Terörizmi Meşrulaştıran Seçkinler ve Teröriste Terörist Demek

Yazan  20 Aralık 2010
Neden bazı işadamları ve aydınlar terörizmi açıkça destekleyen ve PKK'nın sözcülüğünü yapan BDP'ye sahip çıkmaktadır?

I

Terörizm kavramı üzerinde pek durulmayan ve terörle özdeş kabul edilen bir kavramdır. Terör olgusunun anlaşılmasında önemli bir kavramsal araç olan terörizm, terörün siyasi, felsefi, diplomatik ve stratejik boyutunun anlaşılmasında önemli bir işleve sahiptir. Terörizm, "Savaş ve diplomasi ile kazanılmayan sonuçları elde etmek, korkutmak ve itaat ettirmek için bir teoriye, felsefeye ve ideolojiye dayanılarak siyasi maksatlarla, iradi olarak terör ve şiddetin sistemli ve hesaplı bir şekilde kullanılmasıdır."[1] Bu anlamda terörizm, insanın yaşam hakkının gaspı başta olmak üzere maddi ve manevi zarar veren terörün meşrulaştırılmasında meşru araçları kullanır. Bu izlediği yol ile halkın tepkisini çekmemeye çalışır. PKK terör örgütü de son yıllarda ve özellikle Kürt açılımı ile yürütülen politikalara bağlı olarak meşru bir zemine çekilme süreci yaşamaktadır. Son gelişmeler ışığında terörün bu boyutunu kısaca analiz edeceğiz.

Basından edindiğimiz bilgilere göre, TÜSİAD Başkanı Diyarbakır'da düzenlenen 14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nde konuşmasının açılışını Kürtçe yaptı. "Hiçbir evladımızın dağ başında duasız, namazsız gömülmesine artık tahammülümüz yok" dedi. Ardından da "Geçen yaklaşık 30 yıl boyunca, belki de geçen 70 yıl boyunca Kürt meselesine "Kürt meselesi" dememek için büyük gayret sarf ettiklerini belirterek, "Türkiye realitesini daha iyi anlamış olarak bir an önce barış diliyle, kardeşlik anlayışıyla, ortak kader mevhumuyla hareket edip kendimize layık bir geleceği el birliğiyle kuracağımızı umuyorum" dedi. Yukarıdaki "namazsız, duasız" sözleri ile PKK teröristlerini kastettikleri aşikâr olan sayın Boyner'in bu sözlerini zihnimizin bir köşesinde tutalım. Kuzey Irak'ta Barzani'nin parti kurultayına giden AKP vekilleri de Barzani'lerin Büyük Kürdistan sözleri karşısında sessizliklerini korumuşlar ve yaptıkları konuşmalarda bu sözlere ince bir ayar verememişler veya vermemişlerdir.

Diğer yandan Bingöl'de halka seslenen nedense "sağduyulu" ve "ılımlı" olarak anılan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Kürtlerin kendi kendilerini yönetmek istediğini, bunun ise Kürtlerin en temel hakkı olduğunu söyledi. "Demokratik özerkliği" "Tüm halkların, etnik yapıların, dini inançların temsilinin ifadesi" olarak tanımlayan Tuğluk, "Bu Kürt halkının en temel hakkıdır" diye konuştu. İçinde bulunan sürecin Kürt halkının "Ya çözüm ya demokratik direniş" ikilemi ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Tuğluk, "Üçüncü bir yol yok. Onun için diyoruz ki 'Sayın Öcalan'ın önünü açtığı bu süreci önünü açın' Biz artık sömürülecek bir halk değiliz. Bazıları iktidar uğruna ikiyüzlü politikalarla başarıya ulaşmaya çalışıyor. Bu yaklaşımlarla başarıya ulaşamayacaklarını görmeleri gerekir" şeklinde konuştu. Ardından konuşma yapan DTK Üyesi İslamcı Yazar Altan Tan, "Türkiye bir yol ayrımındadır. 1924'ün tekçi süreci ile devam edemez. Türkiye ya değişecek ya değişecek. Başka yolu yok bunun" dedi. Tan, başörtüsü sorunu yaşayanları, farklı etnik ve dini yapıları, liberal düşünce temsilcilerini işbirliğinin yapmasının zorunlu olduğunu belirterek, bunların ittifak yapmaması durumunda demokratik bir anayasanın yapılmasının olanaksız olduğunu söyledi.[2] "Kürt sorununun" çözümünde olmazsa olmaz olarak sunulan sivil (!) BDP son olarak "bölgede yasaları beklemeden çift dilli yaşamı başlatıyoruz" diyerek bir "isyan" hareketine start verdi.

