Duma Başkanı Sergey Narışkin Rusya-Avrupa Birliği Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması’nın imzalanmasının 20. yıldönümü vesilesiyle yayınladığı yazıda; ilişkilerin geleceğinin ihtilafa değil eşit ortaklığa dayanması gerektiğini, demokratik Rus anayasasının da Rusya’nın daima Avrupa’nın bir parçası olduğunu teyit ettiğini, Rusya’nın Avrupa kültürü ve insani değerlerinin gelişmesine katkı sağladığını, sözkonusu hususların 1994’de imzalanan belgeyle pekiştirildiğini, ancak AB içindeki ülkelerin tümünün Rusya’nın diyalog çağrısına karşılık vermediğini, Rusya’ya yönelik yaptırımların işbirliği geleneğini bozduğunu, Avrupa’nın dış baskı nedeniyle kendi çıkarlarını ve ilkelerini gözardı ettiğini, Avrupalı politikacıların yaptıkları hataları anlayıp düzelteceklerini umduğunu, bu nedenle yeni bir temel anlaşma yapılması halinde bunun Rusya-AB ilişkilerinde yeni verimli bir safha açacağını, belirtti. Rusya-AB Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması 24 Haziran 1994’de imzalandı ve 1 Aralık 1997’de on yıl süreyle yürürlüğe girdi. 2007’den itibaren ise yıllık olarak uzatılmakta ve iki taraf arasındaki ilişkilerin yasal temeli olarak varlığını sürdürmekte. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Mayıs ayında St.Petersburg’da düzenlenen Uluslararası Ekonomik Forum’da AB ile Rusya arasında, somut ticari ve ekonomik hususları ihtiva eden yeni bir anlaşmanın imzalanması gereğinin altını çizmişti. (http://en.itar-tass.com/russia/737472) Rusya’nın, AB’nin enerji ithalatında ve ticaret hacmindeki mevcut konumu 1990’lı yıllardan çok daha farklı boyuta ulaşmıştır. Siyasetin yol açtığı sorunların diğer alanlarda işbirliği ile çözülmesi kuruluş felsefesine yansıyan AB’nin, Rusya ile siyasi sorunlarını bu düşünceyle giderebileceği değerlendirilmektedir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
