Ankara’nın Başkent Oluşu

Yazan  13 Ekim 2008
Lozan Antlaşması’nın tamamlayıcılarından olan Boşaltma Protokolünün uygulanması tamamlanmış ve baştan başa yabancı işgalinden kurtulan Türkiye’nin bütünlüğü tamamlanmıştır.

6 Ekim 1923 işgal devletlerinin tamamen İstanbul'dan ayrılması, gündeme hükmetmek merkezi sorununu getirdi. 9 Ekim 1923 günü, Malatya Mebusu İsmet Paşa ile on dört arkadaşı ile birlikte Ankara'nın başkent oluşu ile ilgili önergeyi TBMM'ye verdi. Verilen önergede, "Milletimizin en değerli malı olan İstanbul'umuz İslâm Halifeliğinin merkezi olmak durumunu, İslâm âlemi içinde sadece Türk Milleti'nin savunma araçlarına emanet ederek, sonsuzluğa kadar muhafaza edecektir. Öte yandan, Türkiye Devleti'nin idare merkezi için Büyük Millet Meclisi'nde karar vermek zamanı da gelmiştir. Bir devletin merkezini tayinde esas olan düşünce, Yeni Türkiye Devleti'nin idare merkezinin Anadolu'da seçmek ve Ankara olmak gereğini emreder. Sözü edilen düşünce; Antlaşma ile Boğazlar için kabul edilen hükümler, yani Türkiye Devleti'nin temel varlığı, memleketin güçlenme ve gelişme kaynağını Anadolu'nun merkezinde kurmak gereği, coğrafya ve stratejinin müsaadesi, iç ve dış güvenlik ve gelişme konusunda edinilmiş tecrübelerle özetlenebilir. Bu düşüncelerin her biri başlı başına birer kesin öneme sahiptir. Devletin idare merkezinin yeni bir şekilde kurulmasına ve gerilemesine tez elden başlamak iç ve dış tereddütlere son vermek için aşağıdaki kanun maddesinin kabulünü arz ve teklif ederiz." denilmiştir.

Kanun teklifinin Meclis Başkanlığı tarafından gündeme konulmasıyla 13 Ekim 1923 günü Meclis'te İstanbul'un değil de Ankara'nın başkent olması ile ilgili hararetli konuşmalar yapıldı. Büyük çoğunlukla Ankara'nın Türkiye Devleti'nin idare merkezi olması kararlaştırıldı.

Görüldüğü gibi henüz devletin adı konmadan başkenti karalaştırılmıştır.

Başkentler şüphesiz yönetim merkezleridir. BMM, Devlet Başkanı, Başbakan, Yüksek Yargı organları başkentte bulunurlar. Ankara'nın başkent oluşundaki sebepler 27 Aralık 1919'da Temsil Heyeti ve Mustafa Kemal'in Ankara'ya getiren sebeplerdir.

Ahmet Niyazi Banoğlu, Atatürk'ün Ankara'yı neden hükümet merkezi yaptığını bakın nasıl anlatıyor:

"Sıcak bir günün akşamında yanında bazı zevatla Çankaya Köşkü'nün bahçesinde dolaşıyordu. Ben de o sıralarda eski köşkün tavan dekorlarıyla meşguldüm. Tozlu ve sisli bir akşam Ankara'nın üzerine çökmüştü. Yer yer toz hortumları semaya doğru yükseliyor ve manzaraya daha boğucu bir hava ekiyordu. Bize:

- Ankara'yı hükümet merkezi yapmakla iyi mi ettim?, diye sordu. Tabiî herkes müspet cevap verdi. Arkasından:
- Neden?, suali gelince, kimi stratejiden, kimi siyasetten bahsetti. Hattâ birimiz:
- Kayalık güzeldir, gibi bir estetik nazariye de ortaya attı. Atatürk:
- Şimdi dalkavukluğu bırakın, diye münakaşayı kapattı. Ankara'nın hükümet merkezi olmak için saydığınız meziyetleri beni iknaa yetmez. Ben Ankara'yı hükümet merkezi yapmakla büsbütün başka bir hedef güttüm. Türk'ün imkânsız imkân haline getiren kudretini dünyaya bir kere daha tekrar etmek istedim. Bir gün gelecek şu çorak tarlalar yeşil ağaçların çevirdiği villâların arasından uzanan yeşil sahalar, asfaltlarla bezenecek. Hem bunu hepimiz göreceğiz. O kadar yakında olacak".

Atatürk'ün her konuda olduğu gibi bu konuda da yürekli ve isabetli kanunun sonuçlarını bugün hep birlikte görüyoruz.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display