Siyasi, İktisadi Ve Askeri Alanlarda Mısır-Rusya Stratejik İşbirliği

Mısır dışişleri bakanı Nebil Fehmi yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mısır-Rusya ilişkileri hızla gelişiyor. Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Mareşal Abdulfettah el Sisi ile yapılan son Moskova ziyaretinde iki ülke arasında stratejik ilişkiler tesis edildi. Görüşmelerde ikili iş birliğinin derinleştirilmesi kapsamında ekonomi, yatırım, turizm, kültür, altyapı ve askerî alanlarla ilgili konular ele alındı.” Nebil Fehmi, el Ahram gazetesine verdiği mülakatta açıklamasını şöyle sürdürdü: “Rusya’nın, Mısır’ın yol haritasını sürdürmesi, uygulaması ve hükûmetin terörle mücadele çabalarına açık desteği var. Rus tarafı, Nil havzası ülkelerinin iş birliğinin önemine vurgu yaparak havza ülkelerinin uluslararası nehir sularının kullanımıyla ilgili kanunlara saygılı olması gerektiğini ifade etti. Nebil Fehmi, Etiyopya’nın Rönesans Barajı ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Bu mesele Mısır millî güvenliğinin özüne dokunuyor. Dolayısıyla akıl sahibi birinin Mısır’ın bu meseleyi başkalarının insafına bırakacağını düşünmesi mümkün değildir. Mısır hükûmeti, Etiyopya’ya defalarca Mısır’ın, Etiyopya’nın yahut Nil havzası ülkelerinden herhangi birinin kalkınmasına yönelik projelere karşı olmadığını açıklamaya çalıştı. Ancak bu iş yapılırken Nil Nehri’nin geçtiği ülkelerin zarar görmemesi, bu ülkeler arasında iş birliği ve koordinasyon olması gerekir. Hızla tırmanan bu krizi aşmamız için Baraj’ın yapımı, faaliyete geçmesi ve idaresiyle ilgili Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında ortak bir anlayış oluşturmaktan başka bir yol yoktur. Bu anlayış Etiyopya’nın kalkınma hedefinin güvence altına alınmasının yanı sıra Mısır’ın su çıkarlarına zarar gelmemesini ihtiva etmelidir. Bana göre böyle bir anlayışa varmak imkânsız değil. En hızlı şekilde böyle bir anlayışa varma konusunda başarısız olursak Mısır, su güvenliğiyle ilgili zor bir konuma düşecektir. Bu durumda bölgede istenmeyen bir krizin sonuçlarına herkesin hazır olması gerekir.” Nebil Fehmi, Erdoğan hükûmetinin Mısır millî güvenliğini tehdit eder hâle gelmesinden sonra Türkiye’nin tavrıyla ilgili şunları söyledi: “Mısır, kimseye düşmanlık yapmaz ve kendine yönelik düşmanca tavırları da unutmaz. Biz Türkiye ile iyi ilişkiler beklentisi içindeyiz. Mısır ve Türkiye halkları arasında herhangi bir sorun yok ancak Mısır’da saygı duyulması gereken yeni bir durum var. Diğer yandan maziyi geri getirme hayalleri de sona ermiştir.” Dışişleri Bakanı İsrail-Filistin müzakerelerinin başlamasıyla son Amerikan çabalarına da değinerek “Açık esas ve prensiplere dayanması ve iki taraf arasında istenen dengenin sağlanması hâlinde müzakereler çerçevesinde ittifaka varılması önerisinde bulunmak olumsuz bir fikir değildir. Ayrıca ittifakın uygulanması için kabul edilebilir bir süre belirlenmesi gerekir. Fakat şu anda endişeye neden olan durum, barış süreci prensiplerinin harekete geçirilmesi girişimlerinin güvence altına alınmasıyla ilgili korkudur.” ifadelerini kullandı. --Sorun Bizden Kaynaklanmıyor-- MUHAMMET ABDULHADİ: Erdoğan hükûmeti, terörist cemaati destekleyerek Mısır millî güvenliğini tehdit eden bir kaynak oldu; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun son Etiyopya ziyaretinde Rönesans Barajı’nın yapımına destek vermesiyle su meselesinde de rol oynadı. Ne yapmamız gerekir? Ortada bizi terör kurşunuyla öldürme konusunda başarısız olduktan sonra susuzluktan öldürmeye çalışan bir hükûmet var. Bu bağlamda Erdoğan hükûmetiyle ilişkiler çıkmaza mı girdi yoksa hâlâ açık bir kapı var mı? NEBİL FEHMİ: Öncelikle sorun bizden kaynaklanmıyor. Her şeyin bir sınırı var. Türkiye ile iyi ilişkileri engellemiyoruz, Türk ve Mısır halkları arasında herhangi bir sorun olmadığı gibi iki ülke arasında düşmanlık da yok. İkinci olarak insanların beklentilerine ulaşabilmesi için hayal âleminden çıkması gerçekleri görmesi gerekir. Biz kendi açımızdan iş birliğine hazırız. Ancak Mısır’da yeni bir vakıa ve güçlü bir halk var. Diğer yandan maziyi geri getirme hayalleri de sona ermiştir. Üçüncü olarak Mısır kimseye düşmanlık yapmaz, kendine karşı düşmanca tavırları da asla unutmaz. Ayrıca biz hayalden değil vakıadan konuştuğumuz sürece geleceğe yönelik düşmanlığın bir gerekçesi olamaz. (Kaynak:Muhammet Abdülhadi,El-Ahram,Mısır,19 Şubat 2014)