Çözüm sürecinden neden ses yok? Bitti mi gizli kapaklı mı yürüyor?

6-8 Ekim'deki Kobani bahaneli terör olayları nedeniyle ile hükümetin ve PKK/KCK/HDP cephesinin birbirlerine yönelik suçlamaları üzerine bir süre duran ancak başta PKK terör örgütünün İmralı'daki hükümlü lideri Öcalan olmak üzere Kandil'den gelen tehditlerle yeniden hareketlenen ve derhal hareket geçilmeli, müzakereler hemen başlamalı denilen çözüm süreciyle ilgili olarak son beş gündür hiçbir gelişme ve açıklama basına yansımadı. Çözüm süreci kapsamında son olarak Öcalan'ın hazırladığı müzakere taslağı tartışlıyordu. PKK/KCK/HDP taslakta özerklik, genel af, Öcalan'a özgürlük, anadilde eğitim gibi hususların yer aldığını açıklamış, hükümet ise bu konuların görüşülmediğini söyleyerek sert tepki göstermiş hatta Başbakan gerekirse biz bilinmesi gerekenleri açıklarız diyerek taslağın içeriğinin açıklanmaması gerektiğini ima etmişti. Bunun üzerine HDP İmralı heyeti çark etmiş ve taslakta bunların olmadığını söylemişti. Bu arada İmralı ziyaretleri de gerçekleştirilememişti. Ancak en son 12 Aralık'ta Kandil'den yapılan açıklamalarda eğer hükümet 1-2 gün içinde İmralı ziyaretlerini açmazsa PKK/KCK'nın taslağın tüm maddelerini açıklayacağı tehdidinde bulunmuştu. Geçen 5 günde bu konuda basına hiçbir açıklama, ziyaret ve görüşmenin yansımaması, çözüm süreciyle ilgili olarak geçen hafta sonuna kadar örgüt cephesinin basbas bağırdığı da hatırlandığında bu sessizlik gizli kapaklı bir şeylerin döndüğü şüphelerini de beraberinde getiriyor. Tabi bu arada çözüm süreciyle doğrudan ilgili değilmiş gibi gözüken ama aslında tam da göbeğinde olan önemli bir gelişme oldu. O da Demirtaş'ın açıkladığı HDP'nin 2015 genel seçimlerine parti olarak girme kararıydı. Tabi ki siyasette bir gün bile uzun süre ve bu karar değişebilebilir de. Ama bu karar üzerinden yorum yapmaya devam edersek, HDP'nin parti olarak %10 seçim barajını geçip geçmeyeceği şüpheli. Şu anki siyasi yapıda HDP'nin parti olarak seçime girmesi ancak barajı geçememesi halinde en kazançlı çıkacak parti iktidardaki AKP olacaktır. HDP'nin bu kararı AKP'ye anayasayı değiştirebişecek sayısal çoğunluğa sahip olma imkanı verebilecektir. AKP'nin çözüm sürecindeki muhataplarının taleplerinin anayasal güvenceye alınmasını istediklerini de düşündüğümüzde hiç de yabana atılır bir gelişme değildir. İşte bu ince hesap da dikkate alındığında son günlerde çözüm sürecinde bir sessizliğin yaşanması acaba perde arkası bazı mutabakatların sonucu mu diye de insan düşünmeden edemiyor!