Londra’da 15 Mayıs’ta biraraya gelen “Suriye’nin Dostları” grubuna üye onbir ülkenin dışişleri bakanı (çekirdek grup), Suriye rejim muhaliflerine verilecek desteği, artan insani krizi ve ülkedeki siyasi sürecin sağlamlaştırılması hususlarını görüştüler. Toplantı sonrası yayımlanan bildiride; Suriye’nin Dostları Çekirdek Grubu’nun 11 üyesinin 3 Haziran’da “yasadışı” devlet başkanlığı seçimleri düzenleme konusundaki tek taraflı planını kınadıkları; sözkonusu kararın çatışmada ölen masumların yaşamlarıyla alay etmek anlamına geldiği ve Cenevre Bildirisi ile çeliştiği; rejimin koyduğu kurallar nedeniyle milyonlarca Suriyelinin siyasi katılımdan mahrum kalacağı; Arap Birliği, BM, ABD, AB ve Türkiye’nin daha önce yaptığı gibi tüm uluslararası toplumun sözkonusu “yasadışı” seçimleri reddetmelerini talep edildiği, ılımlı muhalif Ulusal Konsey, Yüksek Askeri Konsey ve bağlantılı silahlı gruplara verilen desteği koordineli bir strateji çerçevesinde arttırılması, Esad rejiminin kendi halkına yönelik terör eylemlerinden ve bunu tüm bölgeye yaymasından sorumlu tutulması (BM Güvenlik Konseyi vasıtasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde), ortaya çıkan radikal gruplara karşı koyulması, Suriye’nin kimyasal silahlarının imha sürecinin tamamlanması, rejimin rızasına bakılmaksızın muhtelif güzergahlardan ve sınırdan insani yardım çabaların arttırılmasını hususlarının oy birliği ile kararlaştırıldığı vurgulandı.
(http://www.state.gov/r/pa/prs/ps/2014/05/226110.htm) Toplantıda konuşan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de seçim yapılabileceğini iddia etmenin tüm dünya ile alay etmek anlamına geldiğini söylerken, mevcut toplantının Cumhurbaşkanlığı seçiminin şimdiden geçersiz olduğunun ilanı anlamına geldiğini açıkladı. (http://www.aksam.com.tr/siyaset/davutoglu-suriyenin-dostlari-cekirdek-grubu-toplantisinda-konustu/haber-308215) A.Davutoğlu’nun sözlerinin bildiride ağırlıklı olarak yer alması toplantıda Ankara’nın sözlerine itibar edildiğini gösterirken, Suriye'nin dostlarının ülkemize gelen mültecilere Türk halkının boğazından kesilerek harcanan milyarlarca doların, Suriye’deki iç savaşa taraf olmanın Türk halkına yüklediği diğer maliyetlerin ve ulusal güvenlik sorunlarının giderilmesinde ne gibi somut destek vereceklerinin açıklanması önem taşımaktadır. Öte yandan kendilerine “Suriye’nin Dostları” ismini veren bu ülkelerin muhalif grupları ve uluslararası teröristleri destekleyerek onbinlerce Suriyeli kardeşimizin kanının dökülmesine yol açan ülkeler olduğunun akıldan çıkarılmamasında da fayda görülmektedir. Son olarak Suriye'deki seçimleri "yasadışı" gören bu çekirdek grubunun, birçok açıdan benzer koşullara sahip Ukrayna'daki 25 Mayıs seçimlerine bakışlarının nasıl olduğu da merak konusudur.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
