ABD PKK'yı terörist örgütler listesinden çıkarmaya mı hazırlanıyor?

Amerikan karar vericilere yakınlığıyla bilinen Center for American Progress (CAP) adlı Amerikan düşünce kuruluşu, 31 Temmuz 2014 tarihinde Türkiye'de hükümetin PKK terör örgütüyle birlikte yürüttüğü müzakerelere atıfla "Çözüm süreci çerçevesinde ABD, Türkiye ve Kürt Bölgeleri" başlıklı bir rapor yayımladı. Konuyla ilgili Türkçe habere (http://m.radikal.com.tr/turkiye/pkk_abdnin_terorist_listesinden_cikarilabilir-1204664) linkinden, raporun orijinaline ise (http://www.americanprogress.org/issues/security/report/2014/07/31/94936/the-united-states-turkey-and-the-kurdish-regions/) linkinden ulaşılabilir. ///////////////Yorum//////////// Rapor bölgedeki son gelişmeler nedeniyle ABD'nin Suriye, Irak ve Türkiye'deki Kürtlerle yakın ilişki kurması gerektiği diğer bir deyişle Kürt bölgelerine el atmasının zamanı geldiğine işaret ediyor ve Türk hükümeti bile terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK ile görüşürken ABD'nin PYD'yi dışlamasının anlamsız olduğundan hareketle hem ABD'nin bu ülkelerdeki Kürt grup ve partilerle ayrı ayrı ilişkiler kurmasını hem de bu ülkelerdeki Kürtler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin desteklenmesini temel alan tavsiyelerde bulunmaktadır. Türkiye açısından dikkat çekici husus ise Amerikan yönetimine PKK'nın terörist örgütler listesinden çıkarılması tavsiyesidir. Raporda bunun hemen gerçekleşmesinin beklenmediği belirtilmekle birlikte böyle bir gelişmenin PKK'nın hızla siyasi alan çekilmesi için en önemli argüman olacağını vurgulayarak PKK'ya yönelik havucun (terör örgütü listesinden çıkarılarak PKK'nın aklanması) ne olduğunu belirtiyor. Raporun sadece tavsiyeler bölümüne değil de içindeki tüm açıklamalara ve tespitlere bakıldığında (raporun bir yerinde Türk deletinin üzerinde baskı kurduğu Kürt gruplardan bahsedilirken PKK da bir siyasi parti gibi gösterilmiş) raporu hazırlayanların PKK'nın artık terör örgütü olmadığı çünkü IŞİD ve El Kaide gibi davranmadığı, Başbakan'ın danışmanlarının görüştüğü meşru bir siyasi aktör olduğunu tezini öne sürüyorlar. Bu aşamada ABD'nin Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu bekleyeceği ve Başbakan'ın kazanması durumunda PKK'yı terör örgütleri listesinden çıkarmayı çözüm sürecine bir destekmiş gibi sunabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ama bu kararın karşılığında da Türkiye'den bir şeyler istenecektir. Suriye bağlamında PYD'ye önemli rol biçilen raporda PYD'nin PKK'yla bağlantılı olmasına rağmen ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmediğine dikkat çekilerek PYD ile irtibat kurulması ve gerekli desteğin verilmesi isteniyor. Raporda ana muhalefet partisi CHP'nin çözüm sürecinde rol almasının sağlanması için Amerikan yönetiminin CHP ile ilişkilerini geliştirmesi ve yönlendirmesi gerektiği tavsiye ediliyor. (Çözüm süreciyle ilgili çıkarılan son kanun bağlamında CHP bir şekilde bu işin içine bulaştırıldı, CHP'de birkaç kişinin kontrolünde olan bu konu sanki bir CHP görüşüymüş gibi lanse edildi, dolayısıyla görünüşte de olsa hem PKK'nın hem de hükümetin planları da gerçekleşti.) Dolayısıyla bu tavsiye çoktan gerçekleşmiş oldu. Raporda Kürt bölgeleri olarak adlandırılan yerlerden ikisinde (Irak ve Suriye) otonom Kürt bölgelerinin oluştuğu, bir tanesinde (Türkiye) ise bunun sağlanması yönünde hükümetle Kürt grupların müzakere etmekte olduğuna dikkat çekilerek ABD'nin bütün Kürt gruplarıyla ilişki kurarak Kürt kartını oynaması tavsiye ediliyor. Raporu hazırlayan düşünce kuruluşunun ve başındaki kişinin Obama yönetimiyle olan yakın ilişkisi de dikkate alındığında raporda yapılan değerlendirmelerin ve tavsiyelerin Obama yönetimini gündemine girmesi hiç de zor gözükmüyor.