Bugün Türk işadamları, siyasetçileri, gazetecileri, dini cemaat önderleri PKK ve yandaşı örgütlerle rahatlıkla ilişki kurabilmektedirler. Bunların kurdukları diyaloglar, ilişkiler, dayanışma biçimleri ve kullandıkları söylemlerin terörizm açısından bir değerlendirmeye tabi tuttuğumuzda PKK'nın söylemlerinin nasıl olur da basında ve seçkinler nezdinde itibar gördüğü ve egemen olduğu anlaşılır. Türkiye'nin karar verici mekanizmalarında etkin bu zümrelerin, gayri meşru yapılanmalar üzerinden yürüttükleri siyasanın hangi ideolojik ve zihni örüntüye dayandığı üzerinde düşünmeye bizi sevk etmektedir. Kan, şiddet, bölücülük, isyan, yasa dışı bütün eylem türlerini bünyesinde barındıran örgütlenmeler karşısındaki kabullenme, onaylama, olumlama, tanıma, meşru görme Türkiye'nin karşı karşıya olduğu ciddi sorunların başında gelmektedir. Şu sorular üzerinde ciddi olarak düşünmeliyiz:

- Niçin terör örgütü ve yan kuruluşları doğrudan dışlanmamakta ve meşru savunma dairesi içinde bırakılmaktadır?

- PKK'yı açık açık savunan kişi ve sivil toplum örgütleri televizyon programlarında, gazetelerde vb. sahalarda nasıl rahatlıkla yer bulabilmektedir?

- Hangi zihniyet Kandil'e gidip terör örgütü liderlerinin sesi olmayı büyük başarı olarak görmektedir?

- Neden PKK'ya karşı pozisyon geliştirilirken her zaman bir masumiyet payı bırakılmakta, buna karşılık bu terör örgütüne karşı mücadele eden güvenlik güçleri ve teröre taviz vermeyen Türk milliyetçileri ile gizli veya açık mücadele yürütülmektedir?

- Neden kendilerinin de yegane varoluş kaynağı olan Türk devleti hedef tahtasına oturtulmakta ve olumsuzlanmaktadır?

Artık bu sorular sesli bir şekilde dillendirilmeli ve tartışılmalıdır. Terörizmle mücadele edecek olan kişi ve kurumlar kendi konumlarını ve mücadele araçlarını buna göre belirlemelidir. Ama öncelikle aydınların zihniyet koordinatları bu düzlemde yeniden düzenlenmelidir. Yani, kim düşman kim dost netleşmelidir.

II

Israrla Kürtlerin temsilcisi diye anılan ve "Kürt sorununun" çözümünde olmazsa olmaz olarak konumlandırılarak meşrulaştırılmaya çalışılan BDP'nin takip ettiği politikanın aslında sorunun kaynağı ve derinleşmesinin müsebbibidir. Yani, BDP mensuplarının konuşmalarının bölücü, kışkırtıcı, PKK'ya paralel niteliği ve Güneydoğu Anadolu'da kurdukları baskı mekanizması ortaya konulduğunda bu gerçek ortaya çıkar. BDP'nin bir siyasi parti gibi kabul edilmesi normal demokratik rejimlerde mümkün değildir. Demokratik bir sistemde, yurttaşların temsilcisi olan partilerin politikalarını biçimlendiren ve yönlendiren sivil toplum örgütleri ve denetim mekanizmaları gibi araçlarla devlet yönetiminde halkın iradesi doğrudan yansıtılabilmektedir. BDP'nin özgün vasfı olan bölücülük, kışkırtıcılık, PKK'nın sesi olma gibi nitelikleri temsilcisi olduğu söylenen halkın bir yansıması değildir. Çünkü bölge güçlü bir şekilde AKP başta olmak üzere CHP ve MHP'nin de yer aldığı politik bir çeşitlilik arz ederken, etnik ve dini açıdan da türdeş değildir. Bu belirleyici etkenlerin BDP'nin analizi sürecinde göz önünde bulundurulması sağlıklı bir çözümleme için mecburidir. Bu noktada ilk tespitimiz, yukarıda bahsettiğimiz entelektüel, siyasal ve ekonomik aktörlerin BDP'ye ısrarla yükledikleri olumlu ve meşru anlam ve devletin bu parti ve bölücü söylem stratejileri karşısındaki zafiyetidir.

