Karakol İnşaatları ve Çözüm Süreci

www.amerikaninsesi.com adlı internet sitesinde AKP Hükümeti tarafından başlatılan barış sürecinin askeri karakol inşaatlarının ve barajların yapılması nedeniyle tehdit altında olduğuna, bu nedenle demokratik haklar çerçevesinde gerçekleştirilen protestolarda iki vatandaşın hayatını kaybettiğine dair bir haber yayınlandı. Ayrıca haberde bir vatandaşın; “Bu askeri karakollar ölüm yerleri. İyi bir amaç için değil bunlar. Eğer Başbakan Erdoğan bizi seviyor ve iyiliğimizi istiyorsa, neden buraya fabrika, hastane ve okul yapmıyor?” (http://www.amerikaninsesi.com/content/dogu-anadoluda-insaatlar-barisa-tehdit/1948009.html) sözlerine yer verildi. Objektiflikten uzak ve tek taraflı, dar bir bakış açısıyla yapılmış bu haberin, örgüt söylemlerini halk üzerinden meşru hale getirme çabası açıkça görülmektedir. ‘Çözüm süreci’ dâhilinde PKK gruplarının Türkiye topraklarından sınır dışına çekilmemesiyle birlikte, hâlihazırda Mart 2014 itibarıyla eylemsellik düzeyini arttırmış olması, bölgede güvenlik birimlerinin faaliyetlerinin kısıtlanması neticesinde gerçekleşebilmektedir. Ayrıca bu bağlamda örgüt mensuplarının; yol kesme, kimlik kontrolü yapma, adam kaçırma, suikast, silahlı saldırı ve tuzaklama eylemlerini sürdürüyor olmasının, karakol inşaatlarının yapımının neden gerektiği konusunu ortaya çıkartan önemli, somut veriler olması açısından değerlendirilmesi sağlıklı olacaktır. Diğer bir husus da Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler çerçevesinde bir ülkenin toprak bütünlüğünü koruması ve vatandaşlarının can güvenliğini sağlamasının bir devletin temel görevlerinden olduğu hatırlanınca, sınır güvenliğinin önemi daha da iyi anlaşılacaktır. Ayrıca sınır hatlarına hastane ve okul gibi güvenliklerinin sağlanması ön koşul olan yerlerin yapılması önerisi de aslında temel sorunun cehaletten kaynaklandığını, eğitimin şart olduğunu çok net bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. Örgütün en önemli araçlarından birisinin de eğitim seviyesi düşük kişiler üzerinden yürüttüğü algı yönetimi olduğu unutulmamalıdır. Tüm bunların yanında HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in; “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine, barış süreci devam ettiği taktirde hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan’ın serbest kalacağı sözünü verdiğini ve o zaman kendisinin yerine Öcalan’ın halka sesleneceğini” söylemesi, Hükümet’in nasıl bir yol izlediğini, bu çerçevede de yaşananların garipsenmemesi gerektiğini gözler önüne sermektedir.