Ross Wilson: Erdoğan'ın seçilmesi bir şey değiştirmeyecek, Türkiye'nin kutuplaşması ve ABD'yle gerilim devam edecek

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi şimdi Atlantic Council adlı düşünce kuruluşunda kıdemli danışman olarak görev yapan Ross Wilson 11 Ağustos 2014'te yazdığı yazısında Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesini değerlendirdi. Wilson, Erdoğan'ın büyük çoğunluk tarafından beklendiği gibi Cumhurbaşkanı seçilmesinin Türkiye'nin iç ve dış politikalarında ve ABD ile ilişkilerinde kısa vadede büyük değişikler yaratmayacağını söyledi. Kutuplaşmanın en az son yedi yıldır Türkiye'deki politik mücadelenin artan şekilde en belirleyici unsur olduğunu ve önümüzdeki dönemde de devam edeceğini belirten Wilson Erdoğan'ın bu politik bölünmeyi ve kutuplaşmayı Cumhurbaşkanlığı kampanyasının da ana unsuru olarak kullandığını ve bundan kazançlı çıktığını söyledi. Erdoğan'ın kutuplaştırma politikasında başarılı olmasının en büyük nedenlerinden birinin muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan ile baş edecek bir aday bulamamasını gösteren Wilson eğer muhalefet yeni mesajlarla toplumun geniş kesimlerini sürükleyebilecek liderler ortaya çıkarabilirse ancak o zaman Erdoğan'ın kutuplaşmadan fayda sağlaması engellenebilir tespitinde bulunuyor. Wilson'a göre Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasıyla yakın vadede iç politika ve özellikle özgürlükler bağlamında değişikler beklenemeyeceği gibi Türkiye'nin uluslararası rollerinde de değişiklikler olmayacaktır. Türk-Amerikan ilişkilerini de değerlendiren Wilson Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığıyla birlikte iki ülke arasındaki soğuk ilişkilerin süreceğini, Erdoğan'ın izlediği politika ve davranışlarıyla Vaşington nezdinde Türkiye'nin pozisyonuna nasıl zarar verdiğine fazla önem vermediğini, Obama'nın Türkiye'nin önemini bildiğini ancak Erdoğan ile mecbur olduğu zaman muhatap olmaya devam edeceğini söylüyor. Wilson Amerikalı yetkililerin Türkiye ile ilişkilerini sürdürürken önümüzdeki dönemde şu gelişmeleri yakından izleyerek tutumlarını belirleyeceklerini söylüyor. Bunlar: Erdoğan'ın parlamenter sistemin devamı ve başkanlık sistemi konusunda nasıl bir tavır sergilenecek? AKP her zaman kendi içinde bir koalisyon olmuştur, bu nedenle şahsi mücadeleler ve diğer beklenmeyen sorunlar AKP'nin geleceği için önemli olacaktır. Bu nedenle Başbakan kendisinden sonra parti yönetimini ve hükümeti kime teslim edecek? Türk ekonomisi ne durumda olacaktır?