NÜKLEER SANTRALİN ZEMİNİ ÇÜRÜK MÜ?

NÜKLEER SANTRALİN ZEMİNİ ÇÜRÜK MÜ? 26 ŞUBAT 2015 TARİHLİ HÜRRİYET GAZETESİNİN KELEBEK İLAVESİNDE ÇIKAN BİR HABERİN BAŞLIĞI AYNEN BU ŞEKİLDE ATILMIŞTIR. Değişik tarihlerde NS'lerle ilgili olarak yazdığım makalelerde NS'in önemine ve tehlikelerine değinmiş ve kısaca şunları yazmıştım: ''Nükleer santrallerin yer seçiminde yanlışlık yapılmaması santralin güvenliği açısından çok önemlidir. Nükleer santraller, kaza ihtimalinin sıfır olması ilkesi üzerine inşa edilmelidir. Fay hatları, deprem zonları ve yerleşim yerleri didik didik edilmelidir. Nükleer santrallerin yer seçimi ve sağlam bir inşaat teknolojisi çok önemlidir. Türkiye büyük bir deprem kuşağı üzerinde olduğu için böylesine devasa yapıların seçiminde bilimsel verilere itibar edilerek inşaatlar yapılmalıdır. Zira Türkiye her an 6.5-7.9 büyüklüğünde deprem üretecek bir sistemin içinde bulunmaktadır... 16 Eylül 2014 tarihli yazımda bölgedeki deprem riski şu şekilde dile getirilmiştir: ''1743 yılında 9 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası tsunami meydana gelmiştir. 272 yıldır kırılmayan Helenik-Kıbrıs Yayı'nın kırılması sonrası yine aynı büyüklükte bir depremin olabileceği anlatılmış ve MTA'nın yapmış olduğu eski çalışmalarla üniversite öğrencilerinin yüksek lisans çalışmalarına göre raporların yazılmaması dile getirilmişti.'' Aradan geçen 15 gün içinde NS'lerin ÇED raporlarının sıkıntılı olup olmadığı konusunda açıklayıcı bir bilgiye şu ana kadar rastlayamadığım için konuyu kamu oyunun bilgisine sunuyorum. NS'lerin kurulacağı alanların JEOLOJİK ve TEKTONİK açıdan didik didik edilmesi şarttır. BU BİLİMSEL ÇALIŞMALAR YAPILMADAN İNŞA EDİLECEK SANTRALLERİN TEHLİKESİNİN ÇOK BÜYÜK OLACAĞI ASLA UNUTULMAMALIDIR.