Beyaz Saray: Tel Abyad'ın düşüşü Kobani'nin devamı. PYD/YPG güçlü ve etkili ortağımız.

Beyaz Saray sözcüsü Josh Ernest 23 Haziran 2015 tarihindeki günlük brifinginde Suriye'nin kuzeyinde IŞİD'e karşı elde edilen son başarıların arkasında neler olduğuna ilişkin soruya cevap verirken isim vermeden terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi örnek gösterdi ve övdü. (ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ise bugün yaptığı açıklamada Tel Abyad bölgesindeki hava desteği konusunu açıklarken PYD'nin ismini açıkca belirtmiştir). Sözcü cevabında şu ifadeleri kullandı: Suriye'nin kuzeydoğusunda IŞİD'e karşı ilerleme görüyoruz. Bu ilerleme aslında Kobani'de başlayan süreçle ilgili. O dönemde BaşkanObama, IŞİD tarafından kuşatılmış Kobani'de şehirde mahsur kalan güçlerin (PYD/YPG'yi kastediyor) lojsitik desteğinin sağlanması ve bu kapsamda havadan askeri yardım malzemesi bırakılması kararı vermişti. Aynı zamanda ABD ve diğer koalisyon ülkeleri, emniyetli geçiş hattı açması (Peşmerge koridorunu kastediyor) ve IŞİD karşıtı güçlerin (Peşmergeyi kastediyor) Kobani'ye girerek oradaki güçlere destek vermesinin sağlanması için Türkiye'yi cesaretlendirici bir gayret sarf etmişti. O zamandan buyana Kobani'deki güçler (PYD(YPG'yi kastediyor) IŞİD'i Kobani'nin dışına ve doğuya doğru püskürtmeye devam ettiler. Tabi bu arada ABD ve koalisyon ülkeleri tarafından yoğun bir hava desteği de sağlandı. Bu ilerleme ABD'nin yerde IŞİD'e karşı savaşan yetenekli, istekli ve etkili bir ortağı olmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. **********DEĞERLENDİRME*********Beyaz Saray sözcüsü oldukça diplomatik bir lisanla terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi ABD'nin ortağı olduğunu ifade ediyor. Tabi bu arada YPG'nin savaşma gücünü de överek yetenekli oldukları istekli ve etkili olduklarını öne çıkarıyor, işte istediğimiz ılımlı Suriyeli muhali güç böyle olmalı diyor. Aynı Irak'ın kuzeyinde özellikle Sincar-Musul kuzeyi-Telafer-Mahmur bölgelerinde Peşmergeyi ön plana çıkardıkları gibi. Bunun yanında sözcünün vurguladığı bir şey daha var ki o Suriye'nin kuzeyinde işin nereye gideceğinin de habercisi gibi. Sözcünün açıklamalarından çıkan şudur ki Tel Abyad'ın düşüşü Kobani'de ABD ile YPG arasında başlayan işbirliği ve koordinasyonun sonucu ve devamıdır. Tabi bu arada Kobani'deki çatışmalar döneminde Peşmergeye koridor açılması için Türkiye'ye yaptıkları baskıyı da deşifre etmiş oluyor. Yani aslında ABD başlattığı "Kobani Süreci"yle o günlerden bugünün hesabını yapmıştır. Hem Kobani hem de Tel Abyad'da başarılı olan bu işbirliğinin (bu durum aynı zamanda IŞİD'in Türkiye'den eleman ve lojistik desteğini sekteye uğratmıştır) Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgelerde (Halep kuzeyi) devam etmesi kuvvetle muhtemeldir. Böylece Suriye'nin kuzeyinde bütün Türkiye sınırı boyunca tesis edilecek PYD/YPG hakimiyeti yani Kürt koridoru ile IŞİD'in Türkiye sınırıyla olan ilişkisi de tamamen kesilmiş olacak ve IŞİD'in eleman akışının yüzde 80'nin gerçekleştiği alan IŞİD'e kapatılmış olacaktır. ABD kendince IŞİD'e karşı mücadelesini yapmış olurken aynı amaca yönelik savaşıyormuş gibi gözüken PKK/PYD/YPG'de tarihi hedefine ulaşmış olacak. Türkiye bilmelidir ki Suriye'nin kuzeyindeki Kürt koridoru ya da PKK'nın söylemiyle Batı Kürdistan bu haliyle kalmayacak ve Hatay'a ulaşmasıyla birlikte etkisini kuzeye doğru yani Türkiye'nin içine doğru genişletecektir. Türk karar vericiler artık durum tespiti yapmaktan vazgeçmelidir. Sevr'den buyana konuyu gündeme getirenler paranoya ile suçlanmıştı. 1991'deki Birinci Körfez savaşıyla birlikte bölgedeki gelişmeleri takip eden devletin tüm kurum ve kademeleri bugün olacakları o günlerde öngörmüşler ve rapor haline getirmişlerdir. IŞİD'le birlikte bölgede olanlar ise işte tespit edilmiş olan bu planların hayata geçirilmesi sürecidir. Türkiye'de uygulanan çözüm süreci de büyük Kürdistan hayalinin Türkiye parçasının oluşturulmasından başka bir şey değildir. O halde Türkiye'nin hükümeti ABD'nin başlattığı Kobani Sürecini işlevsiz bırakacak şekilde köklü politika değişikleriyle ve bölgede oyun dışı bıraktığı kartları (Esad ile işbirliği, İran-Suriye-Irak işbirliği gibi) yeniden masaya koymayı mutlaka değerlendirmeli, çözüm süreci denen PKK kurgusunu da derhal sona erdirmelidir.