×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116



PKK Olmasa, Açılım Olmazmış

Yazan  23 Ocak 2008
SABAHATTİN TALU-Global Yorum "DTP içerisindeki “Şahinler” olarak adlandırılan grupta yer alan Eşbaşkan ve aynı zamanda Mardin milletvekili olan Emine Ayna, PKK yanlısı olarak bilinen bir basın yayın organına verdiği demeçte,..."

sözde "Kürt sorunu", PKK ve çözüm konularında dâhiyane görüşlerini ortaya koydu.

Devlete yönelik kendince eleştirilerini dile getiren Ayna; "Kürtler için 'asli unsur' diyeceksin, ama Anayasa'da yer vermeyeceksin ve kendi dilinde eğitim hakkını kullanamayacak. Bu, kabul edilemez" diye sözlerine başlıyor. Ayna'nın, Türkiye'de kabul gören "Asli Unsur" kavramını pek kavrayamadığı görülürken, burada, 'asli unsur'dan anlatılmak istenip, ısrarla anlamazlıktan gelinenin, Türkiye'de toplumu oluşturan Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Zaza, Boşnak, Tatar, Arnavut, Türkmen gibi tüm etnik unsurların "Asli Unsur"un birer parçası olduğunun bir kez daha altının çizilmesi ihtiyacı ortaya çıkıyor. Tüm bu asli unsurların arasında en ufak bir ayrımcılığın, her ne şekil ve konuda olursa olsun kesinlikle söz konusu dahi olmadığını da özellikle belirtmek gerekiyor.

Emine Ayna'nın da söz ettiği ve artık gına getiren "Anadilde eğitim hakkı" öne sürümü, aslına bakılırsa tam bir "Çal çal oyna komedisi" haline gelmiştir. Defalarca yazılıp çizilmesine, dillendirip hatırlatılmasına rağmen, açılan "Kürtçe Dil Kursları"nın nasıl bir heyecanla açılıp, nasıl bir hüsranla kapatıldığı gerçeği apaçık ortadayken, modası çoktan geçmiş bu söylemin, bir daha gündeme getirmemek üzere rafa kaldırılması gerekiyor.

Asıl niyetlerinin ne olduğu bilinenlerin temsilcisi Ayna; "Çözüm, sorunun adını doğru koymaktır. Kürt sorunu bugün daha da boyutlanmıştır. Çünkü PKK var. Bu sorun, PKK'dan ayrı ele alınamaz. Bu sorunun temelinde PKK'lıların aileleri var" diye sözlerine devam ederek, baklayı ağzından çıkarıyor. "Kürt sorunu" dedikleri şeyin boyutlanmasını PKK'nın varlığına bağlayan Ayna, sorunun temelinin PKK'lı aileler olduğuna dikkat çekiyor. Yani, yanlış anlamadıysak, onlara göre, PKK'nın boyutlandırdığı sözde "Kürt Sorunu", PKK'nın temsil ettiği PKK'lı aileler muhatap alınarak çözülmelidir. Eğer samimilerse, bu durumda "Kürt Sorunu" olarak dayattıkları sorunun adının gerçekte "PKK'lı Aileler Sorunu" olması gerekmiyor mu? Bence de doğrusunun bu olması ve "Kürt sorunu" ifadesinden biran önce vazgeçilmesi gerekiyor. Öyle ya, Türkiye'de yaşayan Kürt etnik kökenli ailelerin çok büyük bir çoğunluğunun PKK'lı olmadığı, hatta tam tersine karşılarında olduğu açıktır. Dolayısıyla, onların da anlatmaya çalıştıkları "PKK'lı Aileler Sorunu"nun, tüm Kürt kökenli vatandaşlarımıza mal edilerek "Kürt Sorunu" olarak adlandırılması da kabul edilemez bir durum olarak bir kez daha karşımıza çıkıyor.

