Davutoğlu Erivan Yolcusu

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 12 Aralık’ta Ermenistan’a giderek Erivan’da düzenlenecek Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılacak. Hürriyetten Zeynep Şafak’ın haberine göre; Ankara’nın Kafkaslar’da barış sinyali verdiği bir dönemde Davutoğlu, Ermenistan’dan gelen davet üzerine KEİ toplantısı için Erivan’a gitmeye karar verdi. Bu kararda Azerbaycan ve Ermenistan arasında süren görüşmelerin de etkili olduğu öğrenildi. Diplomatik kaynaklar konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Erivan ziyaretine ikili bir anlam yüklememek lazım. KEİ toplantısına katılmak üzere gidiliyor. Kafkaslar’da barışı vurguladığımız bir dönemde tabii ki bu konuda Ermenistan tarafı ile de görüşme fırsatı bulunacaktır. Dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan da 2009 yılı nisan ayında düzenlenen KEİ toplantısına katılmak üzere Erivan’a gitmişti. Ermenistan’la imzalanan protokoller hala gündemde. Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşmenin bölgesel normalleşmeden soyutlanarak gerçekleşmesi siyasi olarak mümkün değil. Kördüğümü bir yerden aşmak lazım. Ermenistan işgal ettiği rayonlardan çekilirse Azerbaycan’la da, Türkiye ile de ilişkilerin önü açılır.” Türkiye-Ermenistan arasında 10 Ekim 2009’da İsviçre’nin arabuluculuğunda “Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü” ile “İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü” imzalanmıştı. Protokoller her iki ülkede de onaylanmaları için ilgili mercilere iletilmişti. Türkiye’de protokoller TBMM’ye gönderilmişti. Ermenistan’da ise Anayasa Mahkemesi tarafından, protokollerin anayasaya uygunluğu konusundaki kararda, protokollerin lafzına ve ruhuna aykırı ön koşullar ve kısıtlayıcı hükümlerin yer aldığının tespit edildiği açıklanarak, protokoller red edilmişti. (Kaynak: Hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25290404.asp) Ermenistan’ın uzlaşmacı görüntüsü, geçmişte yaşanan gelişmelerden hareketle zaman kazanma olarak yorumlanmakla birlikte, Erivan’ın kamuoyu baskısıyla “yeni bir süreç başlatılıyor görüntüsü verme” manevrası olarak okunabilir. Türkiye’nin ısrarcı tavrı Bakü tarafından yanlış anlaşılmaya müsait bir zemin oluşturmaktadır. Sorunun çözümünde arabulucu rolü Türkiye’nin prestijini artıracak önemli bir gelişmedir, ancak Türk dış politikası mimarlarının son dönem dış politikamızdaki hataları görerek hareket etmesi, bölgede yalnızlığıyla gündeme gelen Türkiye açısından kaçınılmazdır.