Öncelikle BDP ve devamı olduğu kendinden önceki partilerin, doğrudan söylenen ve alenen uygulamaya sokulan konuşma ve söylemlerinde hakim olan bölücü, PKK destekçisi eylemleri, toplumu etnik bazda ayıran, bölen ve en önemlisi de etnik kışkırtıcı odaklar olarak varlığını sürdürmüştür. Türkiye'de siyasi yaşama hâkim olan zihinsel iklim ise BDP'yi bu haliyle hep onaylamış ve desteklemiştir. Üstelik "Kürtlerin temsilcisi" diye, olmazsa olmaz bir konuma oturtulmuşlardır. BDP'nin şiddet başta olmak üzere kışkırtırcılık yaptığı, toplumda kin ve nefret yayıcı faaliyetlerde bulunduğu, terörü meşrulaştırmaya ve haklılaştırmaya çalıştığı, PKK'nın sözcülüğünü ve bölücülük yaptığı aşikardır. Hal böyle iken siyasal karar vericiler ile özellikle basın ve yayın organlarında karar verme iradesine ipotek koyan ve vesayet altına tutan kalemler bu olguyu görmezden gelmektedirler. PKK ve destekçisi kurumların en güçlü savunucusu olan bu zihniyetlerin en belirgin vasfı ise Türk devleti ve kimliğiyle sorunlu olmaları göze çarpmaktadır.[3]

Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, BDP'nin hiç çekinmeden rahatlıkla PKK'nın sözcüsü olarak davranmasına rağmen, söz konusu bu aktörlerin evrensel bir insan hakkı ve demokratik bir duruşun gereği olarak terörizmi, yani şiddet ve kanı reddeden bir tutum takınmaması, üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Hiçbir geçerli sebep ile gerekçelendirilemeyecek olan terör üzerinde ki bu ilkesizlik sürekli gündeme getirilmeli ve ifşa edilmelidir. Terör ve terörizm ile mücadele ancak kendisini doğuran, büyüten, besleyen, normalleştiren karmaşık yapının ifşa edilmesi ile mümkündür.



[1]http://www.egm.gov.tr/temuh/terorizm4.htm (17.12.2010).

[2] "Tuğluk: Kürtler kendi kendini yönetmek istiyor", http://www.firatnews.org/index.php?rupel=nuce&nuceID=37501 (15 Aralık 2010).

[3] Bu gazeteci ve aydınların büyük bölümü Marksist kökenli olmakla birlikte son dönemde İslamcı yazarlar da bu koroya katılmışlardır. Bu aktörler sol terör örgütlerinin içinde yer alarak Türkiye'nin şiddet-terör yöntemiyle kaosa sokularak bir Marksist devrim gerçekleştirmek amacıyla terörü bir araç olarak kullanmışlardır. Bugün basında etkili olan yazarlar içerisinde Filistin'de talim görenler dahi vardır. Terörle doğrudan ve dolaylı bağlantılı bir geçmişe sahip olan bu seçkinlerin zihniyet evreni ile BDP'nin ideolojik yapısı örtüşmektedir. İşte bu örtüşme PKK ve yan kuruluşlarını meşrulaştıran bir işlev görmektedirler. Bölücü faaliyetlerin onaylanmasında ve zihinsel duruşların belirlenmesinde Marksist bir geçmişten gelmenin kazandırdığı formasyon ile Türk kimliği karşıtlığı da buna eklemlenince, seçkin zümrede ortaya çıkan Türk milleti, Türk devleti, Türk kültürü, devletin ve ülkenin bütünlüğü gibi konulara olan kin ve nefret düzeyindeki algılayış anlaşılmaktadır.

İkbal Vurucu

Eğitim

2006 -2009 Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisans Mezunu.

2000-2005 Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, Hukuk-Felsefe Fakültesi, Sosyoloji Bölümü.

 

 İş Deneyimi

- Türk Dünyası Sosyologlar Birliği I. Kurultayı Bildirilerinin Yardımcı Editörü.

- Dünya Gençleri Dostluk ve Dayanışma Derneği (Türk Dünyası Gençlik Topluluğu) Danışmanı.

