Ukrayna’da barış umudu doğuyor…

Ukrayna krizinin çözümü için oluşturulan AGİT, Ukrayna ve Rusya'dan oluşan Üçlü Temas Grubu üyeleri ile Donetsk ve Luhansk temsilcileri , Perşembe günü Minsk Mutabakatı’nın uygulamasına ilişkin hükümleri içeren (5 Eylül 2014’de varılan Minsk mutabakatının ardından 19 Eylül 2014’de mutabakatın uygulamaya geçirilmesi için gerekli maddeler bir muhtıra olarak imzalanmıştı.) belgeyi imzaladılar. Buna göre 15 Şubat 2015 günü Ukrayna yerel saatine göre saat 00:00’da kapsamlı bir ateşkes başlayacak. Taraflar ağır silahlarını geri çekecekler. Silahların geri çekilmesinden sonra en geç beş gün içinde tüm rehineler ve yasadışı gözaltında tutulan kişiler serbest bırakılarak takas edilecekler. Ukrayna, çatışma bölgesindeki devlet sınırında denetimi yeniden tesis edecek. Ukrayna’daki tüm silahlı gruplar, paralı askerler AGİT gözetiminde ülkeyi terk edecek, yasadışı silahlı gruplar silahlarını bırakacak. Ukrayna anayasası reform edilecek ve yeni anayasa 2015 sonuna kadar yürürlüğe girecek. Yeni anayasada merkezi yönetimin bölgelere yetki devri, Donetsk ve Luhansk’ın bazı bölgelerine özel statü sağlayan daimi mevzuat yer alacak. (http://tass.ru/en/world/777275) Minsk’te Normandiya Dörtlüsü (Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa liderleri) arasında yapılan görüşme neticesinde varılan ve Üçlü Temas Grubu ile Donetsk ve Luhansk temsilcilerinin imzaladığı hususlar, çatışmaların durdurulması açısından önemli bir adım olarak görülmekte. Her ne kadar 19 Eylül’de benzer bir muhtıra yayınlansa da, bu kez gerek anlaşmazlığın taraflarının gerekse AB’yi temsil eden Almanya ve Fransa ile ABD’nin daha sağlam irade gösterdikleri gözlemlenmekte. Zira ABD Başkanı Barak Obama birkaç kez Ukrayna krizinde rolleri olduğunu, Moskova’nın ayrılıkçıları zorunluluktan dolayı desteklediği vs. mealindeki açıklamalarıyla bir anlamda öz eleştiride bulunmuştu. Yabancı savaşçıların ülkeyi terk etmesi ve devlet sınırının yeniden Ukrayna’nın denetimine verilmesi ayrılıkçılar ve Moskova açısından bir geri adım olarak görülse de Donbas’ın belirli kısımlarına yasal değişiklikle tanınan özerkliğin kalıcı hale getirilmesi ve bunun diğer anayasal reformlarla birlikte anayasal düzeyde garanti altına alınmasının, anlaşmayı dengelediği gözlemlenmektedir. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “Minsk Anlaşmaları’nın uygulanması halinde Rusya’ya yönelik yaptırımların kaldırılacağı” açıklamasının, Batı’nın çok daha karmaşık Kırım konusunu “donmuş anlaşmazlık” olarak bir tarafta tutmaya razı olduğunu, Ukrayna’yı da bu yönde ikna ettiğini göstermektedir.