29 Nisan 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı İslam Dünyası Üzerindeki Karanlık

İslam Dünyası Üzerindeki Karanlık

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
--Orta Doğu’nun Savaş Cephelerinde Kanlı Bir İnanç Mücadelesi Vuku Buluyor. Yaşanan Senaryo Otuz Yıl Savaşlarını Andırıyor-- Abdullah Gül 4 Ekim 2013 tarihinde, "Avrupa’nın Orta Çağ’da yaşadığı gibi, İslam dünyasını karanlık kaplıyor." demişti. O tarihlerde Gül Cumhurbaşkanı idi. Bölgesel çekişmelerin Orta Doğu'da barış ve refahı engellediğini kaydeden Gül, içine çıkarların karıştığı dinin mezhepsel politikalar ile birbirine girdiğini anlatmıştı. İşte bu şekilde mensup olunan dinî topluluk bile insanların öldürülmesinde sebep olmaya yetiyor. Gül bu durumla ilgili "bir medeniyet içinde yaşanan çatışma" ve "felaket senaryosu" şeklinde karamsar bir tabir kullanmıştı. Bir gecede çoğulcu demokrasiyi benimsemiş bir ülke yok. Buna rağmen bu felaket senaryosuna doğru gidilmesi şart değil. Gül'ün İstanbul’da yaptığı konuşma, içinde -Avrupa’yı 1618 ile 1648 tarihleri arasında harap eden- Otuz Yıl Savaşlarına ait önemli unsurlar barındırıyor. Ancak Gül konuşmasında günümüz Orta Doğu’sundan bahsetmekteydi. Günümüzde medeniyetler çatışması yaşanıyor. Ancak bu çatışma daha çok İslam dünyasında görülüyor. Yaşanan savaş İslam’ın geleceğiyle ilgili ve bunu sadece Müslümanlar belirleyebilir. Batı ise bu savaşta ılımlı Müslümanların yanında durarak destek olabilir. Müslümanların kendi içinde yaşadıkları medeniyet çatışmalarını kendi aralarında halletmeleri gerekiyor. Bütün bu karamsarlığa rağmen ümit etmek için geçerli sebepler de var. Dinler teologların görüşleri ile değil, dışarıdan gelen baskılarla değişir. Avrupa'da Katolik Kilisesi laikleşmeye toplumun baskısı üzerine boyun eğmişti. Otuz Yıl Savaşlarının ardından mezhep farklılığı bir savaş nedeni olmaktan çıktı. Her iki gelişme Arap dünyasında da yaşanmaya başladı. Ancak Arapların 30 yıl savaşı daha başlangıç aşamasında. Hiç kimse bunun ne zaman ve nasıl biteceğini bilmiyor. IŞİD varılan son nokta değil ve onun ardından neyin geleceği de bilinmiyor.(Kaynak:Rainer Hermann,Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung, Almanya,22 Mart 2015)
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *