Seçim Kazanında Ne Pişiyor

Yazan  04 Temmuz 2007
Seçimler yaklaştıkça Türkiye’de üretilen senaryolar yüzleri geçti. Bu senaryoların bazıları ipe sapa gelmeyecek kadar saçma olsa da senaryolarla kafası karışan halk acaba diye sormaktan kendisini alamıyor.

Böyle saçma bir şey olmaz dediğinde de evet olamaz diye kendisi tasdik ediyor.

Şu sıralar kaynatılan kazandaki senaryolardan birisi de seçim öncesi Irak'ta bulunan teröristlerden bazılarının Amerikalılar tarafından paketlenip Türkiye'ye teslim edilmesi. Bu senaryonun da iki maksadı var. Birinci maksadı ABD'nin iktidar olmasını istediği AKP'ye ciddi bir katkı sağlaması. İkincisi Türk Kamuoyunda oluşan Amerikan aleyhtarlığını azaltmak. Bu senaryo gerçekleşebilir mi? Bazı zorluklarına rağmen evet olabilir. Zorlukları nelerdir. Türk halkına inandırıcı gelip ciddi oy kaymalarına neden olması için teslim edilen teröristlerin sıradan teröristler olmayıp elebaşlarından olması gerekmektedir. Bu durum ise ABD'nin PKK'yı gelecekte ki kullanma konseptine aykırıdır. Çünkü ABD, PKK'yı sadece Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanmıyor bu işin İran bacağı var, Suriye bacağı var, Barzani bacağı var. Satıldığını gören PKK terör örgütü ABD'ye aynı desteği verir mi? Gerçi elinde fazla alternatifi yok, bölgede ABD'ye muhtaç. Buradaki açmaz şu; sıradan teröristler Türk hükümetini tatmin etse de işbirlikçi basın allayıp pullasa da halk bunu yutmaz. Önemli teröristleri teslim etse de PKK ile aralarında güven bunalımı çıkar. Bu nedenle bu senaryonun gerçekleşme ihtimali oldukça zayıf ama ne olursa olsun birkaç teröristi Amerikan eliyle teslim almanın bir zararı olmaz. Bu konu Türk halkındaki Amerikan aleyhtarlığını da azaltmaz. Halkın tepkisi asla Amerikalılara değildir. Mevcut Amerikan yönetimi ve onun politikalarınadır.

Diğer pişirilen gerçeğe yakın duran senaryo ise DPT'lilerin seçimden sonra iktidar ortağı olması. AKP tek başına bir iktidar çıkaramazsa DTP ile bir koalisyona gitmesi. Bazı basın yayın organlarında bu pişirilmeye başlandı ve DTP demokrasi içindeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Keşke öyle olsaydı. Bunun öyle olmadığını geçen hafta beyin kanamasından ölen DTP'nin bağımsız adayı Orhan Doğan'ın Cizre'deki cenazesinde bütün Türkiye gördü. Terör örgütünün renklerinden bezlere sarılmış bir tabut arkasında başlarında veya ellerinde aynı renkli bezler ve dillerinde bebek katili için atılan sloganlar "biji Apo".

Sonra birileri çıkıp sapla samanı karıştırarak bunlarla da Bulgaristan'daki Halk Ve Özgürlükler Hareketinin yaptığı gibi koalisyon yapılamaz mı? Bilinçli yapılmasa cehalet örneği bir senaryo. Birisi uluslararası haklarını kullanan o ülkenin yasalarını hiçbir şekilde ihlal etmemiş asla asla teröre bulaşmamış bir azınlık. Diğeri ise terör örgütünün siyasi kanadı olduğu aşikâr olan PKK'ya terör örgütü diyemeyen bir fraksiyon.

Başbakan da açıklama yapıyor gelsinler özgür mecliste politika yapsınlar. Onlar da cevap veriyor beklesin geliyoruz. Türkiye'de bazıları şunu anlayamadı buna Başbakan da dahil. Bölücü terör örgütlerinin nihai amaçları siyasidir. Siyasi amaçlarına ulaşmak doğrultusunda da şiddete başvururular. ABD ve AB de bizden şunu istiyorlar bırakın bunları etniklik temeli üzerine politika üretsinler. Başbakan da neyi kast ettiğini açıklasın. Bu konu artık ülkemiz açısından sanıldığından büyük tehdit olmaya başlamıştır. Herkes seçimde saflarını ona göre belirlesin.

Alaettin Parmaksız

1951 yılında Karaman Ermenek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimi orada tamamladıktan sonra o dönemde Ermenek kazasında lise olmadığı için Liseyi EDİRNE'de okudu. 1970 ylında Kara Harp Okulu'na girerek, 1973 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1974 yılında Piyade Okulu'ndan mezun oldu. 1975 yılında Komando İhtisas Kursu'nu bitirdikten sonra tayin olduğu Erzurum'da 1980 yılında Kara Harp Akademisi'ni kazanarak, 1982 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1992–1993 yılında NATO Savunma Koleji'ni, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirdi.

Kara Harp Akademisini bitirdikten sonra1982–1984 yıllarında KIBRIS'ta, 1984–1990 yıllarında Genelkurmay Karargâhı Harekât Başkanlığı'nda görev yaptı 1990–1992 Yıllarında HAKKARİ'de Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1992–1993 Yıllarında Genelkurmay Karargâhı Anlaşmaları İzleme Şubesi'nde proje subaylığı, 1993–1995 yıllarında Güney Kore Askeri ataşeliği, 1995–1996 Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanı ve AZERBAYCAN 887 Tugay Eğitim Komutanlığı, 1996–1997 Kara Kuvvetleri Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü, 1997–1999 Gökçeada 5. Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1999'da Tuğgeneralliğe terfi ederek Dağ ve Komanda Tugay Komutanlığına atandı. Hakkâri'de iki yıl tugay komutanlığını müteakip, 2001 yılında Edremit'te bulunan 19. Piyade Tugay Komutanlığı'na atanarak, iki yıl bu görevi yaptı. 2003'te Tümgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanlığı görevine atanan Emekli Tümgeneral Parmaksız, 2004 yılında Tümgeneral rütbesindeyken istifa ederek emekli oldu. 

4 yıl boyunca görev yaptığı Hakkari anıları ile bitirilemeyen terörün nedenleri, çözüm için uygulama modelleri ve terörle mücadelenin analizinin yapıldığı “BURASI HAKKARİ ANKARADAN GöRüNDüĞü GİBİ DEĞİL” adlı kitabı yayınlanmıştır. Parmaksız, evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...