Bağımsız Kürdistan başka bahara mı? ABD Bşk Yrd BIDEN'dan Irak'ın 3'e bölünmesi fikrinden geri adım!

ABD Başkan Yarımcısı Joe Biden dün Amerikan Ulusal Savunma Üniversitesinde (NDU) Irak'taki durum ve IŞİD'le mücadele konusunda yaklaşık yarım saat süren bir brifing verdi. Biden'ın brifingte açıkladığı Irak'ta IŞİD'e karşı yapılan mücadeleye ilişkin görüşlerini sonraki ayrı bir yorumda paylaşarız ancak dünkü brifingte özellikle Türk kamuoyu açısından öne çıkması gereken konu Irak'ın yönetim yapısıyla ilgili söyledikleri. Biden dün yaptığı konuşmasında "BİZ DE IRAKLILARIN İSTEDİĞİNİ İSTİYORUZ, O DA; GÜCÜN BÜTÜN IRAK HALKLARI ARASINDA PAYLAŞILMASINI ÖNGÖREN KENDİ ANAYASALARINDA TARİF EDİLDİĞİ ŞEKİLDE BİRLEŞİK, FEDERAL VE DEMOKRATİK BİR IRAK'TIR." şeklinde konuştu. Biden ayrıca "ÜÇ BÜYÜK ANA SEÇMEN GRUBU ---SÜNNİLER, ŞİİLER, KÜRTLER--- TEK BÜTÜN VE MÜREFFEH BİR IRAK İÇİN BİRLEŞMELERİ HALİNDE BÖLGEDEKİ HERHANGİ BİR ÜLKENİN BU GRUPLARI KENDİ YÖRÜNGELERİNE ÇEKME GAYRETLERİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALACAKTIR" ifadelerini kullandı. Konuyu yakından takip edenler hatırlacaktır ki aynı Biden 2006 yılında yaptığı bir konuşmada Irak'ta kanlı bir iç savaştan çıkmanın tek çaresinin Irak'ın Sünni, Şii ve Kürt bölgelerine ayrılmasını ve temsili bir merkezi yönetimin olması gerektiğini söylemişti. Biden'ın bu fikirleri Eylül 2007'de Amerikan Senatosunda bağlayıcı olmayan nitelikte aldığı bir kararla resmiyete dönüştü ve Biden bunu 2008 seçimlerinde işlediği temalardan biri olarak kullandı. Biden'ın dünkü konuşmasındaki açıklamaları 2006-2007-2008 yıllarında senatör olarak savunduğu fikirlerinden neredeyse 180 derece geri dönüş yaptığını göstermektedir. Bu geri dönüş bögedeki hesapları karıştıracak cinsten. Çünkü Biden bu açıklamalarıyla özellikle İran ve Türkiye'ye de dolaylı bir suçlama yaparak Iraklı Şiiler, Sünniler ve Kürtler üzerinde kontrol kurma girişimlerinizden vazgeçin uyarısında da bulunmuş oluyor. Tabi bu açıklamalara en çok üzülecek olanların başında Barzani yani Iraklı Kürtler gelmektedir. Çünkü bu açıklama ABD'nin Irak'ın 3'e bölünmesini öneleyecek bir politikayı benimsediğini (en azından IŞİD tehdidi ortadan kalkıncaya kadar ki bu da yıllar alacak bir süreç olacaktır) yani bağımsız bir Kürdistan'ın hayal olduğunu, en azından bilinmeyene bir geleceğe ötelendiğini göstermektedir. IŞİD'e karşı sahaya sürülen ve uluslararası kamuoyuna pazarlanmasının etkisiyle sürekli bağımsızlıktan bahseden Barzani'nin son aylarda bu söylemlerinde sessiz kaldığını da dikkate aldığımızda bağımsız bir Kürdistan başka bir bahara kalmış gözüküyor! Tabi bu durum kamuoyuna şeffaf olmayan şekilde ilerleyen AKP-Barzani ilişkilerini de tehlikeye atmış gözüküyor. Bunun en başında da Barzani yönetiminin Irak anayasasına aykırı olarak ve ABD'nin karşı çıkmasına rağmen AKP iktidarıyla anaşarak petrol ihraç etme faaliyeti gelmektedir. Tabi bu arada henüz Türk kamuoyuna yansımayan ancak Irak'ın kuzeyinde sıkçıkça tartışılan Barzani'nin Başkanlığının ne olacağı, bölgesel yönetimin başkanlıkla mı parlamenter sistemle mi yönetilmesi gerektiği konuları da bu açıklamalardan etkilenecektir. ABD'nin dış politikasını olması gerektiği gibi kendi çıkarları doğrultusunda belirlediğini hatırlatarak Irak'ın 3'e bölünmemesi fikrinin sürekli olmasını beklemek de mantıklı değildir, özellikle IŞİD'in bertaraf edilmesinden sonra İran ile nükleer konularda yapılacak anlaşmalar ve Suriye'de Esad'ın konumunun daha da belirgenleşmesiyle Irak'ın 3'e bölünmesi yeniden gündeme girebilecektir.