Mısır'dan Erdoğan’a Yanıt

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’de BM üyesi ülkelere hitabında, BM’nin Mısır Cumhurbaşkanı'nı kabul etmesi, Mısır’da İhvana karşı yaptığı darbeye meşruiyet kazandırıyor diyerek BM’yi kınadı. Bu edep dışı bir tavır olsa da aynı zamanda bir adamın İslam ümmetinin hilafetini istediğine dair kanıttır. Cumhurbaşkanı Sisi’nin ziyareti canını yaktı. Sisi’nin uluslararası arenaya ilk çıkışında böyle bir başarı yakalayacağını hiç düşünemedi. Sisi, dört günlük New York ziyaretinde dünyanın önde gelen liderleri ile 40’tan fazla görüşme yaptı. Son görüşmesini ABD Başkanı Barack Obama ile yaptı. Öncesinde İngiltere Başbakanı David Cameron, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Ürdün Kralı; Irak, Güney Afrika, Güney Kore, Moritanya, Uganda, Orta Gana, Çad, Şili, Tanzanya, Venezuela, Bulgaristan, Kıbrıs, Sırbistan Başkanları, Filistin Yönetimi Lideri Mahmut Abbas, Kuveyt, Etiyopya ve Japonya Başbakanları, BM Genel Sekreteri ve Dünya Bankası Başkanı, Bill Clinton, Hillary Clinton, Henry Kissinger, Madeleine Albright, Amerikan iş adamları ve dünya medya muhabirleri ile görüşmeler yaptı. Erdoğan’ın New York’taki programına bakıldığında ise programın sınırlı olduğu görülüyor. Ronald Steven Lauder başkanlığındaki Dünya Yahudiler Konseyi, Ermeni Kilisesi Başkanı ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüştü. Ayrıca, Mısır’ın görüntüsünün şekil ve sayı olarak eşsiz olduğu söylenebilir. Heyet mensupları, BM’ye giden Cumhurbaşkanı Sisi’yi karşılamak ve Mısır’ın ulusal duruşunu kayıtlara geçirmek için New York’a uçtular. Dolayısıyla Sisi, dünya temsilcilerine hitabına başlarken oradaki Mısırlıları selamlayarak başladı ve konuşmasını yaşasın Mısır sloganıyla sona erdirdi. Erdoğan, bu nedenle Sisi’nin ziyaretinden büyük acı duydu ve Mısır'la ilgili konuşurken ağzından zehir aktı. Kötü de olsa bu tavır, Sisi’nin ziyaretinin başarısının kanıtıdır. Ancak basit bir şekilde geçiştirilemez. Mısırlılar, Türkiye ziyaretlerini iptal edip Mısır turizm şirketlerinin, haritalarından Türkiye’yi silmelerini isteyerek etkili bir tepki vermelidir. Dışişleri Bakanlığının bir veya birkaç Türk yetkili ile görüşmeleri iptal etmesi yetmez. Mısır halkının daha güçlü kararı olmalıdır. (Kaynak:Salah Muntasır,El-Ahram,Mısır,28 Eylül 2014)