
Çevresindeki isimleri hedef alan dev bir yolsuzluk dosyasıyla sarsılan Türkiye Başbakanı kendini savunmak için saldırıya geçmeyi seçti. Ancak taarruzu, parti içerisindeki görüş ayrılıklarını gizlemeye yetmiyor. AKP, yolsuzluk şüpheleriyle sıkıntıda. Erken seçime gidilmesi gündeme geliyor.
On beş gün içerisinde AKP'den altı milletvekilinin istifa etmesi, parti tarihinde öncesi görülmemiş bir durum. Üstelik bunu yaparken sessiz de kalmadılar. Türk solundan gelen eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, hükûmetin suçlamalar karşısındaki tavrı için “kibirli” değerlendirmesinde bulundu. Ankara milletvekili Erdal Kalkan ise "Bir siyasi parti kimsenin malı değildir." şeklinde bir açıklamada bulundu. Yolsuzluk skandalına adı karışarak istifa eden üç bakandan biri olan Erdoğan Bayraktar ise "her şeyin Erdoğan'ın emrinde yapıldığını" ileri sürerek kendisini istifaya davet etti.
Başbakan Erdoğan, çevresindekilerden her zamankinden daha çok şüphelenir hâle geldi. Bunun en iyi göstergesi geçen hafta yapılan son kabine değişikliği. Yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala, Erdoğan'ın kurmaylarından. Erdoğan’ın yakınlarını hedef alan yolsuzluk skandalının arkasında olmakla suçlanan Fethullah Gülen cemaatinin üyelerini peşine düşmekle görevli olacak. Aşırı muhafazakâr bir ilahiyatçı olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın ise Adalet Bakanlığına geçişiyle sorumlulukları arttı. Medyada yeni hükûmet “savaş kabinesi” olarak nitelendiriliyor. Bakan Bozdağ tarafından geçen hafta Başbakan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da adının geçtiği ikinci gözaltı dalgasının engellenmesi nedeniyle “savaş kabinesi”nin yerinde bir ifade olduğu söylenebilir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın çöküşüne mi şahit oluyoruz? Dindar halk kesimi ve muhafazakâr burjuvazinin kendisine inancı tam. Kamuoyu yoklama enstitülerine göre yolsuzluk dosyası şimdilik AKP'nin sadece birkaç puanına mal oldu ve hâlâ yüzde 40 oranında destek görmeye devam ediyor. 2009 yılındaki başarısı geride kalmış olsa bile bu oran iktidarda kalması için gayet yeterli. Erdoğan’ın Gezi olaylarına rağmen popülerliğini kaybetmemesi direncini gösteriyor. Şimdi en büyük tehlike, içerideki rakiplerinden geliyor. AKP milletvekilleri arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e pek çok destek var. Ancak Cumhurbaşkanı, Başbakan Erdoğan’ın karşısında sessiz bir alternatif olarak duruyor. İki adam açıkça çatışmıyor. Müslüman liberal yazar Mustafa Akyol "Gül'ün destekçilerinin Erdoğan'a kafa tutmadığı, AKP’nin şimdilik iki cepheye bölünmediği” şeklinde değerlendirmede bulunuyor.
Yetkililerin yolsuzluklarına alışkın olan seçmeni etkileyebilecek kırmızı çizgi, ekonomi. Türk lirası, skandalın patlak verdiği 17 Aralık'tan bu yana yüzde 7 oranında değer kaybetti. İşsizliğin de artması bekleniyor. Ekonomik kriz yaşanacağına inanan Koç Üniversitesinden Ali Çarkoğlu, “seçim öncesi hiç de iyi bir durum olmadığını, kaygıya düşen milletvekillerinin Başbakan’ın liderliğini sorgulamaya başlayacağını” tahmin ediyor. Hiçbir rakibi AKP'de liderliği elinden alamazken Recep Tayyip Erdoğan'ın hâlâ çok önemli bir avantajı var: İki ana muhalefet partisi tutarlı bir rakip proje geliştirmeyi bir türlü başaramıyor. Doğal rakipleri olabilecek eski sağ partiler ise gözden düşmelerine sebep olan yolsuzluk skandallarının ardından bir daha doğrulamadı.
(Kaynak:Laure Marchand,Le Figaro,Paris,31 Aralık 2013 )
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *