24 Nisan'da ABD'nin tercihi Türkiye değil Ermenistan!

Amerikan yönetiminin kulislerinden olayların perde arkası bilgilerini Hürriyet gazetesindeki köşesine taşıyan Tolga Tanış bugünkü yazısında Türkiye-ABD ilişkilerinin mevcut durumunun kara kış olarak tanımlıyor. Tanış yazısında Suriye, Gülen Cemati, Türkiye'deki seçimler ve 1915 ile ilgili olarak Amerikan yönetiminin artık çekinmeden açıkça söylediği görüşlerini açıklamış. Tolga Tanış 1915 olaylarına soykırım deniliğ denilmeyeceği ve Çanakkale savaşlarının yzüncü yılıyla ilgili olarak ABD'nin yaklaşımını şöyle yazmış: 1915 Olayları'na "soykırım" denilip denilmeyeceği meselesinde ise top tamamen Başkan'da. Yönetim'e yapılan Hrant Dink için açıklama yayınlama teklifi sonrası sadece Büyükelçi John Bass'in Hürriyet Daily News'a İngilizce bir yazı yazmasına karar verdiler. Ancak asıl karar, 24 Nisan öncesi Başkan Obama tarafından verilecek. En önemlisi, 24 Nisan'da Türk Hükümeti'nin Gelibolu'da düzenleyeceği Çanakkale Savaşı'nın 100'üncü yıldönümü törenine ise Washington'dan kimse gitmeyecek. Onun yerine aynı gün Erivan'da düzenlenecek soykırımı anma toplantısına ise mutlaka bir delegasyon gönderileceğini net biçimde açıkladılar. Hem de Türkiye'nin Çanakkale töreni için belirlediği tarihe "talihsiz" diyecek kadar açıksözlülükle. **********YORUM**********Sözde sokırımın yüzüncü yılına doğru giderken sanki fırtına öncesi bir sessizlik yaşanıyor. Ama Tolga Tanış'ın haberi ABD'nin 1915 olaylarını aslında ne olarak kabul ettiğinin de cevabı gibi. ABD'nin I. Dünya Savaşının 100. Yılı nedeniyle Gelibolu'da düzenlenecek törene katılmaması gayet normal çünkü ABD Çanakkale Savaşları yapıldığında henüz I. Dünya savaşına katılmamıştı. Yani Çanakkale Savaşlarının bir tarafı değil. Tabi ki istese hazır davetiye de gelmişken katılabilir ama katılmasa da bir bahanesi var. Ama Erivan'daki törene bir heyetle katılacak olması ise o törenin arkasında yatan gerekçeyi kabul ettiğini gösterir ki eğer ABD Başkanı açıklamasında bir de soykırım kelimesini kullanırsa Tolga Tanış'ın bugünkü yazısında söylediği "kimse Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl toparlanacağını bilmiyor" ifadesini "Türk-Amerikan ilişkilerini toparlanamaz hale gelir" şeklinde değiştirmemize yol açar.