- 2006-2009 arasında Serhat Kitapevi Yayın Editörü.

-01.09. 2010-15.06.2011 arasında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sosyal ve Politik Araştırmalar Merkezi Koordinatörü

- 01.10.2012- … 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi Yardımcı Editörü

 

Yabancı Dil

İngilizce,

Kazakça, Özbekçe, Kırgızca gibi Türk lehçeleri

 

Aldığı Ödüller

- Hoca Ahmet Yesevi Uluslar Arası Türk-Kazak Üniversitesi Rektörlüğünce Türk Dünyası Öğrencileri ile ilişkilerindeki başarıları ve kütüphane çalışmaları sebebiyle “Teşekkür Belgesi”.

- Türk Ocakları Genel Merkezi’nin düzenlemiş olduğu "Ekonomik, Siyasi ve Kültürel Alanların Türk Dünyasında Yakınlaşmayı Artırma Bakımından Önem ve Öncelik Sıraları" konulu makale yarışmasında “Türk Dünyasında Ortak Tarihin Tasarımında Bazı Zihinsel Perspektifler Üzerine”, isimli çalışma ile üçüncülük. 15.5.2008.

 

YAYINLAR

1. Kitaplar

1. A- Basılanlar

Çokluktan Birliğe: Türk Kimliğinin Yeni Boyutları,  Serhat Kitapevi, Konya, 2010.

Nominalist Aydınların Soykütüğü1: Terörizm Üzerine Bir Analiz, Gençlik Kitapevi, Konya, 2011.

Nominalist Aydınların Soykütüğü 2: Türk Kimliği Üzerine Bir Analiz, Gençlik Kitapevi, Konya, 2011.

Kamu Ruhu: Post-modern Kimliksizliğe Karşı Duruş, Ed: İkbal VURUCU-Mustafa YİĞİT, Palet Yayınları, Konya, 2011.

Doğu Raporu: Bölgede Türk Kimliği ve Türklük Algısı, Ümit Özdağ/ İkbal Vurucu/ Ali Aydın Akbaş, Kripto, Ankara, 2011.

Faili Meçhuller Dosyası, Ümit Özdağ/ İkbal Vurucu, Kripto, Ankara, 2011.

Sona Doğru Kürt Açılımı, Sarkaç Yayınları, Ankara, 2012.

Türkiye’de PKK Terörü Neden Bitmez?: Kan ve Kalem İlişkisi Üzerine Araştırmalar, Altınpost Yayınları, Ankara, 2013.

 

1. B- Basım Aşamasında ve Basıma Hazırlananlar

Türk Milliyetçilerinde Turancılık Algısı, (Yayına Hazır).

Arafta Bir Kimlik Türklük: Milli Kimlik ve Çokkültürcülük Üzerine, 2 Cilt, (Yayına Hazır).

Yurttaşlık ve Kimlik: Doğudan Batıya Örneklerle, (Ed. Gürsoy Akça-İkbal Vurucu), (Basım Aşamasında)

Türk Milliyetçiliği’nin 100 Yılı: Tarih, Hal, Gelecek, 2 Cilt, (Basım Aşamasında)

Çeviriler

- Ahmet DOĞAN, Bulgaristan: Soya Dönüş ,(Çev: Akif ŞABAN-İkbal VURUCU), [Yayına Hazır].

- Sabit ŞİLDEBAY, Kazak Bağımsızlık Hareketi, (Kazak Türkçesinden), 210 s. [Yayına Hazır]. 

- Ordalı KONIRATBAYEV, Turar Rıskılov, (Kazak Türkçesinden), 472 s. [Yayına Hazır].

- M. S. AJENOV- D. E. BEYSENBAYEV, Sotsialnaya Stratifikatsiya v Respublike Kazahstan, (Rusçadan) 160 s. [Yayına Hazır].

 Kitap İçinde Makaleler

- “Bir Bilinç Kırılması: Milli Tarih’ten Yerel Tarih’e”, Prof. Dr. Nimetullah HAFIZOĞLU’na Armağan içinde. BAL-TAM, Prizren-KOSOVA, 2012.

- “Türk Birliği Perspektifinden Kaşgarlı Mahmud’u Yeni Bir Okuma Denemesi”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Uluslar arası II. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu “Kaşgarlı Mahmut ve Dönemi”, 28-30 Mayıs 2008, Ankara-TÜRKİYE. Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, Ankara, s.717-761.

