
İran hükümeti İran’ı kuzeyinde yer alan Urmiye Gölü’nün kurumasını önlemek için geliştirilen projeyi onayladı. Orta Doğu’nun üçüncü büyük tuz gölü olan Urmiye Gölü’nün kuruması durumunda ortaya çıkan tuzun bölgeyi bir çöle dönüştürerek, yaşanmaz hale getirmesinden endişe ediliyordu. Son dönemlerde özellikle İran Türklerinin eleştiri ve eylemleriyle gündeme taşınan Urmiye Gölü’nün kuruması, hükümetin gündemine alındı. Ruhani, böylece Güney Azerbaycan Türkleri tarafından rejime karşı kullanılan kozları ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Urmiye Gölü’nün kuruması, Güney Azerbaycan Türkleri tarafından büyük bir endişeyle karşılanıyor. Çünkü gölün tamamen kuruması durumunda ortaya çıkacak tuzun bölgeyi yaşanmaz bir yer haline getireceğini düşünen Türkler, Urmiye gölünün rejim tarafından bilinçli olarak kurutulduğunu savunuyor. Güney Azerbaycan Türkleri, gölün kuruması durumunda yurtlarından göç etmek zorunda kalacaklarını ve Urmu’dan göç edeceklerin ise İran’ın iç bölgelerinde rejimin asimile politikalarına maruz kalacaklarından endişeleniyorlar. İran Türklerinin bu endişelerinin temelinde ise devletin daha önce uygulamakta olduğu baraj politikaları bulunuyor. Nitekim Güney Azerbaycan’ın doğu ve batı bölümlerinde Urmiye Gölü’ne akan 13 nehir üzerinde 40’dan fazla baraj bulunuyor ve 12 baraj daha yapılması planlanıyor. Diğer taraftan Urmiye Gölü’nün kurumasına tepki gösteren insanların çok şiddetli bir şekilde cezalandırılması ve 16 Ağustos 2011’de İran Parlamentosu’nun Urmiye Gölü’nün sulanması için fon ayrılmasını reddetmesi ise şüpheleri arttırıyor. Buna karşın İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, selefi Ahmedinejat hükümetinin aksine bir tavırla Urmiye Gölü’nün kurumasını hükümetin gündemine alarak, Güney Azerbaycan Türkleri arasında rejimin daha önceki politikalarına karşı oluşan tepki ve endişeleri ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Güney Azerbaycan Türkleri arasında rejimin meşruiyetini sorgulamak için özellikle iki temel argüman bulunuyor. Bunlardan ilkini Urmiye Gölü’nün kurutulması; ikincisi ise Türkçe Dilinin kullanımı oluşturuyor. Bu bakımdan Ruhani’nin Urmiye Gölü’nün kurumasını önlemek için attığı politik adım ilk argümanın ortadan kaldırılmasını amaçlıyor. Buna paralel olarak ise ikinci adımın Türk Dili hakkında olması beklenebilir. Nitekim Ruhani, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Türk Kültü Evi kurulacağı vaadinde bulunmuştu. Türkçe eserlerin basılması ya da Türkçenin öğretilmesi konusunda çalışmalarda bulunacak Türk Kültü Evi ise Güney Azerbaycan Türkleri arasında rejime yönelik güveni pekiştirmeyi hedefleyecektir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *