin en kritik günlerini yaşamaktadır. Anadolu coğrafyasında yaşamak ve devletin varlığını devam ettirmek her zaman zor ve bir bedel karşılığı olmuş ve bunun bedeli de kan olmuştur. Bu zorlukların temelinde Anadolu da gözü olan devletlerin izlemiş oldukları uzun vadeli stratejik politikalar bulunmaktadır. İçinde bulunulan durum hepsinden daha vahim bir hal göstermektedir.

Nedenine gelince ilk defa içimizden kaynaklanan ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı olan bölücülük hareketleri ile Atatürk Devrimlerine karşı olanların başlatmış oldukları mücadele de çok yol almış olmaları ve devleti ele geçirme noktasınabir adım daha yaklaşmış olmalarındandır. Bu gün ülkemizin karşı karşıya olduğu tehdit ve risklere bakışta ve değerlendirme de devlet organları ile siyasi otorite arasında ciddi farklılıklar ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Siyasi iktidarın seçim kanunundan kaynaklanan, aslında halka dayanmayan meclis desteğini halk desteği olarak kabul etmesi, bu destek nedeniyle kendisini her şeyidemokrasi adına yapmaya yetkili görmesi diğer bir ifadeyle sakat demokrasi mantığı çıkmazı daha da büyütmektedir. Cumhuriyet döneminde hiçbir zaman devlet kurumları ile siyasi iktidarlar bu kadar ayrı düşmemişlerdir. Bu farklılığın Cumhuriyet karşıtlığı ile ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü noktasında olması tehlikenin boyutlarını büyütmektedir.

Bu gün kuvvetler ayrılığının temelini oluşturan yasama yürütme ve yargı erkinden yasama bütün süslü nutuklara rağmen fonksiyonunu kaybetmiş ve yürütmenin denetimine girmiş bulunmaktadır. Yürütme ise tek kişinin mutlak hakimiyeti altında bulunmakta olup bu mutlak hakimin belirlediği kişiyi meclis Cumhurbaşkanı olarak oylamakta bu da millete demokrasi diye yutturulmaya çalışılmaktadır.Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Cumhurbaşkanı seçimi mahkemelik olmuştur. Allaha şükür Yargı bütün çabalara karşı henüz bağımsızlığını muhafaza etmektedir.

14 Nisanda başlayan süreçte millet uyandı. Ancak muhalefet partileri bu uyanışı bir siyasi projeye dönüştüremedikleri için henüz tehlike geçmedi. Çünkü ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı faaliyet yürüten bölücü örgüt siyasi ve silahlı faaliyetlerini pervasızca sürdürürken Cumhuriyet karşıtları da çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.

Alaettin Parmaksız

1951 yılında Karaman Ermenek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimi orada tamamladıktan sonra o dönemde Ermenek kazasında lise olmadığı için Liseyi EDİRNE'de okudu. 1970 ylında Kara Harp Okulu'na girerek, 1973 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1974 yılında Piyade Okulu'ndan mezun oldu. 1975 yılında Komando İhtisas Kursu'nu bitirdikten sonra tayin olduğu Erzurum'da 1980 yılında Kara Harp Akademisi'ni kazanarak, 1982 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1992–1993 yılında NATO Savunma Koleji'ni, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirdi.

Kara Harp Akademisini bitirdikten sonra1982–1984 yıllarında KIBRIS'ta, 1984–1990 yıllarında Genelkurmay Karargâhı Harekât Başkanlığı'nda görev yaptı 1990–1992 Yıllarında HAKKARİ'de Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1992–1993 Yıllarında Genelkurmay Karargâhı Anlaşmaları İzleme Şubesi'nde proje subaylığı, 1993–1995 yıllarında Güney Kore Askeri ataşeliği, 1995–1996 Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanı ve AZERBAYCAN 887 Tugay Eğitim Komutanlığı, 1996–1997 Kara Kuvvetleri Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü, 1997–1999 Gökçeada 5. Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1999'da Tuğgeneralliğe terfi ederek Dağ ve Komanda Tugay Komutanlığına atandı. Hakkâri'de iki yıl tugay komutanlığını müteakip, 2001 yılında Edremit'te bulunan 19. Piyade Tugay Komutanlığı'na atanarak, iki yıl bu görevi yaptı. 2003'te Tümgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanlığı görevine atanan Emekli Tümgeneral Parmaksız, 2004 yılında Tümgeneral rütbesindeyken istifa ederek emekli oldu. 

4 yıl boyunca görev yaptığı Hakkari anıları ile bitirilemeyen terörün nedenleri, çözüm için uygulama modelleri ve terörle mücadelenin analizinin yapıldığı “BURASI HAKKARİ ANKARADAN GöRüNDüĞü GİBİ DEĞİL” adlı kitabı yayınlanmıştır. Parmaksız, evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display