Bugün 16 Mayıs Cuma. Resmi olarak ilan edilen üç günlük ulusal yas, Soma’da hayatlarını kaybeden madencilerimizin acılarını hafifletmeye yetmiyor. Muhalefet ciddi “ihmal” ve “kusur” bulgularına karşın bu iddiaları fazlaca seslendirmiyor. Anlaşılan bu aşamada “Trajediden siyasi rant sağlıyorlar” suçlamasına maruz kalmak istemiyor. İktidar kanadı ise yine bildik tavrını sergiliyor. Medya ve kurumlarıyla konuyu yumuşak bir şekilde geçiştirmek istiyor. Halkın tepkisini ise iki kanaldan bastırmaya çalışıyor. Bir taraftan kimi sanatçıların ve tanınmış şahsiyetlerin Soma’ya gidişlerini cesaretlendiriyor, öte yandan kente din adamları göndererek acılı halkı en zayıf noktasından yakalamaya çalışıyor. (http://www.ahaber.com/somaya-1500-din-gorevlisi-gonderildi-112744) Söz konusu taktiğin bugüne kadar başvurduğu genel stratejinin bir parçası olduğu gözden kaçmıyor. Ankara’da Cuma namazına gidenler merkezi olarak yapılan vaazde Soma trajedisinin yol açtığı acı, öfke ve kızgınlığın “Allah sevdiği kuluna musibet verir” söylemiyle giderilmeye çalışıldığına şahit oldu. Ardından okunan ortak hutbede “Soma Faciası’na değinilerek müminlerin birlik olmaları ve sabretmeleri tavsiye edildi. Kimi imamların bir adım öteye geçerek namazda biri “Asr” suresi olmak üzere musibet ve sabırlarla ilgili ayetleri okuduğu görüldü. Böyle büyük bir acı ve ıstırapla karşılaşan bireylerin çaresizliği manevi boyuta taşıyarak baş etmeye çalışması haklı görülebilir. Ancak sorun,yetkililerin ihmali olanları bulmak yerine halkı dini söylemle sakinleştirmeye çalışması ve Prof.Görmez yönetimindeki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da her zamanki gibi durumdan vazife çıkarmasıdır. Diyanet, tıpkı Bölücü tehdit, Myammar, Somali, Suriye, göçmenler vs. konularında olduğu gibi bir kez daha Cami’ye siyasetin sokulmasına, hükümetin mevzuat ve denetim açılarından kusurunun bulunduğu giderek ortaya çıkan ulusal bir trajedi karşısında koltuk değneği görevini razı oldu. Yetkililerin, kömürün maliyetinin yükselmemesi için madenlerde ilave güvenlik tedbirleri gerektiren kuralları mevzuata koymayarak kusur ve ihmalde bulunduğu ortada. Kömür yardımlarını oya tahvil eden vatandaşlarımızın da bir kez daha şapkalarını önlerine koyup, evlerini bedava ısıtan kömürün yüzlerce ailelenin ocağını nasıl ateş olup yaktığını idrak etmelerinde fayda bulunmakta. Başlarına gelen musibetlerde devletin her türlü imkanını kullanarak kendilerini koruyan siyasilerin, Soma’da işi neden takdir-i ilahiye bıraktıkları da sorgulanmalı…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
