2005'ten sonra başlatılan sözde demokratik açılım politikalarının PKK açılımına dönüşmesiyle 2013 yılı başından buyana uygulamaya sokulan ve Türkiye'ye birlik beraberlik kardeşlik getireceği iddia edilen çözüm sürecinde 2 yıl sonunda sürecin tarafları birbirlerine yönelik olarak silahlarını yeniden çekti. 7 Haziran seçimlerine giderken Türk toplumunun çözüm sürecini benimsemediğini gören AKP iktidarı çözüm sürecini unutturup sanki hiç sürecin içinde yer almamış havası yaratan milliyetçi söylemlere sarıldı ve PKK'nın siyasetteki temsilcisi HDP'ye yönelik suçlamalarının dozunu artırarak gündeme getiriyor. Bunun son örneği Bşb.Yrd. Akdoğan'ın açıklamalarıyla geldi. Akdoğan çözüm sürecindeki muhatabı olan HDP'nin seçimlerde barajı aşıp Meclis'e girmesinin demokrasimiz açısından sorun olacağını söyledi. Akdoğan'ın önceki açıklamalrını da dikkate aldığımızda sanki aynı masa etrafında görüşüp müzakere eden ortak açıklama yapanlar başkalarıymış gibi HDP'lilere terörist muamelesi yapması ortada bir danışıklı dövüş varmış havasını da vermektedir. Kavga eder gibi gözükerek AKP milliyetçi oyları toplamaya çalışırken HDP'de kendi tabanını tahrik ederek Kürt kökenli vatandaşların kendilerine yönelmesini sağlamaya çalışıyor izlenimi vermektedir. Ancak işin içinde bir de terör örgütü var ve onun hesabı ve hedefi daha farklı ve siyaset değil terörle istediklerini almaya çalışan eli kanlı bir örgüt. Dolayısıyla onlar kendilerince süreç kilitlendiğinde her zaman olduğu gibi tehdit, şantaj ve teröre başvuruyorlar. Şimdi de seçim nedeniyle sürecin durması, kendilerinin gündemden düşmesi nedeniyle aynı bildik şeyleri yapacak gibi gözüküyorlar. AKP'nin gittikçe tırmanan suçlayıcı söylemlerine yönelik olarak karşı tarafın son açıklaması Kandil'den geldi. PKK'nın Kandil'deki terör elebaşlarından Karayılan İmralı'daki teröristbaşıyla bir aydır görüşüp haber alamadıklarını, bunun tecrit olduğunu ve kendileri açısından savaş nedeni olduğu tehdidinde bulundu. Karayılan ayrıca "AKP'nin ateşkesi bozduğunu çünkü Türk Ordusu'nun birçok bölgede harekete geçerek çatışma zemini oluşturmaya çalıştığını, bu nedenle kendilerinin tek taraflı ateşkesi esas aldıklarını, teröristbaşının emrini beklediklerini ancak her şeyin de bir sınırı var" tehdidinde bulunarak hem yine teröristbaşına muhtemel bir çatışmayı önleme rolü için ortam hazırlamış hem de her an saldırabiliriz şantajını yapmış oldu. Çözüm süreci zaten sürekli olarak PKK'nın şantaj ve tehditleri altında terör örgütünün taleplerinin yerine getirilmesi ve Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundaki hakimiyetin PKK terör örgütüne bırakılması şeklinde geçti. Dolayısıyla Kandil'den gelen bu açıklama hiç de şaşırtıcı değil. Ama süreç boyunca büyük bir başkaldırı için hazırlık yapma imkanı bulmuş olan PKK'nın 7 Haziran seçimlerinde AKP'nin tek başına iktidarı kaybetmekte olduğunu da görerek "her an başlatacağım terör saldırılarıyla AKP'nin oylarının daha da düşer, dolayısıyla çözüm sürecinde bize verdiğiniz sözleri unutmayın, seçim öncesinde İmralı'daki teröristbaşını yeniden sahneye çıkarıp HDP ile koalisyon içinde çözüm sürecini yürüteceğinizi ifade edin" mesajı vermektedir. Konuyla ilgili bu sitede yazdığımız notlarda söylediğimiz gibi PKK'nın isteklerini yerine getirip onu tatmin etmek mümkün değildir ve en ufak bir tıkanıklıkta olacak olan PKK'nın terör kartını oynamasıdır. Ama çözüm süreci sayesinde maalesef PKK daha büyük terör saldırıları ve başkaldırı için tarihinin en avantajlı ve kuvvetli pozisyonundadır. AKP iktidarı bunları bilmesine rağmen çözüm sürecinin teröristbaşı tarfından dizayn edilen kurgusu nedeniyle PKK terör örgütünce etrafı sarılmış ve karar/hareket serbestisi sınırlanmış olduğundan çözüm sürecinden vazgeçememekte ve herşeye rağmen sürdüreceklerini açıklamak zorunda kalmaktadır. Bakalım çözüm süreci filmi başka sahnelerle devam edecek mi yoksa film kesilip atılacak mı?
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
