Genelkurmayın savunması yeterli midir?

Yazan  29 Haziran 2009
Genelkurmay Başkanı’nın “ne konuşacağı” ya da ne konuştuğundan daha çok ’neden konuştuğu önemlidir. Çok açık ki, en akıllı asker konuşmayan askerdir.

Buna benzer bir söze Genelkurmay Başkanı da değinmiştir. O halde Genelkurmay Başkanı neden gazetecilere ve medyaya sürekli konuşmak gereğini duyuyor? Bu soruyu öncelikle cevaplandırmak gerekir. Sorunun cevabı biliniyor: Genelkurmay Başkanı konuşmaya zorlanıyor daha doğrusu konuşma yapmaya mecbur bırakılıyor.

Genelkurmay Başkanının bağlı olduğu Başbakanlık, ortaya atılan itham ve iddialara karşı gerekli cevabı vermemektedir. Bu da yetmiyor, askerle ilgili olarak ortaya atılan her türden iddia da siyasi malzeme olarak herkes tarafından insafsızca kullanılıyor. Bu nedenle de Genelkurmay Başkanı, TSK'ya yönelen iddialara cevap vermek zorunda kalıyor. Diğer yandan Ağustos ayı yaklaştığında terfi edecek askerlere ve TSK'nın komuta kademesine yönelik iddialar dikkat çekecek kadar artıyor. Bu durum Genelkurmay Başkanı'nın cevap vermesi gereken soruların ve iddiaların artmasına neden oluyor.

Burada dikkat çekici olan husus, Genelkurmayın sürekli karargâhta savunma durumunda kalmasıdır. Bunu TSK'nın zayıflatılması, etkisizleştirilmesi ve pasifize edilmesini kendi etkinlikleri için zorunlu görenler ile bölücü örgüt mensupları yapmaktadır. Bölücü örgütün medyadaki sivil, kentteki siyasi uzantıları, demokrasi ve insan haklarının ardına saklanarak TSK'yı itibarsızlaştırma faaliyetlerini sürdürmektedir. Buna karşın asker yalnızca savunma yapmaktadır.

Genelkurmay Başkanı malum "belge" ile ilgili olarak yaptığı basın toplantısında "TSK'ya karşı asimetrik psikolojik savaş yürütülmektedir" dedi. Bu çok doğru bir tespittir. Bu köşede 1 Nisan 2003 tarihinde yazdığımız köşe yazısının başlığı "TSK'ya yönelik Psikolojik Operasyon" du. Daha sonra çeşitli zamanlarda defalarca "TSK'ya Yönelik Psikolojik Savaş" başlıklı yazılar yazdık. Bu yazılarda özetle şunları ifade etmiştik: "Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı planlı, sinsi ve sistemli bir yıpratma savaşı sürdürülmektedir. Bu savaşın yalnız TSK'yı değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin varlığını da hedef aldığı açıktır. Dağda TSK ile çatışmaya giren terör şebekelerinin kentlerdeki uzantıları, onların siyasi destekçileri ve yabancı servislerin denetimindeki gazete ve televizyon mensupları bu konuda işbirliği içindeler".

Cesareti nereden alıyorlar!

Burada açıkça sorulması gereken sorular şunlardır: TSK, dağda yürüttüğü fiziki savaşın kalitesinde ve paralelinde karşıt bir psikolojik savaş yürütebilse bu saldırıları etkisiz kılamaz mıydı? TSK'ya yönelik saldırıların medyatik üssü belli değil midir? Saldırıları yapanlar bu cesareti nereden almaktadır? TSK'yı yıpratmak için kimlerin, hangi araçlarla ve hangi gerekçelerden yola çıktıkları bilinmiyor mu?

Bu soruların hepsinin de cevabı "evet" tir. O halde niyetleri ve cesareti aldıkları yerler de bilinen bu malum odakların "TSK'ya karşı yürüttüğü asimetrik psikolojik savaş" a karşı Genelkurmayın verdiği "asimetrik" cevap neyi çözer? Savunma yapmak hiçbir şeyi çözmeyeceğine göre yapılması gereken şudur: Hainlik, fesatlık ve münafıklık yayan odakların banka hesaplarından Kandil ile olan ilişkilerine, finansman kaynaklarından dış servislerle olan bağlantılarına, AB fonlarından Ermeni diasporasına kadar uzanan ilişkiler ağına el atmak gerekir. Bu odakların yaydığı yalanların ve yaptığı her yalan haberin ve hakaretin hukuk karşısında hesabı sorulmalıdır. Çağdaş Lavrensler deşifre edilmeli, kirli ilişkiler açığa çıkarılmalıdır. Türk istihbaratının elinde bu konuda yeterli bilgi olduğuna Türk milleti inanmaktadır.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display