DTP Eşbaşkanı Ayna, derin düşüncelerini söylemekle kalmıyor, ayrıca T.C. Devleti'nin ne yapması konusunda da dâhiyane fikirlerini, bilirkişi edasıyla ortaya koyuyor. Ayna, T.C.Devleti'nin, "Ben, Kürtlerin en temel haklarını vermediğim için, baskı yaptığım için PKK doğdu. Benim hatam bunlar. PKK gelsin, beraber yaşayalım" demesi gerektiğini söylüyor ve tarafımızdan cevabını da peşinen alıyor. Emrin olur…

Olanı biteni bütün çıplaklığıyla ve olduğu gibi gösterdiğini hepimizin bildiği nesnel "Ayna"nın aksine Eşbaşkan Ayna, son cümlelerinde bakın nelere vurgu yapıyor. "PKK, sorunun çözümünü ve tanımını koyuyor. Sorun da, tanım da doğru. Bu durumda ya tanımdan, ya da çözümden vazgeçeceğiz. PKK ile DTP olarak aramızdaki tek fark, PKK silahlı bir mücadele yürütüyor, biz ise siyasal alanda mücadele yürütüyoruz" diyor.

Aslına bakılırsa bu son cümleler bizlere, bir gerçeği, hem de çoğu zaman birçok kimse tarafından gizlenmeye çalışılan, anlamazlığa gelinen malum bir gerçeği suratımıza bir kez daha çarpıyor. Bundan öncekilerde de görüldüğü gibi, DTP ve benzeri partilerin ileri gelen bazı temsilcileri, kendilerini PKK'dan hiç soyutlamadılar ve tersine, bu terör örgütünün borazanlığına sürekli soyundular. Bizler ise onları, yıllarca, "Kongrelerinde Türk bayrağı ve Atatürk resmi asmadılar. Terörist cenazelerinde Apo'nun resmini, PKK'nın sözde bayrağını açtılar. PKK'nın terör eylemlerini kınamadılar. Yine hain gösteri, yine hain saldırı" gibi kızgın söylemlerle boşu boşuna eleştirdik. Oysa onlar, taraflarını çoktan belirlemişlerdi bile. Zararın neresinden dönülürse… misali, biraz geç de olsa, artık bu konuya, daha sağlıklı değerlendirme ve çıkarımlarda bulunulabilmesi amacıyla, bu gözle ve olduğu gibi bakılması şart görünüyor.

Son cümlesinde Ayna; "Şunu da görmek gerekiyor. Bu siyasal mücadele alanının bu kadar açılmış olmasının nedeni de PKK'dır. PKK olmasaydı, açılım olmazdı" diyerek, röportajını tamamlıyor. Yani, bu son noktada, "Açılımlar PKK sayesindedir. PKK olmasaydı, bugünkü kazanımlar elde edilemez, mevcut siyasal mücadele zemini yaratılamaz ve (sözde) Kürt sorunu bu mecralara taşınamazdı" denilirken, bu duruma gelinmesini PKK'ya borçlu olduklarıyla açıklamaya çalışıyor.

E. Ayna'nın söylemlerini şöyle kısaca bir özetleyelim. T.C.Devleti, Kürtlerin en temel haklarını vermediği, baskı yaptığı için PKK doğmuş!. Aynı amaç doğrultusunda PKK silahlı, DTP ise siyasi faaliyet gösteriyormuş. Bugünkü gelinen aşama PKK sayesindeymiş!.

Hadi diyelim ki, PKK sayesinde bunlar oldu ve kendilerince haklılar. Madalyonun acı ama gerçek diğer önemli yüzü, yaklaşık 25 yıldır yaşanan acılar nasıl göz ardı edilebilir, PKK yüzünden, bir daha geri getirememek üzere nelerin kaybedildiği nasıl izah edilebilir! Meseleye, "Sayesinde"nin değil, insani ve ahlaki boyutundan bakılarak "Yüzünden"i dikkate almamız gerekir ki, bu dönem içerisinde; yaklaşık 35 bin insanımızı kaybettiğimiz, ailelerin yıkıldığı, ocakların söndüğü görülür. PKK yüzünden çocuklar babalarını, analar çocuklarını kaybetti. Yüz binlerce insan, terör nedeniyle yerlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. Ancak, yaşanan tüm bu acılara rağmen, malum çevrelerin, mazlum rolüyle, "Anadilde eğitim hakkı", "Kültürel haklar" gibi masum söylemlerin arkasına gizlenerek sinsi niyetlerini sürdürmeleri de anlaşılır gibi değil.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display