Cenevre-2, Bir taşla iki kuş

İsrailli istihbaratçılar tarafından Türkiye üzerinden sevk-idare edilen İranlı ajanların Türk makamları tarafından Tahran’a iletildiği yönünde Washington Post’ta yayınlanan yazı ülkemizde oldukça telaş yarattı. Her ne kadar Ankara’nın İsrail’e karşı böyle bir harekette bulunması gerçekçi görünmese de, zamanlama açısından son derece dikkat çekiciydi. Burada bir an gözümüzü kapatıp suçlamaların diğer tarafına bakmakta fayda var: İran’a. İran’da ılımlı ve Batı ile müzakereye açık Hasan Ruhani’nin devlet başkanı seçilmesi, yıllar sonra ilk kez Washington ve Tahran arasında müzakere zemini oluşması, İran’ın Suriye’deki kilit rolü ve her ne kadar Rus uzmanlar, İran’ın Cenevre-2’ye katılma ihtimalini konferansın Suudi Arabistan, BAE ve Katar gibi Sünni rakiplerin iştiraki ile bağlantılı görseler de, Tahran’ın sözkonusu konferansa davet edilme ihtimali (http://russia-direct.org/content/syrian-peace-talks-case-and-against-iran), son günlerde Ankara’nın üzerine alındığı uluslararası tepkilerin, iktidar partisine “one minute” benzeri bir şark kurnazlığı ile tabanının duygularına hitap etme imkanı sağlarken, aslında İran’ı Washington nezdinde karalamayı hedeflemiş olabilir. Devletlerin politikaları ve niyetleri nasıl farklılık gösteriyorsa, bu tür yayınların görünür amacı ve gerçek hedefi farklı olabilir…