
--Uygur Türkleri, Çin’in Kuzeybatısındaki Memleketlerinde Kendilerine Zulüm Edildiğini Düşünüyor. Ülkeyi Terk Eden Uygur Türklerinin Sayısı Giderek Artıyor ve Onlar Bir Şekilde İstanbul’a Gelmeye Çalışıyor--
Recep Sadettin Akyol, aslında sebze tüccarı lakin şu sıralar dükkânına pek zaman ayıramıyor. Yaklaşık iki aydır, günde neredeyse 24 saat boyunca, yalnızca Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Başkanlığı görevine yoğunlaşmış durumda. Akyol, kendilere yardım istemeye gelen ihtiyaç sahibi yeni mülteci sayısının daha önce hiç bu kadar olmadığını, kardeşlerinin akın akın Çin’den kaçtığını ve çoğunun kendilerine başvurduğunu belirtti.
Başkanlığını yürüttüğü dernek, -çoğu Müslüman Uygur Türkü- mültecilerle ilgileniyor. Ailesi 1950’li yıllarda Türkiye’ye göç eden Akyol, Uygur Türklerinin Çin’de sürekli zulme uğradığını ancak hiçbir zaman şiddetin şu anki kadar tırmanmadığını belirtiyor. Geçen yılın yazından bu yana, özellikle de bu yılın ocak ayında, 7.000 Uygur Türk’ü Türkiye’ye geldi.
Akyol, açıklamalarına şöyle devam etti: ''Dinlerini yaşayamıyorlar. Kadınların başörtüleri çıkartılıyor ve erkekler camiye giderken dövülüyor.'' Gerçekten de Çin’in kuzeybatısındaki Sincan Bölgesi'nde, şubat ayı itibarıyla kısıtlayıcı kurallar getirildi. Uzun süre önce parti yetkililerine, devlet memurlarına ve öğrencilere, sakal ve başörtüsü yasağı getirilmişti. Pekin, bu girişimi İslam adına verilen küresel cihada karşı alınan bir önlem olarak yorumluyor. Sözde cihada katılan Uygurların sayısı giderek artıyor.
Çin’de, geçen yıllarda, Uygurlar, etnik Han Çinlileri ve polis arasında birçok çatışma yaşandı. Uygurlar, kamusal alanlarda birçok insanın hayatını kaybettiği kanlı eylemler düzenledi.
Bu yüzden komşu ülke Vietnam sınırında yakalanan Uygurlara, sözde cihada katılmak istedikleri şüphesiyle terörist muamelesi yapılıyor.
Bunu saçma bulan Akyol, Uygurlar arasında İslam’ı yanlış anlayarak Suriye’ye giden birkaç öfkeli adam olduğunu ancak bunların sayılarının Batı’dan cihada katılmak için Suriye’ye gidenlerden daha az olduğunu vurguluyor. Uygurlar için hiçbir sorunla karşılaşmadan kabul edildikleri tek ülke olan Türkiye’ye kaçış, çok zahmetli ve tehlikeli. Sincan Bölgesi’nin Kırgızistan ve Kazakistan’a sınır olan batı kısmı, sıkı denetim altında. Birçoğu Vietnam, Laos ve Tayland üzerinden Malezya’ya gelmeye çalışıyor. Müslüman Malezya, Türkiye’ye gelmelerine yardım ediyor.
Mülteciler, bu yardımın nasıl gerçekleştiğini kaçış için yolda olanların işini zorlaştırmamak adına anlatmıyor. Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Başkanı Sadettin Akyol, 4.000 ila 5.000 Uygur Türkü’nün Türkiye’ye gelmek üzere yolda olduğunu tahmin ediyor. İstanbul’a gelen hemen hemen her Uygur Türkü, soluğu Akyol’un Zeytinburnu’ndaki ofisinde alıyor. Akyol, mültecilerin ikametgâh olarak derneğin adresini verebileceklerini söylüyor. Göçler, göstermelik olarak resmîleştiriliyor. Türk hükûmeti, 500 Uygur Türkünü, ocak ayı sonunda Kayseri’deki polis lojmanlarına yerleştirdi. Akyol, yeni gelenleri de Kayseri’ye yerleştirmek istediklerini açıkladı.
Uygur Türkleri, Afganistan, İran veya Irak’tan gelen mültecilere nazaran daha ayrıcalıklı bir grup. Onlar, Türk milliyetçilerinin gözünde büyük Türkistan’ın en doğudaki muhafızları, dindarlar için de yardım edilmesi gereken, zulme uğrayan din kardeşleri. Türk hükûmeti, Uygur Türklerinin kaçışına yardım ettiği iddialarını reddediyor. Bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Çin’den gelen mültecilere yapılan yardımın sadece insani amaçlı olduğunu belirtti.
(Kaynak:Jürgen Gottschlich,Die Tageszeitung,Almanya,24 Şubat 2015)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *