Öcalan: İmralı'ya getirildikten sonra daha fazla etkili ve güçlü bir lider oldum!

Bugün gazetesinde röportaj veren HDP Eşbaşkanı Demirtaş İmralı ziyaretlerinden birinde PKK terör örgütünün hükümlü lideri Öcalan'ın “Ben İmralı’ya getirilmeden önce benim bu kadar ağırlığım yoktu. Ben İmralı’da daha fazla etkili ve güçlü bir lider oldum. Buradaki mücadelem, duruşum bunu sağladı. Beni İmralı’ya getirenler herhalde böyle bir sonuç beklemiyorlardı” dediğini aktardı. Demirtaş Öcalan'ın ağırlığının eskisinden çok daha fazla olduğunu ve giderek de arttığını ifade etmiş. (Röportajın tamamı için http://gundem.bugun.com.tr/eger-cikarsa-kiyamet-kopar-haberi/1383345) **********YORUM********** Teröristbaşı 1999 yılında Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde herkes artık Öcalan'ın işinin bittiğini ve PKK terör örgütünün de tamamen dağılacağını düşünmüştü. 1999'dan sonraki hükümetler de öyle düşünmüş olacak ki askeri anlamda mağlup edilmiş olan terör örgütünün yıllardır istismar ettiği konulardaki sosyo-ekonomik ve siyasi tedbirleri tespit edip uygulamaya geçmeyi düşünmediler. Hatta Öcalan'ın teslim edildiği dönemdeki Başbakan Ecevit Öcalan'ı bize niye teslim ettiler anlamadım demişti. Öcalan'ın niye teslim edildiğini yıllar sonra 2012 yılında ABD'nin Ankara Büyükelçisi Riccardione açıklamıştı. Buna göre Türkiye Kürt sorununu siyasi olarak çözmesi ve Öcalan'ın idam edilmemesi şartıyla verilmişti. Bugün bunun ne anlama geldiği artık daha net görülüyor. Öcalan'ın teslim edilmesiyle ABD PKK terörünün siyasallaşmasını sağlayacak okun yaydan çıkmasını da sağlamıştı. Çünkü bugün Öcalan artık sözde Kürt tarafının başmüzakerecisi olarak İmralı'da da olsa pazarlık masasının bir ucunda oturuyor, sözde çözüm sürecini tek başına yönlendiriyor. Öcalan hapishanede olmasına rağmen Türkiye'nin boğazına bıçağı dayamış, isteklerinin yerine getirilmemesi halinde Türkiye'nin boğazını keseceği tehdidinde bulunuyor. Öcalan beni buraya getirenler herhalde böyle bir sonuç beklemiyorlardı diyor. Evet beklemeyenler Türkiye ve Türk hükümetleriymiş ama bekleyenler hem de sabırla bekleyenler Öcalan'ın teslim edilmesini sağlayan ABD olmuştur. Çünkü Amerikan Büyükelçisinin cümlelerinden bunu anlamak artık hiç de zor değil. Muhtemelen teslimden önce veya daha sonra bir şekilde Öcalan'a sabırlı olmasını da telkin etmişlerdir. Nitekim 1999'da paketlenmiş olarak gelen Öcalan artık her zamankinden daha güçlü ve etkili olduğunu kendisi bile hissetmektedir. Zaten bunun içindir ki süreci kontrolüne almış, hapishaneden doğrudan Hükümet yetkililerine ulaşıp sizi darbeden kurtarabilirim diyebilme cesaretini bulmuştur. Dolayısıyla bunu kendi duruş ve mücadelesine bağlamaktadır. Halbuki onun bu seviyeye gelmesinin arkasındaki esas güç onu buraya teslim eden güçtür. Çünkü Öcalan'ın şuanda İmralı'ya getirilmeden öncekinden daha etkili ve güçlü bir lider olacağını ABD hesap etmişti. Elleri gözleri bağlı bir adamdan yeniden hem de daha güçlü ve etkili bir lider nasıl yaratılırı çok iyi incelemiş oldukları ortaya çıkıyor. Halbuki aynı ABD'nin ünlü düşünce kuruluşu RAND 2010 yılında yayınladığı çok kapsamlı bir raporda dünyadaki terör örgütüleri ve direniş örgütlerinin mücadelesinin nasıl sonuçlandığını incelediği raporunda Türkiye'nin 1999'da terör örgütünü yenerek PKK terörünü başarıyla sona erdirdiği tespitinde bulunurken bundaki en büyük etkenin keskin hiyerarşik yapıda olan terör örgütünün liderinin yani Öcalan'ın yakalanıp etkisiz hale getirilmesi olduğunu tespit etmiş ve örnek vaka olarak sunmuştu. Ama bugün görüyoruz ki Öcalan etkisiz hale getirilmemiş tam tersine daha etkin ve güçlü bir lider olmak üzere korumaya alınmış ya da aldırılmış. Çünkü gerçekten etkisiz hale getirilmiş olsaydı Öcalan'ın da ABD'nin El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e ve diğer lider kadrolarına yaptığı gibi fiziken de etkisiz hale getirilmiş olması gerekecekti. Dolayısıyla Öcalan'ın bugün Türkiye'de iktidarda olan AKP hükümetini tehdit ve şantajla da olsa kontrol edebilecek seviyede etki ve güce ulaşmış olması da dünyadaki terörle mücadele tarihinde örnek bir vakaya dönüşmüştür. Öcalan bu süreç sonunda serbest kaldığında da gücünün ve etkisinin zirvesine ulaşmış olacak ve AKP hükümeti halen bu gidişatı görmesine rağmen kabul etmemekte direniyor...