Görünen Köy Kılavuz İstemez...

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının kapatılabilmesi için yaklaşık iki aydır binlerce polis, savcı, hakim, bürokrat görevden alındı ya da görev yerleri değiştirildi. Kabine üyelerinin dahil olduğu rüşvet ve yolsuzluk belgelerinin yanısıra, aynı çevrenin akçeli ve yasa dışı işlerine ait yıllar içinde biriktirilmiş ses ve görüntü kayıtlarının yayımlanmasının önlenmesi için her gün yeni bir yasa tasarısı meclise gönderiliyor. Hükümet, bağlantılı işadamlarının sahip olduğu özel TV kanallarına talimat vererek aleyhindeki haberlerin yayınlanmasını engelliyor. Daha önce Başbakan’ın Baş Danışmanı olan ve müstear adla Yeni Şafak gazetesine yazan (kendi adıyla da Star’da yazan) Yalçın Akdoğan’ın muhatabına TBMM TV’sinin yayınını durdurduklarını söylediği bilgisi ortaya çıkmıştı.( http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/akdogandan-alo-fatihe-biz-meclis-tvyi-kapattiriyoruz-haberi-87509) Hatta kimi kanunlar bu yayınların yapılmadığı gece saatlerinde görüşülerek kamuoyunun doğrudan bilgilendirilmesinin önüne geçildiği iddia edilmişti. Akdoğan’ın sözleri tartışılırken bu kez Başbakan’ın “Alo Fatih” hattını arayarak gezi olaylarında Cumhurbaşkanı’nın inisiyatif almasını öneren MHP lideri Bahçeli’nin grup toplantısındaki sözlerini haber yapmalarını ve alt yazı geçirmelerini sorguladığı, Başbakan’ın muhatabıyla bu doğrultuda başka görüşmeler de yaptığı ortaya çıkmıştı.Son olarak Başbakan’ın 17 Aralık’ta rüşvet ve yolsuzluk soruşturulması başlatılır başlatılmaz oğlu TÜRGEV Vakfı yöneticisi Necemettin Bilal Erdoğan’ı arayarak üç çocuğunun ve eniştelerinin evinde paylaşılmış durumda tutulan (1 milyar dolar) paranın derhal sıfırlanmasını (başka yere nakledilmesini) istediği görüşmenin kayıtları ortaya çıktı. Başbakan ve bazı bakanlar sözkonusu görüşmenin montaj olduğunu ileri sürerken, görüşmeyi dinleyen Başbakan’ın eski yakın çalışma arkadaşı ve yardımcısı Abdüllatif Şener ( (http://www.mynet.com/haber/guncel/abdullatif-sener-o-ses-basbakan-erdogana-ait-tereddut-yok-1070832-1) ve ses mühendisi uzmanlar kayıtların kesinlikle doğru olduğunu vurguladılar. (http://www.radikal.com.tr/turkiye/uzmanlar_ses_kayitlarini_analiz_etti_montaj_degil-1178411) Aslında 17 Aralık’tan sonra Hükümet bu tür olaylarla karşılaşacağını öngörerek HSKY, İnternet, MİT kanunu gibi bir dizi düzenlemeye girişmişti. Başbakan, kriptolu telefonunun bile dinlenildiğini belirterek sitemde bulunurken aslında sızan tapelerin doğru olduğunu teyit ediyordu. (http://www.ntvmsnbc.com/id/25500960) Bir siyasi parti liderinin vurguladığı gibi bu konuda bağırıp çağırmaya gerek yok. Başbakan ve oğlunun ses kayıtları alınıp tartışılan konuşmalarla karşılaştırılarak doğru olup olmadıkları kolaylıkla anlaşılabilir. Bu görüşmeden sonra Necmettin Bilal, Burak ve Mustafa Erdoğan ile Berat Albayrak’ın evlerinden paraların aynı gün nakledilişine ilişkin görüntü kayıtları mevcutsa ki böylesi bir soruşturmada o görüntülerin de olması beklenir- diyecek bir şey kalmaz. Bir çare daha var. Ses analizini partili bürokratlara yaptırmak...