Ahlâki krize dikkat!!

Yazan  26 Haziran 2009
Ahlâk her şeyden önce karşıt yaşam, inanç ve düşünce sahiplerine karşı gösterilen nezakettir.

Zekâyla da ilişkilidir, ancak ahlâk hem zekâdan önce gelir hem de ondan daha önemlidir. Bu yanı itibarıyla ahlâk, karşıt konumda olanın ıstırabını çekmenin ürünüdür.

Son zamanlarda insanlığın yaşadığı merhametsizliğin temelinde ahlâki duyarlılığın dibe vurması yatmaktadır. Siyasi ve sosyal hayatta yaşanan sertlik, acımasızlık, soğukluk, ilgisizlik, yürek kuruluğu ve duyarsızlık, ahlâki dibe vuruşun belirtileridir.

Aslında bugün Türkiye'de ve dünyada gerçekte "ekonomik" değil insanlık çapında yaşanan ahlâki bir kriz vardır. İnsanlık, ahlâki rezervlerini ekonomik rezervlerinden önce tüketmiştir. Ekonomik kriz bir anlamda ahlâki krizin sonucudur. Küresel ısınma da vicdani soğumanın sonucu olarak zuhur etmiştir.

Türkiye, ekonomik krizi göreceli olarak hafif atlatmasına karşın ahlâki boyutta yaşadığı krizin etkilerini kolay atlatacağa benzemiyor. Türkiye'de de insanlar, zalim diye yaftaladığı muhalifine giderek daha çok cehennemde yer ayıran bir ülke haline gelmiştir. "Zalimler için yaşasın cehennem" sloganı bunu anlatır.

Bu anlamda ülkede siyaset, ideoloji ve inanç algısı 12 Eylül öncesine daha çok benzemeye başlamıştır. Herkesin ayrı telden çaldığı, siyasal şiddetin hayatın parçası haline geldiği, yabancılaşmanın zirveye vurduğu bir ortam süratle inşa edilmiştir.

Türkiye'de insanlar uzun zamandır beraber ağlamayı ve birlikte gülmeyi unutmuşlardır. Beraber ağlamak ve gülmek bir yana, karşıt düşünce sahiplerinin acısından zevk duyan ve onu artırmak için gayret gösteren insanların sayısı da inanılmaz bir hızla artmaktadır. Tamamen ahlâk dışı olan bu tavır, giderek doğal karşılanır hatta ahlâki bir durum olarak nitelenir hale gelmiştir. Bir kısım çevrelerde ahlâksızlık giderek kültür halini almıştır."Düşene bir tekme de sen vur!" anlayışı yaygınlaşmıştır.

Elbirliğiyle yıkılan ahlâk!

Bu durum, insanların siyaseti ya da ticareti yarış yerine savaş olarak algılamalarının sonucudur. Hırçınlığın, öfkenin, gerilimin ve aşağılamanın siyaset yapma biçimi olarak benimsenmiş olması durumun kontrolden çıkmasına neden olmuştur.

Türkiye'de siyaset 'kendi öz çocuklarını yiyen pis kedilere' dönüştürülerek değersizleştirilmiş; ekonominin üretkenliği yeni ve yandaş zenginler sınıf yaratmak amacıyla yok edilmiş; yardım dilenen, el- avuç açan insanların sayısı artırılarak toplumsal yapı hastalıklı bir hale getirilmiştir.

Toplumu üretken ve sorumlu hale getirerek ekonomiyi; liyakatli ve yüksek vicdan sahibi insanlara rol vererek siyaseti; üretimi ve emeği önceleyerek yozlaşmayı önlemek mümkündür. Ancak ahlâki krizi önlemenin kolay yolu yoktur.

Aristo; "Adil işler yapa yapa adil insan, ölçülü davrana davrana ölçülü, yiğitçe davrana davrana da yiğit insanlar oluruz" der. Ahlâk sahibi insan olmak da ahlâki davrana davrana mümkündür.

Ahlâksızlığın düşünsel ve davranış kalıbı haline getirildiği yerde, ahlâksızlığı yenmek için yeni nesillere ihtiyaç vardır. Yeni nesillerin yetiştirilmesi de zamana ihtiyaç duyuracaktır. Bu bakımdan önemli olan ekonomik kriz değil, yaşanan ahlâki krizdir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display