Fedor Lukyanov: Irak ve Kontrollü Kaos

Irak yakında yok olabilir. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün militanları başkente yaklaşarak şehir ve tabii kaynakları ele geçiriyor. Ordu dağılıyor. Hükûmet panik içinde yardım için çağrıda bulunuyor. Amerikan istilasının sonuna doğru bir araya getirilen Irak Devleti'nin dağılışı Beyaz Sarayı zor duruma sokuyor. Aşırıcı İslamcılar tarafından Bağdat’ın ele geçirilmesi, 1996 yılındaki Taliban saldırısı sonucu Kâbil’in düşmesinden çok daha iç karartıcı bir izlenim bırakacak. Irak’taki iç savaş bütün dış güçleri mutlaka içine alacak. Ne İran, ne Türkiye ne de Suudi Arabistan eli kolu bağlı oturur. Fiilen değil de prensip olarak artık bağımsız olan Kürdistan, jeopolitik durumu değiştiriyor ve yeni bir Pandora Kutusu açıyor. Yüzyılın başında George Bush yönetiminin, Irak’a karşı savaşa hazırlandığı ortaya çıkınca uzmanların Orta Doğu konusundaki görüşleri neredeyse aynıydı: Bu kaos, ülkenin dağılma ve parçalanmasıyla sonuçlanacak bir macera. Uzmanlara kimse kulak asmadı. Elimizde popüler iddialar var. Amerikalıların sözde gerçek amacı kaos çıkarmaktı. Böylece her şey plana uygun gidiyor. Gözümü karartıp şöyle bir tahminde bulunayım: Planlar aslında çok farklıydı. Geleneksel yöntemle yönetmek isteniyordu. Amerika’nın 11 Eylül 2011 yılında yaşadığı şoktan sonra iki sonuca varıldı. Birincisi, ABD’nin güvenliği için tehdit her yerden gelebilir bu da demek oluyor ki güvenlik tedbirleri dünya çapında alınmalı. İkincisi, demokrasiler bir biriyle savaşmıyor ve demokrasiler ne kadar çok olursa o kadar az askerî tehdit olur. Demokrasi teşvik edilmeli olmadığı yerde ise zorla empoze edilmesi gerekiyor. ABD’nin eylemlerinin sonucu: Önceden Amerikan politikası için olan desteklerin yıkıldığı, müttefiklerle ilişkilerin fark edilir bir şekilde gerginleştiği ve kendi içindeki müttefiklerle olan ilişkilerin ise bozulduğu çok istikrarsız bir bölge. Obama, yeni işgali kesinlikle reddediyor bu da genel durumla örtüşüyor. Bazıları, Irak’a girilmesini bazıları ise Irak’tan çekilmeyi sorunların sebebi olarak görüyor ancak aynı hatayı yeniden yapmak isteyen yok. Bu, her normal ülke için mantıklı bir yaklaşım ancak dünya liderliği fikrinden vazgeçmeyi düşünmeyen ABD için bu yaklaşım sorun yaratıyor. İran’ın dinî lideri Ali Hamaney, Amerika Birleşik Devletleri’nin askerî saldırılara cesaret edemeyeceğini ve bu etabın bittiğini belirtti. Birçok kişi için bu iyi bir haber ancak birçok kişi için iyi değil. Himaye arayan ülkeler, Washington’a aslında güvenip güvenmeyeceklerini düşünmeye başladı. Böylece yönetilen kaosun özellikle çıkarıldığını düşünecek olursak bile bu, pozisyonları güçlendirmiyor.(Kaynak:Fedor Lukyanov ,Vesti,Rusya,19 Haziran 2014)