Kiev'in Önerisi Trajik Ölümleri Unutturur mu?

Ukrayna’nın Odesa kentinde 2 Mayıs günü federalizm yanlılarının sığındığı kamu binasının karşıt gruplar tarafından ateşe verilmesi üzerine çıkan yangında 30’dan fazla protestocunun trajik şekilde ölümü uluslararası toplumun yanısıra anlaşmazlığın tarafları arasında da durumun bir kez daha gözden geçirilmesine yol açtı. Ukrayna Parlamentosu’nun atadığı Başbakan Arseniy Yatsenyuk , Odesa’da yaptığı açıklamada, gerek adem-i merkeziyetçi bir yönetim yapısı gerekse Rusça dilinin kullanılmasına ilişkin bölgelere ilave güvence sağlayacak düzenlemeler yapılacağını, bu doğrultuda Ukrayna Anayasası’nın ilgili maddelerinin değiştirileceğini duyurdu. Yatsenyuk anayasal reform çerçevesinde tüm siyasi güçlerle diyaloğa girmekle kalmayıp, herkesin katılımıyla anayasa taslağı hazırlamak suretiyle diyaloğu daha ileri düzeye taşıyacaklarını belirtti. Bununla birlikte Nisan ayı sonunda Ukrayna Bakanlar Kurulu, ülkede tüm kesimlerin meşru siyasi taleplerini göz önüne alacaklarını duyurmuştu. (http://en.itar-tass.com/world/730410) Öte yandan Duma Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov, Kiev yönetiminin ülkenin birliğini bozduğunu ileri sürdü. Puşkov, kundaklamaları, askeri operasyonları ve Rus kökenlilerin öldürülmelerini haklı gören Kiev yönetiminin bu davranışlarıyla ülkenin birliğini temelden yıktığını savundu. (http://en.itar-tass.com/world/730437) Mevcut Kiev yönetiminin Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’i ve meşru hükümeti iktidardan uzaklaştırmak için her yolu denediği ve devlet başkanının uzlaşma tekliflerine reddettiği bilinmektedir. Dolayısıyla Ukrayna’nın şimdiki yönetimi ile ülkenin sanayileşmiş güneydoğusunu temsil eden federalizm yanlıları arasında stratejik yönelim açısından büyük farklılıklar mevcuttur. Federalizm yanlısı protestoculara yönelik askeri operasyonlar ve milislerin saldırıları sonucunda halkın arasındaki anlaşmazlıklar artık düşmanlık boyutuna çıkmış bulunmaktadır. Dolayısıyla halkın bir arada yaşama ihtimali son derece azalmıştır. Kiev yönetiminin anayasal reform hamlesi, trajik ölümlerin yarattığı olumsuz havayı gidermeye dönük bir adım olarak görülmekte olup, tarafların, özerkliğin niteliği konusunda da ihtilafa düşecekleri değerlendirilmektedir.