Türk dış politikasında yeni yönelim: El Kaide vahşeti ya da yamyamlarla dans

Time dergisinde dün yayınlanan görüntüler bir kez daha insanlığımızı sorgulamamıza neden oldu. Bir gazetenin yumuşatarak El Kaideli muhalifler dediği, “eli kanlı terörist” sıfatının bile hafif kaldığı insan kılığına girmiş yaratıklar, canavarlar, yamyamlar güruhunun, bir Suriye askerinin gırtlağını canlı canlı kestiğine şahit olduk. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ise bu olayı yumuşak diplomatik bir dille geçiştirerek “kabul edilemez” bulmuş. Bizim yaptığımız ‘savaşa dur’ çağrısıdır demiş. http://dunya.milliyet.com.tr/boyle-vahset-ancak-ortacag-da/dunya/detay/1763428/default.htm İsterseniz “kabul edilebilir” bulun sayın Bakan! Sizin nasıl bulduğunuzun bir öneminin kalmadığını hem vicdanımız hem de Putin-Obama mutabakatı ortaya koyuyor. Şam yönetiminin elindeki kimyasal kontrole devretme kararı ile kısmen yumuşayan süreçte bu tür vahşi ve provakatif eylemlerle Esad rejimini şiddetli şekilde karşılık vermeye zorlayıp süreci bozma çabası bu. Davutoğlu ve Türk hariciyesi şunu sorgulamalı: Kasaplar, kurbanlık koyunlara bile daha nazik davranırken, bir insanın gırtlağını gözünü kırpmadan kesen bir yaratık kimyasal silah kullanmak bir yana tüm insanlığı yok edecek bir atom bombasını başımızın üzerinde patlatmaz mı? Bu olayı görünce birkaç gün önce son derece yumuşak üslup kullanarak “Türk yetkililer Suriye konusunda teröristlerle masaya oturuyor” demişiz. Düzeltelim. Türkiyeli yetkililer yamyamlarla dans ediyor, insan kılığına girmiş yaratıklarla işbirliği yapıyor…