- Prof. Dr. Dr. Kâzım Yaşar Kopraman Armağanı içinde “Milli-Tarih, Çok-Kültürcülük ve Endoktrinasyon Üzerine”, (Ed. Doç. Dr. Altan Çetin), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 2012.

 

Uluslararası Hakemli Dergilerde Yayımlanan Makaleler

- “Türkoloji Üzerine Düşünceler”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 2, Mart 2005, Prizren-KOSOVA, s. 248-252.

- “Sovyetlerden Kazakistan’a Etnik İlişkiler Sistemi”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 7, Eylül 2007, Prizren-KOSOVA, s. 36-54.

- “Türk Dünyasında Kimlik ve Kavramlaştırma Sorunları”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 9, Eylül 2008, Prizren-KOSOVA, s. 12-22.

-“Türk Dünyasında Demokrasiyi Anlamaya Giriş, Kazakistan Merkezli Bir Çözümleme”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiyat Araştırmaları, Sayı: 8, BAHAR 2008, Prof. Dr. Cihat Özender Özel Armağanı.

- “Kaşgarlı Mahmud ve Türk Birliği”, Felsefe ve Sosial-Siyasi Elmler Jurnal, Sayı: 4 (21), Bakı 2008, s. 2-10.

“Selahaddin Halilov, Türk Birliği, Felsefe”, Felsefe ve Sosial-Siyasi Elmler Jurnal, Sayı: 5 (22), Bakı 2009.

- “Prof. Dr. Hüseyin Ayan: Türklük Bilimine Adanmış 60 Yıl”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 10, Mayıs 2009, Prizren-KOSOVA, s. 120-125.

- “Türk Dünyasında Ortak Tarih Tasarımı ve Bazı Zihinsel Perspektifler”, TURAN Dergisi, 2010, Sayı: 9, s. 7-15.

- “Çok Kültürlülük Tartışmaları, Toplumsal Bütünlük Kaygısı ve Yeniden Milletleşme (Kazakistan Halkı Asamblesi Örneği”), Gürsoy Akça-İkbal Vurucu, Manas Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 12, Sayı 24 (2012)

- “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tevarüs Edemeyen Bir Düşünce: Turancılık”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, Sayı: 17, Prizren, Eylül-2012, s. 105-131

- “Kimliklerin Çatıştığı Bir Alan: Ulus-Devlet ve Vatandaşlık”, Yeni Türkiye Dergisi, [Yeni Anayasa Tartışmaları Özel Sayısı], Sayı:50, Ocak-Şubat, 2013, s. 444-478.

- “Başkanlık Sistemi ve Kürt Sorunu Tartışmaları”, Yeni Türkiye Dergisi, [Başkanlık Sistemi Özel Sayısı], Sayı: 51, Mart-Nisan, 2013, s. 886-897.

- “ ‘Ulus-Devlet’ Polemiği: İbretlik Bir Panorama”, 21. Yüzyıl Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2013, Sayı: 3, s. 1-17. 

 

 Ulusal Dergilerde Yayımlanan Makalelerden Seçkiler

- “Sosyolojik Bir Olgu Olarak Çok Kültürlülük”, 2023 Dergisi, 15 Kasım 2007, sayı:79

- “Bir Ortaçağa Dönüş Projesi: Anayasal Vatandaşlık”, 2023 Dergisi, 15 Kasım 2008, Sayı: 91

-“Türk Dünyasında Sivil Toplum Üzerine Düşünmek ve Bir Sosyoloji Kurultayı”, Jeopolitik Dergisi, Temmuz 2008, sayı: 56

-“SovyetlerdenKazakistan’a Etnik İlişkiler Sistemi”, AsyaAvrupa, AYSAM, Temmuz 2005, sayı: 3

- “Türk Kimliği Karşısında Aydınların Bilişsel ve Sosyolojik Dünyası”, 2023 Dergisi, 15 Ocak 2009, Sayı: 93

- “Turancılık ve Türk Milliyetçiliği Arasındaki Bağ Üzerine Mülahazalar”, 2023 Dergisi, Sayı: 95.

- “Bir Orta Çağa Dönüş Projesi Olarak Anayasal Vatandaşlığı Anlamaya Giriş”, 2023 Dergisi, 15 Temmuz 2009, Sayı: 99

- “Küreselleşen Dünyada Kimliğin Yükselişi”, Konya Ticaret Odası İpek Yolu Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 264.

