PYD: El Nusra ile hedefimiz aynı, birlikte çalışabiliriz!

PKK terör örgütünün Suriye kolu PYD'nin eşbaşkanı Salih Müslim, El-Kaide’nin Suriye kolu olarak bilinen El Nusra örgütüyle çalışabileceklerini söyledi. Irak'ın kuzeyinde yayımlanan bir gazeteye konuşan Müslim IŞİD’in Suriye’yle ilgili herhangi bir projesi olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Efrin, El-Nusra Cephesi’nin tehdidi altında bulunuyor. El-Nusra demokratik bir Suriye istiyor, biz de öyle. Hedefimiz birdir. Artık birlikte çalışabiliriz. Ancak onlar Kürtler’e savaş satıyor.” (http://rudaw.net/turkish/middleeast/03122014) **********YORUM********** Aylardır Türkiye radikal cihatcı terör örgütü El Nusra'ya yardım yapıyor, El Nusra'yı bize karşı kullanıyor deyip Kobani bahanesiyle dünyayı ayağa kaldırarak dünya kamuoyunu PKK terör örgütü ve Kürtlerin mağduriyeti üzerine yoğunlaştıran, ABD başta olmak üzere batılı ülkelerle diplomatik ve askeri ilişkiler kurmayı başaran PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eşbaşkanı belki de hedeflerine ulaşmanın verdiği özgüven içerisinde ABD ve batının bir numaralı düşmanı olan El Kaide'nin Suriye'deki uzantısı El Nusra ile amaçlarının aynı olduğunu, demokratik bir Suriye istediklerini belirterek birlikte çalışabilecekleri mesajını verebiliyor. Halbuki El Nusra geçen haftalarda IŞİD ile birlikte hareket etmek üzere mutabakata vardıklarını açıklamışlardı. Dolayısıyla Müslim'in bu açıklaması görünürde tutarlı gözükmüyor ancak El Nusra'nın Efrin kantonunu ele geçirmesini önelemeye yönelik bir manevra olabileceği akla geldiği gibi bölgede gizli ve kirli ittifakların olduğunu da gözler önüne sermektedir. Bununla birlikte Türkiye açısından bakıldığında terör örgütleriyle görüşen, müzakere eden konuma gelen AKP iktidarının Ortadoğu bataklığında menfaatleri anlık olarak değişen silahlı grupların ve terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı sürekli olarak gizli pazarlıklar içinde olduklarını, Türk dış politikasını etkisiz hale düşürdüklerini ve bunun da Türkiye'nin bekasına ve çıkarlarına zarar verdiğini tespit etmeliyiz. Bu aşamada AKP hükümetine şunu hatırlatmak gerekir ki Ortadoğu'da kimin eli kimin cebinde belli değildir. Dolayısıyla duygusal poltikalar yerine Türkiye Cumhuriyeti'nin bekas güvenliği ve çıkarlarını esas alan politalar esas alınmalıdır.