Devlet ile Millet Birbirine Düşman mı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan devlete Marksistlerin baktığı gibi bakıyor. Erdoğan 7 Temmuz 2014’de yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanı seçilirsem tarafsız olmayacağım, iki taraf var biri devlet biri millet ben milletin tarafında olacağım” demiştir. Oysa devlet ile millet arasında Erdoğan koymak istediği şeklinde bir karşıtlık, zıtlık, düşmanlık yoktur. Devlet, hakim sınıfın baskı aracı değil, milletin örgütlenmiş şeklidir. Hakim sınıflar devlet aygıtını istismar ederek baskı kurabilirler ancak bu devletin gerçek niteliğini ortadan kaldırmaz. Diğer bir ifade ile devlet milletin içeride kendisini örgütlü bir şekilde yönetme, dışarıdan gelen saldırılara karşı koruma aracıdır. Devleti olmayan halklar, millet seviyesine çıkamazlar. Devlet ile millet birbirlerini tamamlarlar. Devlet ile milleti zıtlık, karşıtlık ve hatta düşmanlık ilişkisi içinde gören Erdoğan son 12 yılda devleti yöneten kişi olmasına rağmen ideolojik olarak ruhunda sakladığı devlet düşmanlığından kurtulamamaktadır. Ayrıca şunun da altını çizelim, Anayasanın 104. Maddesi, “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.” Anayasanın 101. maddesi ise Cumhurbaşkanının tarafsız olacağını belirtir.” Oysa Erdoğan, arkasında bulunması için çalıştığı % 40-50’lik bir seçmen kitlesinin dışında kalanları millet olarak da kabul etmiyor. Onların iradesini milli iradenin parçası olarak görmüyor. “Milletten yana taraf olacağım” derken, kastettiği “Bana oy verenlerden yana olacağım” diyor. Devlet ile Milleti düşman gören yaklaşım ülkeyi parçalanmaya, sadece kendisini seçenleri millet olarak gören yaklaşımı ise bu ülke insanlarının birbirlerine düşmanlaşmasına ve diktatörlüğe; ve karşı diktatörlüğe karşı direniş arayışına götürüyor.