- “Türkiye’de Etnik Çatışmayı Kitleselleştiren Dinamikler”, 2023 Dergisi, Kasım 2009, Sayı: 103

-  “Türk Aydını ve Kendinin Ötekileştirilmesi”, 2023 Dergisi, Aralık 2009, Sayı: 104, s. 58-69.

-  “Türk Kimliği ve Nominalist Aydınlar”, 2023 Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 106, s. 38-47.

- “Nevruz ve Ergenekon Üzerine Düşünceler”, 2023 Dergisi, Nisan 2010, Sayı: 108, s. 76-79.

-  “Terörün Gözardı Edilen Boyutu: Aydınlar”,  2023 Dergisi 2010, Sayı: 111, s. 32-41.

- “Etnik ve Tek Tipleştirici Suçlamaları Karşısında Türk Milliyetçiliğinin Doğuşunu Yeniden Düşünmek”, 2023 Dergisi, 2011, Sayı: 122

-  “İlk Türk Milliyetçilerinde “Türk” Algısı”, Türk Yurdu, Şubat 2011, Cilt: 31, Sayı: 282

- “Anadolucu Türk Milliyetçilerinde Turancılık”, Türk Yurdu, Eylül 2011 Cilt: 31, Sayı: 289

- “Türk Milliyetçiliğinin Güncel Sorunları Üzerine”,Türk Yurdu, Mart 2012, cilt 32, sayı: 295.

- “Türk Sorununa Giriş: Ayrılmanın Psikolojik Temelleri”, 2023 Dergisi, Kasım 2011, Sayı: 121.

- “Tarihin Kötüye Kullanımına Örnek: ‘Dersim Katliamı’ ”, 2023 Dergisi, Aralık 2011, Sayı: 128.

- “Türklük”ten “Türkiyeli”liğe Bireyin Temsil İmkânı”, 21. Yüzyıl Türkiye Dergisi, 01.07.2011, Sayı: 31

 

Uluslararası Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitabında Basılan Bildiriler

- “Sivil Toplum ve Devletin İdeolojik Bir Aygıtı Olarak Kazakistan Halkları Asamblesi”, Türk Dünyası Sosyologları Birliği’nin düzenlediği II. Türk Dünyası Sosyologları Kurultayı, 23-25 Nisan 2008, Almatı-Kazakistan.

- “Türk Birliği Perspektifinden Kaşgarlı Mahmud’u Yeni Bir Okuma Denemesi”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Uluslar arası II. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu “Kaşgarlı Mahmut ve Dönemi”, 28-30 Mayıs 2008, Ankara-TÜRKİYE.

- “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tevarüs Edemeyen Bir Düşünce: Turancılık”,Türk Ocakları Genel Merkezi, "Gençlerin Gözüyle Türkiye"Sempozyumunda, 28 Mart 2009, Ankara- TÜRKİYE.

- “Türkiye’de Anayasal Vatandaşlık Tartışmaları”, Türk Ocakları Konya Şubesi, “Türk Ocakları’nın 100. Yılında Türk Milliyetçiliği ve Çok-kültürcülük” Sempozyumu, 17-20 Kasım 2012, Konya-TÜRKİYE

- “1991-2013 Yılları Arasında Balkanlar ve Ortadoğu Türklüğü Üzerine Türkiye’de Yapılmış Sosyolojik Çalışmalar”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü “1991’den 2013 Türkiye’de Türk Dünyası Araştırmalarının Durumu Sempozyumu”, 24-26 Mayıs 2013, Manisa-TÜRKİYE

 

Kendisiyle Yapılan Söyleşiler

- “Türk Dünyası ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Söyleşiyi Gerçekleştiren: Bekir FUAT, GERÇEK HAYAT Dergisi, 9.3.2008.

- KANAL 24, “Keşke Olmasaydı Belgeseli”, “1944 Turancılık-Irkçılık Davası”, 16. 05.2010.

-KANAL 24, “Unutulan Manşetler” 08.12 2011.

- “Türk Kimliği, Aydınlar ve Milliyetçilik”, Söyleşiyi Gerçekleştiren: Afşin Selim, www.haberiniz.com, 15.12.2010.

- “Kavramlar ve Türk Milliyetçiliği Üzerine”,Nisan-2012 Gencay Dergisi, Sayı: 5

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display