AB Bakanı Bozkır: Çözüm sürecinde henüz o aşamada değiliz ama sonunda terör örgütü / parti ile el sıkışılır!

Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) üyeleriyle Conrad Otel'de bir araya gelen AB Bakanı Bozkır gündemdeki birçok konuyla (AB ile vize sorunu, AB üyeliği, Ruhban okulu, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı, Kıbrıs, çözüm süreci) ilgili açıklamalarda bulundu. Medyada konuyla ilgili bütün haberlerin başlığı "Vize konusunda AB'ye rest" başlığıyla verilmiş. Halbuki genelde bilinen görüşleri tekrar etmiş olan Bozkır'ın çözüm süreci bağlamındaki açıklamaları ise açıklamalrın canalıcı kısmı ve özellikle seçime giderken çözüm sürecini yok sayıp milliyetçi söylemlere ağırlık veren AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğanı kızdıracak gibi gözüküyor. İşte Bozkır'ın Çözüm süreciyle ilgili söyledikleri: ....Kezban Hatemi, İngiltere Prensi Charles'in, büyük amcasını öldüren IRA'nın siyasi kanadı Sinn Fein'in lideri Gerry Adams ile el sıkıştığını hatırlatarak, "Biz sizce ne zaman bitireceğiz bunu?" diye sordu. Bakan Bozkır, Türkiye'deki Çözüm Süreci ile İrlanda'daki terörün ortadan kaldırılması sürecinin aynı modeliteler içinde yürüdüğünü belirtti. İngiltere'de, siyasi parti ile terör örgütünün masada hep bir arada tutulduğunu anlatan Bozkır, şöyle devam etti: "Bir sürü sıkıntılar oldu. Londra'da patlamalar oldu, insanlar öldü ama parti ile terör örgütünü masada tuttular. Biz de aynı şeyi yapıyoruz aslında. Ama henüz o aşamaya gelmedik. Charles el sıkışabilir ama Charles'in el sıkıştığı terör örgütü, silahlarını betona gömdü. Önemli olan silah bırakmanın herkesin kabul edeceği bir şeye gelmesi. Hem silah olacak hem terör faaliyeti olacak hem de Barış Süreci'nden bahsedeceğiz. Ondan sıkıntı var. 'El sıkışmıyor' demek de doğru olmaz, günü gelir bu süreç tamamlanır. Bütün Türk vatandaşları bunu benimserler, herkes bununla geleceğe bakmayı hedefler o zaman el de sıkışılır...” (Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/29067256.asp ) *********DEĞERLENDİRME***** Görünen o ki AKP iktidarının çözüm süreci konusunda hem kafası karaşık hem de ne olup bittiğini Bakanlar bile bilmiyor. 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçe Sarayında AKP ve HDP'nin ortak açıklamasıyla teröristbaşının dikte ettiği 10 maddelik temel ilkeler üzerinde müzakere yapılması konusunda mutabık kalındığı bildirilmesine rağmen seçim sürecinin başlamasıyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur, İzleme heyetini uygun görmüyorum, ortada masa falan yok, öyle taraf masa falan olursa devlet çökmüştür" çıkışlarıyla AKP iktidarı çözüm sürecini en azından seçime kadar sönümlemeyi hedeflediğini göstermişti. Hatta AKP'nın seçim bildirgesinde çözüm süreciyle ilgili bölümün olmaması AKP tarafından "baskıya giderken düşmüş" gibi komik bir gerekçeyle açıklanmıştı. Ama AB Bakanı Bozkır'ın açıklamaları hem Cumhurbaşkanı hem de AKP'yi yalanlar nitelikte. AB Bakanı Bozkır'a göre "ortada bir masa var, masada da hükümetin karşısında hem terör örgütü hem de onun siyasetteki temsilcisi parti var, onları masada tutmaya devam ediyorlar." Bozkır'a göre IRA sorunuyla PKK terör örgütünün varlığı da aynı nedenlerden kaynaklanıyormuş, onun için IRA'ya uygulanan yönetemin benzeri çözüm süreciyle Türkiye'de PKK'ya karşı uygulanıyormuş. Yine Bakan Bozkır eğer PKK silah bırakırsa terör örgütüyle rahatlıkla el sıkışılacağını belirtebiliyor. Bakan el sıkışılması için bütün Türk vatandaşları bunu benimserse diye bir eklemede bulunuyor ama AKP'nin böyle bir arayış içinde olmadığını biliyoruz. Çünkü kapalı kapılar arkasında gizli kapaklı yürüyen ve AKP cephesinde sadece bir elin parmağı kadar kişininin işin içinde olduğu, millete ve muhalafet partilerine hiçbir bilgi vermeden yürütülen süreçte tüm Türk vatandaşlarının görüşlerine kulak verileceğine ilişkin en küçük bir olasılık gözükmemektedir. Dolayısıyla cinayetler işleyen, katliamlar yapan ve 40.000 kişinin hayatına mal olan PKK terör örgütüyle el sıkışılmasına Türk vatandaşlarının onay vermesi mümkün değildir. Zaten güvenilir anketlerden çıkan sonuçlar da bunu göstermektedir. AB Bakanı silah bırakmayı el sıkışmak için yeterli görmektedir. Ama müzakerelerde silah bırakma karşılığında terör örgütüne hangi tavzilerin verilmiş olacağından hiç bahsetmemektedir. Halbuki terör örgütü bütün talepleri karşılanır ve bunlar anayasa/yasalara ithal edilirse bile silah bırakmaktan bahsetmemekte, silahlı teröristlerin müzakere sonunda oluşacak özerk bölgenin polis gücü olmasının planlarını yapmakatdır. Hal böyle iken ve bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen eğer burada bir el sıkışma olacaksa bu AKP ile PKK arasında olacaktır ancak bunun hiçbir meşru, yasal, insani ve vicdani kabul edilebilirliği söz konusu olmayacak, uygulanma imkanı da bulamayacaktır. Dolayısıyla sonuçta bir çözüm olmayacak aksine daha büyük bir kaos ve çatışma olacaktır. Buna rağmen bir Bakan'ın (neye dayanarak ve güvenerek) terör örgütü ve siyasetteki temsilcileriyle el sıkışılabileceğinden bahsedebilmesi ibretlik bir haber olarak tarihteki yerini alacaktır.